Sevgili Theo,
Kalbimde sana söylemem gereken bir şey var; belki de önceden biliyorsundur, senin için yeni bir haber değildir bu. Bu yaz, yüreğimde Kee’ye karşı derin bir aşkın geliştiğini açıklamak istiyorum sana. Ancak, bunu kendisine açtığımda, geçmişle gelecek arasında bir ayrım yapamayacağını, duygularıma hiçbir zaman karşılık veremeyeceğini söyledi. Bunun üzerine, ne yapmam gerektiği konusunda içimde korkunç bir kararsızlık doğdu. Onun, “hayır, hiçbir zaman, asla” deyişine boyun mu eğeyim, yoksa olayı kesinlikle kapanmış olarak düşünmeyip umut beslemeye devam ederek vazgeçmeyeyim mi? İkinci şıkkı seçtim. Şu âna dek bu karardan pişman olmuş değilim. Hâlâ, “hayır, hiçbir zaman, asla” duvarıyla karşılaşıyorum, o başka. O günden bu güne birçok “Petites misères de la vie”** ile didiştim elbette...
Theo’Ya MektuplarVincent Van Gogh · Dorlion Yayınları · 20206,3bin okunma
Kitaba karşı hemen hemen karşı konulmaz bir tutkum var; hiç durmadan okumak, öğrenmek, kendi kendimi yetiştirmek peynir ekmek kadar kesin bir gereksinim benim için.
Van Gogh'un 1890 yılında (kulağını kestikten 2 sene sonra) çizdiği “Tutuklular Çemberi” tablosunu daha önce görmüş müydünüz?
Van Gogh 1888 yılında kulağını kestikten sonra akıl hastanesine kaldırılmıştı. Dolayısıyla bu tabloyu oldukça karamsar bir döneminde çizmiştir.
Resimde etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir hapishane avlusunda, çember