Öğret bana nasıl unutulur, ellerim yara olana kadar kazdım büyük çukuru, ben hissettim, topladım ve şimdi unutmak için gömdüm yaşadığım her anıyı. Bilirim insan bir kere ölmez, hepsiyle birlikte sende girsen o büyük çukura, ölmezsin. Tüm o karanlıkta nefes alırsın, hatırlarsın. Karanlık hatıralar konusunda çok acımasızdır, senin gibi. Söyle bana nasıl unutulur, kalbim kırık olduğunda mı, yoksa kendi kederimi anlatacak biri bulamadığımda mı? Yıllardır böbürlendiğin o güçlü zihnin seni bir çizikle terk edişinde mi? Dinle beni nasıl unutulur, gözlerimin içine bak, yaktığın ateş hala içimde, hatırlarsın bahsetmiştim ve görebilirsin; tek farkı artık benim için yanıyor, her yaşantıyı yanıp kül edebilmek için, öyle güçlü ve öyle benzersiz ki ben sadece ona hizmet ediyorum. Her direnişin parlak ışığı, ölçüsüzlüğün nihai perişanlığı üzerimden gitmiş; ben artık kendim için var oluyorum, dinle beni böyle unutulur.