Şu unutma hastalığı denen endişe sarmış yine sağımı solumu. Onlar unuttum sanıyor ama ben hatırlamanın verdiği acılar içinde kıvranıp duruyorum. Siz tanımı duran varlıkları lügatınızdan hiç silmek zorunda kalmadınız ki,nerden bilebilirsiniz unutmanın iyi olup olmadıgını. Yıllardır dokundugunuz şu varlık alemine bir sabah sözlüksüz uyanmak... Tarif etmeye de sözcüklerim yetmiyor zaten. En çok sancıtan şeyi söylemeliyim. Unutamıyor insan aidi olduğu gözleri. Ama durup düşünmüyor değil şu kadife sesin sahibini. Her an unutabilirim öyleyse söylemeliyim tüm bildiklerimi. Küçükken okutulan bir parça vardı yarım yamalak hatırımda. Evin yolunu bulabilsin diye sümüklü böceği takip eder dururdu tosbik.Ben bir sümüklü böcek olmaya değil yaşadığımı söylemeye geldim. Ben unutursam hepiniz unutursunuz beni. Özlemek çok güzel en sevdiğim yemeyi unuttuğumda kaybetmiştim bu hissi,bilmiyordum özlediğimin ne oldugunu. Beni özlemeniz için belli ki unutulmamalıyım. Biliyorum bir gün ansızın öleceğim. Ben öldüğümü siz yaşadığımı unutnuş olacaksınız muhtemelen. Ben çiçeklerimi sulamaya doğrulurken,siz ayağınız mezar taşıma takılınca hatırlayacaksınız gerçeği. Biliyorum bir gün ansızın öleceğim... En çok korktuğum unutulmuşluğumla... BETÜL BOZKURT
Sınırla ve Sınırda
İyi günler, Mayıs ayı öykü etkinliği ( #205074878 ) kapsamında ismini vermek istemeyen bir arkadaşın öyküsünü paylaşıyorum, herkese iyi okumalar. ---- Aylardır süregeliyor, üst bölgelerin pencerelerinden aşağı bırakılan kağıtları topluyorum. Yeni trendleri sanırım bu, üsttekiler terapi notlarını devşiriyorlar durmadan.
Reklam
Oruç Aruoba'nın özlem tanımı: “İşitmeyeceğini bildiğin birine, kendi kendine 'Neredesin?' diye seslenmek. Bomboş bir varlık ve dopdolu bir yoklukla.” Coelho da aşkı yaratanın, ötekinin varlığından çok, yokluğu olduğunu söyler. Yakınlığın yaktığı ateş uzakken alevlenir, yanarsın.
Düşünüyorum !
Kişisel gelişim okuyup ,ben değerliyim kimse benden değerli değil, her şey yapabilirim başkalarının fikirleri beni engellemez öğretisi alınca özgüveni gelişen birey kendini cesaretle ortaya koyuyor.Biz de bunu destekliyoruz çünkü toplumsal baskıdan kurtulmuş özgürlüğünü ilan etmiş insan alkışlanır.Buraya kadar olan iyi. Ancak sonra bu birey
Özgür kadınlarla özgür geleceğe✓✓
Kadın, bence belirli bir tanımı yoktur hani felsefe de yüce şeylerin tanımı yapılmaz gibi bir terim var yanlış değilsem, evet kadın tanımı kolay kolay belirli kalıplara sokularak yapılamaz. abla ,kardeş,anne, hepsi birer kadın aynı zamanda kadın felsefedeki bir çelişmezlik önermesini yikabiliyor bence. misal çelişmezlik ilkesinde kadın hem abladır
İnsan olmak
Sınır koymak veya kendine sınır konulabilir olmak insana ilişkin bir edimdir. İnsan olmak aynı zamanda sınırla kayıtlı olmak demektir. Cennet, tanımı gereği, aslında her şeyin serbest bırakıldığı yerin adıdır. Orada yok yoktur. Ancak insan olma şartı müstesna… İnsan, cennette de kayıtlanmıştır. “Şu ağaca yaklaşma” buyruğu, cennet ehlinden yalnızca insana yöneltilmiştir. Durum, insan olmanın haysiyetiyle ilgili... Çünkü kendine konulan sınırla sınanacak olan tek varlık odur. Çünkü istem (irade) sahibi olarak donatılmış biricik varlık odur. #RasimÖzdenören
Reklam
KADINLAR SUSMAYACAK
8. sınıf öğrencim Yaren Akgün'ün kaleminden; Geçmişte olduğu gibi günümüzde de ayrımcılık yapılıyor. Özellikle de kadın ve erkek başlığı altında. Kadının ezildiği, güçsüzleştirildiği; erkeğin güçlü olduğu, herkesi ezebileceği, adaletsizlik diye okunan bir başlık altında... Erkeklerin kadınlardan üstün görüldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Kadın ne
PLATON OKUMA REHBERİ
Platonun Diyaloglarını tam olarak hangi sırada yazdığı bilgisine sahip olmasak da; bu alanda çalışan kişiler bu diyalogları farklı dönemlere ayırırlar. Gelin birlikte farklı dönemlerde yazılmış, Platon ve felsefesini tanımak isteyen insanların yararlanabileceği eserlere bir bakış atalım. 1- Gençlik Dönemi Bu dönemde Platon'un kitaplarının
Sâhi'den Aşka Dâir Efkâr
Aşk... Işka kelimesinden geldiği rivâyet edilir. Sardığı ağacı kurutup tüketen bir bitki olan "sarmaşık" anlamına gelen bir Arapça sözcüktür. Aşkı da insanı zayıf düşüren, zamanla yiyip bitiren bir parazit gibi, sarmaşık gibi görürüz, mülâhaza ederiz. Öyle deriz ya, aşık olanı şifâsız bir belâya düşmüş gibi ifâde ederiz. Hâlbuki aşkı
ÖLÜMÜ EKARTE ETMEK!
Eskatoloji; insanın var oluşsallığının sonu olarak görülen ölüme dair bilimsel bir açıklamanın tanımı olarak karşımıza çıkan bu literatür. Aslında ölüme dair ola metafiziksel yörüngemizin ne kadar tutkulu olduğumuzu gösteren bir eğilimdir. Bu eğilimin amacıysa bireyi ve toplumu kaçınılmaz son olan ölüme hazırlamaktır. Diğer bir manasıyla;
145 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.