Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sıla

Sıla
@vantablack0
Öğrenci
null
null, 26 Ağustos
65 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
282 syf.
·
Puan vermedi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.3/10 · 54,4bin okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small
8.2/10 · 30,1bin okunma
Dinlenmekten korkmayın. Durmak ölmek değildir. Yavaşlamaya izin verin ve bu dönemlerde bir yandan da güç toplayın. Çünkü haya bizden daha büyük. Daha fazla bilgiye sahip. Hem eğlence ve canlılık da pek çok yerde saklıdır, sadece sorunlarda değil. Üstelik sizi hangi fırtınaların beklediğini de bilemezsiniz. Pek yakında da olabilir. Olaylar aksın gitsin yanınızdan. Düşlerinizin üzerine sımsıkı yerleşirseniz düşmeden durabilirsiniz. Siz birbirinizde gördüğünüz özü saklı tutun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İçlerindeki karmaşayı "alkol, tıkınma, iş, başkaları" gibi kaçış noktaları olmadan, anlamaya çalışarak, duygularla yüzleşip hissetmeye izin vererek, zarar veren değil adanmış eylemlere yönelerek çözümlemeye çalıştılar. Kolay olmadı ama hep aynı yoldan aynı hedefe yürürseniz basitleşir karmakarışık yollar.
Yok saymak en kolayıydı. Öylesine yaşamak... Mağdur olmayı kabul edince çaba sarf etmek gerekmiyor.
Reklam
İlişki sürecinde tam da her şeyin daha iyiye gitmesini beklediğimiz bazı durumlar vardır ki tam aksine çiftleri birbirinden uzaklaştırabilir. Örenğin çiftlerden birinin uzun süre devam etmiş olan bir hastalığı iyileşmeyle sonuçlandığında aralarındaki bütün dengelerin değiştiğini ve sorunlar yaşamaya başladıklarını görürüz. Aynı şekilde çiftlerden biri terapiye başlar ve değişir. Her açıdan daha sağlıklı bir birey olur ancak yeni rolü ile bu kez de eşi tarafından bambaşka sorunlara davet edilebilir, kabul göremez. Başka yaşamsal köklü değişiklikler ya da uzun süre mücadele edilmiş sorunların ortadan kalkması da ilişki için tuhaf bir şekilde tehdit olabilir. Burada kilit nokta şudur: İlişkinin temeli kurulurken hasarlı olan kişiler birbirine yaklaşmış ve mozaik yapı çok çabalamayı gerektirmişse, düzlüğe çıkmak bu temeli kökünden sarsabilir. İlişkinin kalıpları tümden değişir. İnsanın alışmış olduğu ilişki tarzları nasıl olursa olsun -sağlıklı ya da hasarlı- çocukluk dönemi de dahil tüm bir hayatı kapsıyorsa, bunu kaybetmek daima bir şaşkınlık, hüzün ve yas içerir. Yeni düzenin dengeleri yeni bir dil öğrenmeyi zorunlu kılar.
İlişkilerinin hikayesinde en göze çarpan dinamik şu olmuştu: Sevgiyi, içinde gerçek bir dram varsa hissedebiliyorlardı. Acının içinden geçmeyen bir sevginin tam olmadığını düşünüyorlardı. Daha fenası ilişkinin içinde oyunlar, tiyatrolar olmadan canlı olduğunu kavrayamıyorlardı.
"Sevginin değil, dramın bittiği nokta"
Bu iki insanı ilişkilerindeki rutinliği görmemek imkansızdı ama zaten yıllarca evli olan başka pek çok çiftin evliliği de özünde bundan farksız değildi. Sonuçta insanlar hayatlarında rutin olanlara ihtiyaç duyarlar. Çünkü alışkanlıkla kişide güvenlik hissi yaratır ve aidiyet duygularını pekiştirir. Hatta evliliğin ilk yıllarında olan telaş ve kurulum çabaları geçtikten sonra genelde çiftler birbirlerine daha fazla döner, zaman ayırır ve birbirlerini daha çok keşfederler. Eğer kişilerin ruhsal yapısı sağlıklıysa ve bu rutini ve gündelik sorunları hayat yorgunluğu, can sıkıntısı ve birbirinden kopma olarak algılamazlar. Mevcut sorunların çözülmesinden tatmin duyar, bunların yerine yenisini koymak için çabalamazlar.
