İnsanlar elleriyle düşünürdü. Merakın yanıtıydı onlar; hisseden, yoklayan, çeviren, kaldıran, sıkan elleriydi. Hatırı sayılır büyüklükte beyinleri olan hayvanlar vardı ama onların elleri yoktu ve tüm farkı yaratan da buydu.
İthakiKitabı okudu
Hayır, Birinci Konuşmacı. Onun kusuru, kusursuz olması.
Kusursuzluğu ölümcüldür.
İthakiKitabı okudu
Aslına bakarsan, bir dünya teknolojiden yoksunsa ve geliştiriyorsa bunun ilerlemesini karanlık yüzeyin üstündeki ışığın artışından izleyebilmen gerekir.
İthakiKitabı okudu
Pelorat içini çekti. " İnsanları asla anlamayacağım."
" Anlayacak bir şey yok. Yapman gerekenin tümü kendine yakından bakmaktır ve diğer herkesi anlarsın. Bizler hiç de birbirimizden farklı değiliz."
İthakiKitabı okudu
...onlar da Salvor Hardin'in " Şiddet yeteniksizlerin son sığınağıdır," söylemine sadıklar.
İthakiKitabı okudu
"Kendine şöyle yakından bir bak, o zaman başkalarını da anlarsın."
Gerçeğin işe yarayacağı anı anlamak güzel bir şey. Çünkü gerçek olmayan hiçbir şey aynı içtenlikle anlatılamaz. Preem Palver bir keresinde, ''Bir yalan gerçeğe ne kadar yakın olursa, o denli inandırıcı olur,'' demiş. ‘'Yerinde kullanılan bir gerçekse yalanların en güzelidir."
