_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
680 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
(Biraz abartarak söylüyorum,dikkat) Bu kitabın; kendimle ilgili ifade edemediğim şeyleri ifade ettiğini,bilmediğim şeyleri bildiğini,fazlasıyla beni kapsadığını bilen, kitabın benimle olan bağından haberdar olan bir yakınımın bu kitabı okumasını istemezdim. Başkasının hakkımda bilmedikleriyle var etmeye çalıştığım özümü çökertebilir bu ifşa,
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 201710,4bin okunma
Reklam
Var olan sadece madde ise düşünen-hisseden kimdir?
İbni Sina (980-1037) ise, ruhun yapısal bakımdan bedenden farklı madde-dışı, cisim-dışı bir töz olduğunu kanıtlamak için ilginç bir akıl yürütme veya zihni deney teklif eder. İçimizden birinin birdenbire boşlukta yaratıldığını düşünelim. Bu insanın, boşlukta yaratılmış olmasından dolayı, duyu organlarını üzerlerinde kullanacağı herhangi bir şey olmayacaktır. Yani o ne bir şey görecek, ne bir ses duyacak, ne koklama ne de dokunma duyusuna herhangi bir şey etkide bulunacaktır. Onun, bedeninin uzuvlarını duyusal olarak hissetmemesi için kol ve bacaklarının birbirlerinden ayrı ve ne birbirleriyle ne de bedenin geri kalan kısmıyla bir temasları olmaksızın varlığa getirilmiş olduğunu, nihayet buna ek olarak iç organlarının kendileri hakkında hiçbir iç algıya sahip olmayacak şekilde varlığa getirilmiş olduğunu varsayalım. Şimdi bu durumda, yani ne kendisini çevreleyen dış ortamı, ne kol ve bacaklarını, ne bedenini veya bedenindeki iç organlarını hissetmediği halde, "bu boşlukta asılı adam", gene de kendisinin var olduğunu fark edecek midir, kendisinin varlığının bilincine sahip olacak mıdırn İbni Sina'ya göre evet! Ama o, kendisini ne bir uzunluk, ne genişlik, ne derinlik olarak, yani bir cisim veya beden olarak tasdik etmeyecektir; çünkü bunlara ilişkin en ufak bir algısı yoktur. O halde, o, kendisini, kendi özünü ancak madde madde dışı bir varlık, bir ruh, bir tin olarak fark edecek, algılayacak veya bilincine sahip olacaktır.