"Ahmet Şerif İzgören'in yaşadığı ve İngiliz profesörlerden haftalarca öğrenemediğim şeyi bir taksiciden 5 daikada öğrendim diye tarif ettiği bir hayat dersi...
"Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da
Cumhurbaşkanımız kimden korkuyor acaba, çevirmiş dolayını korumalar, askerler? Millet sevip seçmemiş mi? Bir kötülükçü mü çıkacak, kıyacak canına? Halkın başındaki cumhurbaşkanının bir korkakmış gibi görünmesi gücüme gitti. Ne yer, ne içer acaba?Çok aylık alıyor diye çekemeyenleri varmı dır? Çalgıcı, türkücü deye sık sık toplar mı genç bülbülleri başına? Sabahları kalkınca görmez mi, bu engimli yünksekli halini memleketin? Dokunmaz mi vicdanını?
VİSAL
Beni zaman kuşatmış, mekân kelepçelemiş;
Ne sanattır ki, her şey , her şeyi peçelemiş...
Renk , koku, ses ve şekil, ötelerden haberci;
Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan ezberci?
Senden uzaklık ateş , sana yakınlık ateş !
Azap varmı alemde fikir çilesine eş?
Evet ben bir kapalı hududu aşıyorum;
Ölen ölüyor bense ölümü yaşıyorum !