Zygmunt Bauman; özgürlüğün, tanımlanması en güç kavramlardan biri olduğunu belirtir. Oysa hemen herkes, özgürlüğün ne olduğuna dair kesin bir bilgiye sahipmiş gibi gelir. Bizler neden salt özgürlüğü yakalayamayız? İzah edelim;
Akıl sahibi bir insan özgür olmaz, olamaz. Bir insan hem akıllı, hem de salt özgür olma şansına sahip değildir. Bunun birden fazla gerekçesi olsa da en önemli sebep, idrak sahibi bir varlığın aklın kurallarına uyma zorunluluğu taşımasıdır. Mesela bu cümleyi okumaya sondan başlamadınız, telefonu ters de tutmuyorsunuz. Peki, bunları neden bu şekilde yapıyorsunuz? Yani neden bir şeyleri baş aşağı değil de belirli mantık çerçevesinde yapıyorsunuz? Cevap basit, aklın otoritesine göre hareket ediyorsunuz.
Kant' da bu şekilde düşünür. Nitekim Kant'a göre bir insan us'un yardımı olmadan bir şeyler inşa edemiyorsa ona tabiidir. Bunu bir örnekle izah edelim; Giyiminizi belirleyen husus özgürlüğünüz müdür yoksa mevsimler mi? Peki baktığımız bir objeyi ortadan kaldırmak istediğimizde veya bir şeyleri düşünmek istemediğimizde bunu başarabiliyor muyuz? Açlığımıza karar veren mekanizma nedir? Uyuyup uyanmanıza kim karar veriyor?
Her şeyi geçelim, yazdıklarımı okumanıza ve üstüne belirli bir düşünce temellendirmenize sebebiyet veren itki ne ola ki? Tamam kızmayın hadi özgürsünüz. Ama belirtmeliyim ki bu, sizin düşündüğünüz şekliyle bir özgürlük değildir. Zihinde kalın.