Yeter ki bir başkasını sizi sevmeye ikna etmek yerine, gerçek sevginin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarınızın karşılandığı bir alan olduğunu öğrenin. Sevmek ve sevilmek uğruna kendi yaşamınızdan vazgeçmeyin. Kendi güzelliğini nehirde izlerken yok olup gidecek bir kişinin yolculuğuna eşlik etmek yerine, kendinizi saygı ve sevgiyle kucaklayarak bir yol bulmayı hedefleyin ve bilin ki bu suda pek çok insan boğulsa da pek çok insan da yüzmeyi öğrendi.
Kendinden vazgeçen insanın başka bir yuvası olmazmış. Anladım ki kendini yuva bellemeyeni, başka hayatlar yoluna katmazmış. Bir başkasına ihtiyaçtan, muhtaçlıktan koşan kimse gerçekten haz almıyor, kendini kandırıyormuş. Birinin üzerine yıkıldığında hiç kimse elinden tutup kaldırmıyormuş.
Reklam
Niyet eğer ilişkiye devam etmekse sinyal geldiğinde okumak ve çözüme bakmak gerekiyor. Taraflardan birinin farklı zamanlarda konforundan vazgeçmesi çözecek belki de pek çok sorunu. Eşin ihtiyaçlarına daha duyarlı olma kararı ve bunu uygulamasıyla bile kurtulacak aslında. Daha fazla sorumluluk alabilme, gerçekten bir yetişkin olabilme, empati gösterebilme süreçteki gerginliği rahatlatacak ve taraflar bir zamanlar birbirlerinde bulduğu güzellikleri tekrar hatırlayacak. Ayrıca tüm bunlar sadece ilişkiyi kurtarmak, ötekini mutlu etmek adına değil kişinin gelişmesi, dönüşmesi, anlamlı bir hayata ulaşması adına da yollar sağlayacak.
Aşığım, seviyorum gibi hayli çekici ve karşı konulması çok güç hislerin sadece sözcüklerden değil emeklerden, çabalardan, anlayıştan, şefkat ve kabulden de oluşması beklenmez mi? İlişkilerde sorunlarla uğraşmak mühimdir. Sorular ve cevapları can yakıcı olabilir ama bir ilişkinin benliğimizi sorgulatıp kendimizi bize tanıtması için davetini geri çevirmemeliyiz. İnsan çığ altında kaldığını zannederken belki de göğsünde yumuşatıp karşılık verebileceği darbelere maruz kalıyor olabilir.
Asıl hikaye şarkıyı her zaman doğru çalıp tamamlamak değildi. Asıl hikaye müziği arzuyla ve tutkuyla hissetmek ve yeniden bir başka notada yakalamaktı. Yani müziği yaşamaktı. Hayatı olduğu gibi.
"Yaşamayı seçmek" dediğimiz gitmek ya da kalmak değildi. "Yaşamayı seçmek" her şeyden önce "yaşamaya çalışmaktı". Bir adayıştı bu. Başkalarını olduğu kadar belki de daha çok kendimizi yarı yolda bırakmamaktı. İlişkilerimiz, fiziksel ve ruhsal yaşamımız, serpilip gelişmemiz için yol açmaktı, yola çıkmaktı. Bir yolculuktu ama gitmek değildi bu. Yaşamayı seçmek için bir yerden, bir insandan, bir işten, bir şeyden gitmek yanılsamaydı.
Bir çocuğun dünyasının bir erişkinden en büyük farkı yaşanan herhangi bir sorunun suçlusu olarak kendini görmesi ve sorgulama kapasitesi henüz yeterince gelişmemiş olduğu için, sanki gerçekmiş gibi bunu tüm kalbiyle kabul etmesi ve buna inanmasıdır. İleriki yaşlarda kaybını sorgularken de çocukken yerleşmiş olan bu inançlar onun peşini bırakmaz. İç ses hiç susmadan arka planda çalışmaya devam eder.
636 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.