İçerisinde bulunan sekiz öyküden oluşan tek kitabıyla şahsi kanaatime göre Türk edebiyatında Oğuz Atay öykücülüğü olarak yeni bir öykü tarzı oluşturdu. İletişimsizlik, yabancılaşma gibi konular daha önce birçok öykü kitabında işlenmiş olsa da Oğuz Atay bu temalara çok dürüst bir kendiyle hesaplaşma tavrı ekleyip teknik olarak da ironiyi
Sahiden bereketli mi topraklar üzerinde? Geçim derdinde olan garibanın ezildiği, ırgatbaşının işçinin haftalıklarından kestiği, işçilere araç gözüyle bakıldığı, tozlu topraklı, bayat ekmeklerin yemek zorunda bırakıldığı bir ortamda sahiden bereketli mi topraklar üzerinde? Umutların bir bir söndürüldüğü, emeklerin sömürüldüğü, adam kayırmanın
Uzun bir aradan sonra gelip geçmiş yıllarda yazdığım yazıları okumak ve hangi psikolojide yazdığımı sorgulamak bir değişik hissettirdi. Bir anı gibi kalmış. Acaba o gün ne hissettim de bunu yazdım dedirtti. Üniversite başında açtığım sayfaya üniversiteyi bitirmeye yakın gelmedim de demem :) eskiye bakıp bunları okumak iyi geliyor aslında. Geçiyor Sümeyye mutlu günler de acılar da. Kalıcı bir şey yoktur. Acaba bu yazıları kaç yıl sonra geri okuyacam ve 23 yaşındaki bene ne diyecek ya da ben o zaman nerde olacam açıkçası bunları merak ediyorum. Dördüncü senem de geldiğim noktayı sevdim. Daha iyisi olabilir miydi elbette olabilirdi. Yavaş yavaş büyüyoruz. Ve yaşadıklarımız ile var oluyoruz. Bazen iyi şeyler katarak bazen de bizde olan iyi şeyleri alarak bir bütün oluyoruz. Okur muyum hala burda olur muyum bilmiyorum ama kendin olmaktan asla vazgeçme, düşüncelerini geliştir ama vazgeçme. Ne yaparlarsa yapsınlar hayata dair umutlarını kaybetme ve inan lütfen güzel günler gelecek. Zamanını bilmesem de gelecek. Geldiğin noktayı daima yüksek tut. Sürekli kendini bir önceki sene, ay , gün ile kıyasla. Başkaları ile değil çünkü yaşadıklarımız, deneyimlerimiz, beklentilerimiz, tecrübelerimiz ve kişilikler farklıdır. Geleceğe bir not: şuan ki bu enerji , umut dolu , azimli kızı çok seviyorum. Lütfen bu hep böyle devam etsin. Çünkü kolay olmadı.
Bu esere 10 puan verdikten sonra diğer puanladığım bütün eserleri bir puan düşürmeyi düşündüm. Zira bu eserin 10 puan aldığı kütüphanede diğer bütün eserler, türü ne olursa olsun en fazla 9 puan alabilirler...
...
Ben bu kadar hayatı tanıyan, bu kadar ruhları çözümleyebilen ve dahi bu kadar derinden hissettirebilen bir ikinci kitap daha okumadım. Alalade bir teşvik ile temin edip okuduğum bir eserden bu derece etkilenmek aklımın ucundan bile geçmezdi. Bırakın hayatımın bundan sonrasını belirleyeceğini, Türk edebiyatında böyle bir eserin yaratılabileceğine ihtimal dahi vermezdim. Ancak bu eser, bütün tahminlerimin ne kadar nakıs olduğunu en yüksek kelamdan nutketti.
Bu eser, kesinlikle ülke sınırlarını aşmalı. Bütün ülkenin edebiyat severleri olarak var gücümüzle bu eseri bütün bir dünyaya okutmalıyız. Zira şu eseri okuyup da ondan nasiplenmeyecek bir dimağ yoktur bana göre yeryüzünde. Öyle ki mübalağa ettiğimi düşünmenizden çekinmesen "Reşat Nuri'nin bu eserini okumuş olsa Dostoyevski dahi önünü iliklerdi" derdim. Ama eseri okumadan bu meramımı anlamınızı beklemem evvela size haksızlık etmek olur.
Lütfen bu eseri okuyunuz ve okutturunuz efenim. Benim okuma hayatımın zirvesi oldu.
YouTube kitap kanalımda Rus edebiyatı kitapları okurken işinize yarayacak bilgiler verdim: ytbe.one/zT0CaAXppUc
Yoksulluk ve acı dolu bir hayat sürdükten sonra adınızı Acı olarak değiştirseydiniz sizce nasıl olurdu? İşte Gorki tam da böyle yapmış biri...
Yıllardır Rus edebiyatı okuyorum. Şimdiye kadar
‘Yapmamayı tercih ediyorum’’
Kitabı satın alırken tezgahtarın bana söylediği cümle idi. Sonra karşılıklı muhabbet etmek amacıyla sordum ‘’beğendiğiniz bir eser sanırım? ‘’
‘’ Evet, çok beğendim, siz de beğeneceksiniz’’
‘’Neler kaldı aklınızda?’’ dedim.
Bu tanıtım cümlesini kitabı satarken söyleme gereği duyduysa, tercih etmeye karar