Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan ve Varlık
...doğmaya başlayan şey hiçbir zaman tam bir varlığa erişemez; çünkü bu doğuş zaten hiç bitmez, bir sona varır gibi durmaz, tohum halinden başka hallere, bir o yana bir bu yana doğru hep değişir durur. İnsan tohumu ana karnında biçimsiz bir meyve olur önce; sonra çocuk biçimini alır; karından çıkınca memelik bebek olur; sonra bir küçük oğlandır, sonra bir delikanlı, sonra olgun, sonra yaşlı bir insan, sonra çökmüş bir ihtiyar. Öyle ki yaş ve ona bağlı oluş hep bir önceki hali bozup dağıtarak yürür:
Sayfa 128 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yoksulluğu seven, ona bağlanan insanlar büyük bir varlık taşır içinde, vicdanının sesini her zaman duyacaktır o. İçinden gelen bu sesi duyan ve dinleyen adam, Tanrının en büyük armağanını edinip bir dost bulacaktır kendine, yalnız kalmayacaktır hiçbir zaman...
Sayfa 9
Reklam
Tanrıyı seviyorum şimdi; insanları değil. İnsan fazlasıyla kusurlu bir varlık çünkü. Bence insanları sevmek felaketim olurdu.
Hıra, bu anlamıyla bir gönül hicretidir. Bir iç göçtür. İçinin uçsuz bucaksız bozkırlarında insanın kendisini aramaya çıkmasıdır. Aradığını bulduğu an, varlık yumağının kaybolan ucunu eline geçirmiş olacaktır. Hep onları konuşuyoruz. Hep onları kurtarıyoruz. Hep onları hesaba çekiyor, onları uyarıyor, onları yargılıyoruz. Ya kendimiz? Bu halimizle eteği tutuşmuş itfaiyecilere benziyoruz. Kendi yangınını söndüremeyenin başkalarının yangınını söndürmeye seğirtmesini kim ciddiye alır? Tefekkür, adını sadece kitaplarda gördüğümüz bir Zümrüd-ü Anka. Olayları, insanları ve en kötüsü de kendisini konuşanlar arasında “tefekkür” yitip gidiyor. Tefekkürü kaybedenler düşüncenin sermayesini kaybetmiş sayılırlar. Sermayesini kaybeden insanın açtığı dükkânda boşboğazlıktan, lafazanlıktan ve bencillikten başka ne pazarlanabilir? İtikâf, kayıp taraflarımızı aramanın, içimizin yaralı bölgelerini sarmanın, insanlar tarafından Karacaahmed''e çevrilmiş gönüllerimizin enkazını temizlemenin en güzel yöntemi. Yüreği yeni acılar çekecek, yeni kahırlar yüklenecek hale getirmek için bakım ve onarıma almaktır itikaf. İtikaf sünneti, aslında bir iç eğitim seferberliğidir. Her Ramazan''ın son on günü camiler birer okul haline gelmelidir. Mutekifler bu okulun öğrencileri, Kur''an bu okulun bir numaralı kitabı, bayram bu okulun mezuniyet töreni olmalıdır.
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu
Ayrılığın aşka dâhil olduğunu, bi' şekilde göz yaşlarına anlatması gereken varlık türü.. 😆
"Varlık elde etmek için yokluk gerek. Mimar ev yapmak için boş arsa arar. Marangoz, ahşap işi yapmak için ham tahta arar. Saka, su satmak için susuz ev arar. Yokluğa dikkat et, onda çok hikmetler var." "
Mesnevi
Mesnevi
"
Reklam
ERKEK TİPOLOJİLERİ Kişilik sorunu, otuz yıllık mücadele tarihimizin en temel sorunu olarak süregelmiştir. Kürt toplumsal gerçekliğinin karmaşıklığı, dış güçlerin baskıcı-asimile yöntemleri ile ortaya çıkan kişilik gerçekle- ri, her boyutuyla içinde bulunduğu çıkmazı derinleştirmiştir. Kürtlük bilincinin kişiliklere parçalı yansıması, ağırlıkta da
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
"İnsan eksik bir varlıktır" der. Ona göre insan önce var olup sonra bazı şeylerden eksik kalan bir varlık değil; kendisi 'eksiklik' olarak sahneye çıkan bir varlıktır. İnsan her zaman eksik bir varlıktır ve hep kendini tamamlamaya uğraşır. Bu tamamlanmaya çalışma bireyi insan yapar.
