Fani bir dünya bu.. Bir varmış bir yokmuş!
Orhan Kemal
Orhan Kemal
İnsan bir masaldan ibaret; bir varmış, bir yokmuş...
Reklam
Aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, meğer her masala seni anlatarak başlarmış. "bir varmış, bir yokmuş"
Cemal Süreya
Cemal Süreya
İnternet aşkları patladı gitti. Çünkü kolay, pratik maliyetsiz ve basit. Mesela oturduğun yerden iltifatlar yuvarlayabilirsin. Konuyu istediğin yere getirebilirsin. En güzel ve makyajlı fotoğrafı profil fotoğrafı yapabilirsin. Boyun mu kısa? O da basit, boyunu göstermemek için sadece boyun üstü fotoğraflarını gösterebilirsin. Mesleğine “ üst düzey yönetici yazar, "ben kalınım oğlum" görüntüsü verebilirsin. Birine bakıp çıktığın mekânda ordaymış gibi check-in yapar, mağazada, ya da benzeri yerlerde denediğin kıyafeti, elektronik cihazı da almışsın gibi pozlar verebilirsin. Sürekli keşfedilmeyi bekleyen Hint kumaşıymış gibi anlatabilirsin mesela kendini. Eski ilişkilerin soruldu mu çekinmeden hemen onları suçlar, Hiç hatan yokmuş gibi anlatabilirsin. Hatta, tek suçum çok değer vermekti diyecek kadar da egolu olur. Ben suçun bile asilini işlerim diyebilirsin. Baklavalı karnını, trafikte arabanı, çok arkadaşın varmış gibi ortamını, çok yoğun çalışıyormuşsun gibi havanı hiç eksik etmeyebilirsin. Sürekli çok değer vermekten ve çok sevmekten zarar görmüş mağdur edebiyatı da yapabilirsin. Her konuda “ben farklıyım” görüntüsü de çizebilirsin. Hatta bir de güvensizlikten bahseder, toplumun bozulduğundan yakınabilirsin. Daha ne olsun? Oh, mis. :D
Sonra büyüdüm... İnsan büyüdüğünü etrafındaki çirkinlikleri fark ettiğinde anlıyor. Sonra çıkarsız sevilmediğini gördüğünde. Evet diyor gerçek dünya bu. Ve kendi dünyasından yavaş yavaş geçiş yapıyor büyüklerin dünyasına... Böylelikle masalın bir varmış kısmı sona eriyor ve bir yokmuş kısmı ile yaşama devam ediyor..... £.¥
🎬«Biri varmış, biri yokmuş. İstanbul adında bir masal şehri varmış. Her kaldırımında kırık hayalleri olan bu şehri seven çok ama onun sevdiği yokmuş.»🦋🎞
Reklam
Heotontimorumenos
Uyuyunca geçmeyen acıları varmış Sururi'nin, O da ebedi uykuyu seçmiş. Bir sabah ölüsünü bulmuşlar evinin holünde, Upuzun yere serilmiş yüz kiloluk bir gövde. Banyoda boş bir ilaç kutusu. Beş gün önce öldüğü anlaşılmış otopsisinde Beş gün merak edilmeyecek kadar yalnızmış Sururi. İntiharından beş gün sonra duyduk
Son 12 yılda yaşanan 3045 kadın cinayeti unutmadık, unutmayacağız
Bacak aramda bir güvercin ölüsü var Anne, şimdi bütün gökyüzü benim olsa ne olur ? Sıtmalı akşamlardan biriydi, yürüyordum sabıkalı kaldırımlarda, İlkin arkamda gürültülü adımlar duydum. Korkacaktım vaktim olsaydı.. evimi kim bu kadar uzağa koymuştu Ya da ben neden bu kadar uzaklardaydım ? Yağmur çiseliyordu, aylardan Temmuz'du günü sorma bana
Gençlik, Anılar, Dayak...
Biraz kafamızı dağıtalım mi? Gündem karışık, insanlar stresli, ekonomi.... seçimler...vatan haini!... “şu”cu-“bu”cu... ohooo say say bitmez! İşte bunlardan sebep, nasılsa iş olacağına varır deyip olacağına varmışlardan söz edelim biraz. Son zamanlarda çok güzel öykü denemeleri okuduk sitede ya hep hüzünlendik, bakalım gülümseyebilecek miyiz? Siz
Arkadaş! Ebedi bir nida ile sesleniyorum sana! Dinle yarım kalan şarkımızı! Anlatılan, aslında senin hikayendir. Ve hikayenin baş kahramanı sensin! Hep o şarkının bestekari, Hep o aynı güzellikte olan çiçeğin kokusu.... Toprağa aşık, suya tutkun, ateşle kavrulan ve hava kadar kesif... Eline aldığın kitap sensin, üstüne karaladığın yazılar
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.