Özgür irade; insanın metafiziksel yörüngesinin eylem olarak dışa vurumunu kontrol eden korteks yapı olarak tanımlanabilir. Çünkü özgür irade insanın varlık sahasında hayatta kalmasına hatta gelecek nesle hayat bahşetmesine yol gösteren en yetkin konumdur. Bu bağlamda özgür iradeden kopuş insanın kendisini tüm yaşam sahasından soyutlamasıdır. Bu yüzden özgür iradenin varlığından asla vazgeçilmemelidir. Aksi takdirde kaosun farklı formları düzen altında insanın zihnine enjekte edilebilir. İşte bu nedenden dolayıdır ki; insanı kısıtlamak, ödül-ceza denklemine tabi tutmak..vb. durumlar içerisinde hayatını sürdürmesini istemek ahlaksal ve eylemsel köleleştirmekten başka bir açıklaması yoktur. Bu açıklamanın öngörüsünde dünya düzlemine bakacak olduğumuzda her birey kendi kararını vermekte özgür olmakla birlikte başka bir bireyin özlük haklarını ihlal etmeden adımlarını atmalıdır. Çünkü salt özgürlüğün tanımı ütopyalardaki gibi ya da distopyalardaki değil dişlideki çarklar gibi daima devinim halindedir. Şimdi oturup bir karar verelim ne kadar özgürüz!
Herkes İçin Siyer 1– Muhammed Emin Yıldırım - Bekir Develi
Muhammed Emin Yıldırım Hoca Siyer Tarifi..! Siyer her ne kadar bir insanın, bir beşerin hayatı olsa da, aslında bütün bir beşerin hayatıdır. Bakara 1. ve 185. Ayetin Tefsiri..! Kur'an, muttakiler icin hidayet kaynağıdır. Ancak muttakiler bunun insanlık için hidayet kaynağına çevirebilir. Eğer insanlığın bundan nasiplenmesini
Reklam
Ezberlediğimiz hayatı mı yaşamalıyız yoksa öğrendiğimiz hayatı mı?
Bu gün açken şunu fark ettim:Aç olmak canımı sıkıyor 😁dolayısıyla aç olmak kötü. Sonra tefekkürü bir parça ileri götürdüm aç olduğum geçmiş zamanları hatırladım ve anladım ki ben ne zaman aç kalsam "kötü" yü yaşadığım için canım sıkılmış.Bunu da fark edince dedim ki kendime acaba başka bir seçenek var mı? Yani açlık sorusuna psikolojimin
Aşkın Ölümü
T gözlerini açtığında öğle saatleriydi. Yatak odasının gölgesine aydınlık vuruyordu. Neclasız yaşamın ilk gününe yatağın Necla’ya düşen tarafında uyanarak başlamıştı. Gözleri ne işe yaradığını bilmeyen bir cihaza, yabancısı olduğu dünyaya aitlermiş gibi odanın içinde kayıtsızca geziniyordu. Zihninde gelişen ilk anlamlı düşünce ‘Oda ne kadar da
Sultan Yavuz
Yavuz’a Suriye’nin kapılarını açan rüya !... Fatih Sultan Mehmed döneminde gergin olan Memlük-Osmanlı ilişkileri İkinci Bâyezid zamanında düzelmişti. Yavuz Sultan Selim zamanında Portekizliler, Memlük Devleti üzerinde baskılarını artırmışlardı. Yavuz'un ilk yıllarında da iki devletin ilişkileri iyi durumdaydı. Ancak Memlükler'in Çaldıran
Kentin Saf ve Düşüncelisi
Orhan Pamuk'un 2011 yılında yayınlanan "Saf ve Düşünceli Romancı" kitabında (Harvard Üniversitesi'nde verdiği dersin notlarından oluşmaktadır) bu ayrımı ilk defa 1795 yılındaki makalesinde (Saf ve Duygusal Şiir Üzerine) kullanan Alman yazar Friedrich Schiller'e atıfta bulunarak bir roman yazarı ve okuru olarak bu iki tanım
Reklam
287 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.