Turistin biri, kutupta altı ay gece gözlem yapma kararı alır. Bu iş için yanında kimseyi götürmez. Nihayet bu tehlikeli kararını gerçekleştirir. Her tarafı karanlık kaplamış, altı ay boyunca simsiyah bulutlu tipili soğukta zaman geçirir. Buzdan kendisine bir oda yapmış ve hava sıfırın altında 50 derece. Bu yolculuktan döndükten sonra, Yapayalnız adıyla bu macerasıyla ilgili bir kitap yayımlar. Bu kitapta, 'birçok kez ölümün eşiğinden döndüm ve bu yolculukta bana güç veren tek şey, Allah'ın her zaman yanımda olduğundan ve asla yalnız olmadığımdan emin olmamdı' diye yazar. Bu, öyle bir yalnızlıktır ki özellikle Hak Teâlâ'nın maiyetinden, yani Allah benimledir demekten emin olmuştur. Arif tüm varlık âlemine karşı aynı inancı taşımaktadır; tüm varlık âlemini, kendisine inandığının bir cilvegâhı olarak görür.
Sayfa 167Kitabı okudu
Yalnız varlık, insanlar tarafından terk edilmiş olan değil; insanlar arasında acı çekendir.
Reklam
198 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Mahmut Makal'ın 1950'de yayımlanan ve Köy Edebiyatı'nın en önemli sembollerinden biri olan Bizim Köy, aslında 1948-1949 yılları arasında "Bir Köy Öğretmeninin Notları" adıyla Varlık dergisinde yayımlanmış. Yazarın yaşadıklarından ve gördüklerinden yola çıkarak, yerel bir ağızla yazdığı çarpıcı gerçekler yalın anlatımıyla öne çıkmaktadır. Kitapta, köylerde yaşanan işsizlik, yoksulluk, açlık, susuzluk, cahillik, bürokrasinin, sağlık ve eğitim sisteminin yetersizliği, dini inanışlar, hurafeler ve tarikatlar gibi sorunlar işlenmektedir. Kitabın yayımlandığı dönemde büyük tepkiler alan Makal, tutuklanmış ancak ceza almamış. Oldukça etkileyici bir eser olduğunu söyleyebilirim hele ki yazma şartlarını okuduktan sonra yazara hayranlığım bir kat daha arttı. 20'li yaşlarındaki idealist bir öğretmenin tüm bu zorluklarla mücadele etme çabası da hiç kolay olmamış doğrusu. "Güleriz ağlanacak halimize" deyişindeki gibi yer yer gülümseten satırlar olsa da yazar gerçekleri ince ince tokat gibi okuyucunun yüzüne çarpmıştır. Ara Güler'in fotoğraflarıyla desteklenen kitabın sonundaki Türk ve Dünya basınında yeralan övgüleri okumak da ne kadar değerli bir eser olduğunu bir kez daha vurguluyor. Kesinlikle okunması gereken bir eser. Kitapla kalın...
Bizim Köy
Bizim KöyMahmut Makal · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,192 okunma
Acele
Dinlediğim podcastte diyor ki: 'tabiatta hiçbir şey acele etmiyor; ay acele etmiyor, güneş acele etmiyor, ama insan aceleci bir varlık, biz acele ettiğimizde ruhlarımız geride kalıyor.' çünkü bir yere vaktinden önce varmak, bir parçanı yolda bırakmak demek aynı zamanda..
