İnsan aydınlıkta karanlığı aramaz fakat karanlıkta hep bir ışık ister.
Reklam
Son umudun kaybedilmesi, yaşarken ölmek gibi derin bir acıdır. Bunun için insan insana ihtiyaç duyar.
Bazen tedirginliğim artıyor, sorular sormaya başlıyorum kendime. Bu dünya katranlaşmış fikirlerimi kabul etmekte bir naziklik gösterebilecek mi? Peki ya kurumuş çürük ve neye benzediğini dahi hatırlayamadığım bedenimin, kendi bedeni üzerinde soluklanmasına müsaade edebilecek miydi?
Diyorum ki keşke bir şair olsaydım, içimdeki yükün ağırlığını kelimelerin sırtına yüklerdim...
Hayatını değiştirmek istiyorsan, önce zihnini değiştirmen gerekecektir. Zihninde oluşan olumsuzluklar önce kalbine işler ardından bütün bedenine. Kalbine işleyen bir olumsuzluğun tamiri çok büyük çaba ister.
Reklam
Merhaba kitapseverler #varlığımınkabuledildiğigün#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#alıntı "Son umudun kaybedilmesi,yaşarken ölmek gibidir derin bir acıdır. Bunun için insan insana ihtiyaç duyar. Kimi insanlar vardır ki umudunu kaybedene umut,gözlerini kaybedene göz,duyamayana kulak ve anlatamayana ses olurlar. Tıpkı bir anne gibi merhametin vücut bulmuş hali olup herkes için umudu bedenleriyle bütünleştirirler." Kitabımıza gelirsek, görmeyen ,duymayan , konuşamayanlara ışık tutan bir profesörle yolları kesişen üç engelli kişiliğin hocaları sayesinde keşfettikleri uzun ve meşakkatli yollarını anlatıyor. "Kitaplaşan insan" okulunun mucizevi öğretim üyesi... Hüsrev gibi olup görememek , Mihrimah gibi olup duyamamak .Yaşamayı, üretmeyi engel olamayacağını bize gösteren değerli o profesörü umut kaynağı o mübarek insanlar hep olur inslh. Bu ilk tanışma kitabım ,sanırım cihan bey' inde ilk kitabı .Ne güzel bir kitapti öyle hiç bitmesin diyeceğiniz türden.. Bende farkındalık yarattı. Hepimiz birer adayız ne olacağımız belli mi? Hayat bu... Önce sağlıcakla sonra da kitapla kalın emii... @matyayin
Cihan Aksoy
Cihan Aksoy
@gülceylekitaplar
Özlem Yıldırım
Özlem Yıldırım
İnsan aydınlıkta karanlığı aramaz fakat karanlıkta hep bir ışık ister.
İnsanlar sevgiyi, ilgiyi ve mutluluğu makinelerde bulmaya yöneldiler. Bugün yapay bir gül yapılsın yaprakları açan, sararıp solduktan sonra yaprak döken ve bir daha açan. İnan ki şuan yanı başımızda duran beyaz güllerden daha çok ilgi görecektir. Artık kafamızın içi bile makinelerle yönetiliyor. İnsanlar televizyon ekranlarından ayrılamıyorlar ve ekranlardaki insanlar gibi olmayı hedefliyorlar. Yani kendileri olmayı değil de başkası olmayı tercih ediyorlar. Aslına bakarsak mutluluk, insanın kendisine doğru yapacağı yolculuğun adıdır. Zaman mı değişti, bilmiyorum ama nereye baksak kendisinden göç verenlerin nüfusu artıyor. Aklımın almadığı üzücü bir olay daha var Hüsrev: İnsanlar duygularına karşı öyle çok yabancılaştılar ki sevmeyi bile makinelerden öğrenmeyi doğru buluyorlar. Zaman değişti evet, fakat bu durum duyguların yozlaşması anlamına gelmemeliydi. Sevgi insanın içine ekilen bir tohum, sen onu besledikçe büyüyecektir. Oysa unutuyoruz çoğu şeyi, en çok da duygunun insandan bir parça olduğunu. İnsanlar neden bir gülü makinede görmeyi tercih etsin ki? İnsanlar anı ölümsüzleştirmek istediler ve bunun için en değerli olan 'O anı' ölümlü kıldılar. Anın ölümsüzlüğü için gözlerine güzel gelen şeylerin fotoğrafını çekip sonra ara ara bakmak istediler. Fakat anı ölümsüzleştirmek isterken hep 'O anı' yaşamaktan yoksun kaldıklarını fark edemediler. "
158 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.