Varlık ancak ve ancak yokluğun içinden geçmektedir. Yokluğu görmeyen varlığı da bilemez. Kendine yokluk aynasında bakmayan noksan kalır. Kibir ise noksanı eşref-i mahlûkat olan insanın kendini üstün görme aynasıdır. Bu aynada kişi özünü kaybeder. Bir yanılsamanın içinde dağılır. Zan içinde yaşar. Ne yazıktır ki o zavallıya, gurur batağına saplanmıştır. Ruhunu kötülüğe, kibre teslim etmiştir. İlk benlik kavgasına giden şeytanın elinden tutmuş yürümektedir ve artık ruhuna hızla yayılan hastalığın pençesindedir.
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
Geceyi gör ki gündüzün kıymetini anla
Şerri yaşadıktan sonra isyan etme ki hayra yönelesin
Yokluğu tat ki varlık içinde olduğunun farkına varabilesin
Siyah siyah olduğunu beyaz olmadan bilemez...
⬜⬛⚪⚫◻◼◽◾▫▪
baş karakterin- anlatımın dışında bırakıldığı diğer bir eser de Robbe-Grillet'nin Kıskançlık romanıdır; öyle bir hünerle kotarılmıştır ki başkarakterin yokluğu her an hissedilir. Robbe-Grillet'nin çoğu romanı gibi Kıskançlık'ta da sağlam bir öykü yapısı yoktur (en azından geleneksel "giriş, gelişme, sonuç" anlamında), daha