Hak katında sevgi milyonlarca Erkeğe, sonsuz alternatife rağmen tek bir Kadına kalbini, ruhunu, bedenini adamak, emanet etmek, bağlanmaktır. Hak katında sevgi milyonlarca kadına, sonsuz alternatife rağmen tek bir Kadına kalbini, ruhunu, bedenini adamak, emanet etmek, bağlanmaktır. Kalbinde gerçek bir sevgi varsa ABD'ye gitsen, Şamada gitsen nereye gidersen git eller, gözler, ruh, beden sevdiğinden başkasıyla yapamaz mutlu olamaz. Geçici zevklerde, geçici heveslerde İnsan kendini ve ait olduğu sevgiyi bulamaz. Geçici zevkler uğruna ne ömrünüzü, ne vaktinizi, ne kalbinizi yorun, ne maddiyatınızı heba edin, ne de ruhunuzu kirletin. Kaderde varsa senin olan bir şekilde sana gelecek ve geldiğinde sen zaten onu her haliyle manevi duyguların yüksekse bileceksin. Bazen bilmek yetmiyor göz var, nazar var, haset İnsanlar var sevgine, kalbine, sevdiğine sahip çıkmayı ve onu kem gözlerden dillerden uzakta filizlenip yeşertmeyi resmiyete dökerek büyütmeyi bileceksin. Ve her zaman özelini sen ve o arasında tutmayı. Sevgi iki kişiliktir ve orada üçüncü bir kişiye yer yoktur. Mutlumusun sevdiğine ya da suya anlat, mutsuz musun sevdiğine ya da suya anlat ama asla üçüncü bir kişiye anlatma. Dostmu arıyorsun Allah'tan güzel dost mu olur... İnsanlar öyle bir varlık ki sende var onda yoksa onu yok etmek için her türlü kötülüğü eliyle diliyle gözüyle kalbiyle yapar o yüzden herşey Allah ile senin aranda bırak kalsın. Aldatan bir İnsan veyahut geçmişte aldatılan bir İnsan sevdiğinin sürekli kendini aldatmasından korkar. Gerçek seven sadece ve sadece sevdiğini her zerresinde taşır. Sevgi Aşk güven üzerine kurulur güven yoksa sevgi ve aşk yoktur sadece ve sadece çıkarlar vardır.
Kuşku barındıran her şeyin altında bir doğruluk payı vardır.Peki benimsenen hayatta kuşkuya yer yoksa,hangi doğrulardan bahsedecektik?Etik,Ahlak,Varlık...Hayatın anlamını kavramak belki bundan dolayı şüphe uyandırmamalıdır.Çünkü yaşanılan belki de gerçek ve yahut gerçekleşmesi muhtemel doğrulara gereksinimi yoktur.Anın tadını çıkarmak ve yaşamak...
E İbo'nunkini kurtardı!
Yargıçlar bölüm 11'de askeri lider Yiftah, Tanrıyla bir pazarlığa girişir; eğer Tanrı, Yiftah'ın Ammonlar karşısında zafer kazanmasını garanti ederse Yiftah ona kesin olarak bir kurban verecektir; "savaştan döndüğümde evimi ziyaret etmeye gelen ilk kişiyi yakarak sana kurban edeceğim." Yiftah gerçekten de Ammonları yener (Yargıçlar kitabından beklenileceği üzere "çok büyük bir toplu katliamla") ve eve zaferle döner. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, tek çocuğu olan kızı onu kutlamak için eve gelir (tef çalarak, dans ederek) ve (yazık ki) eve ilk giren canlı varlık odur. Anlaşılabilir şekilde Yiftah üzüntüsünden kendini parçalar fakat yapacak bir şeyi yoktur. Tanrı açık olarak söz verilen adağın adanmasını beklemektedir ve bu hengamede kız çok terbiyeli bir şekilde kurban edilmeyi kabul eder. Sadece iki aylığına dağa çıkıp, bakireliği için ağıt yakmak ister. Bu sürenin sonunda uysalca eve döner ve Yiftah onu pişirir. Tanrı, bu olayda araya girmeyi uygun görmemiştir.
Sayfa 233 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.