Surete vurgun, asıla dargın olanlar, aşkın kanatlarından söz etmemi istiyorlar benden.
Firkatten, hasretten, vuslattan dem vurmalıymışım !
Oysa benim içim beyhude geçen ömür günlerinin, gidip de gelmeyen fırsatların hüsranıyla yanıyor.
Kalbime cihanı kaplayacak kadar muhabbet kabiliyeti verilmiş ama ben onu GÖLGELERE sebil etmişim.
Aynada cazip suretler var ederek varlığını duyuranı unutup AYNALARA Âşık olmuşum.
Oysa kırılmaktır aynaların kaderi. Sanal sevgililer ise, bir duman misali savrulur gider. Ne kalır geriye ?
Hüzün, hasret, esef, nedamet...