Kadın
Dünyanın yedi kıtasında yedi farklı erkek bir gece aynı rüyayı görürler. Yediside birden rüyalarında, küçük bir kasabanın içerisin de arnavut kaldırımları olan ve karşıklı barlardan oluşan ve de sokağın sonun da kırık kanatlı melek heykelinin önünde durduklarını görürler. Yedisi aynı rüyayı görmelerine karşın ruyalarinda bir birinden
Hz İsa’nın Kardeşi mi Var? Hz İsa’nın kardeşi varmıydı? Bu konu hıristiyan dünyasında geçmişten günümüze kadar tartışılmıştır. Yeni Ahit’te bulunan birtakım pasajlar bu spekülasyonu neredeyse iki bin yıldır körüklüyor. Markos İncilinde Hz İsa’nın erkek ve kız kardeşlerinden bahsedilmesine karşın, Matta incilinde erkek kardeşleri James, Joseph,
Reklam
Bilgelik ve Ölüm(Final bölümü)
Her sabah erkenden kalkmak adet oldu telefonun zili çalmadan ,bazı şeyleri anlamıyorum ,alarm çalmadan tam bir dakika önce nasıl uyanıp hemen susturuyorum çalmaya hazır zilin sesini ya da bir insanı düşünürken tam telefonun çalıp şimdi aklımdan geçiriyordun ben de tam seni düşünüyordum deyip şaşırmayı veya aynı kişinin onu düşünürken bir anda
Gençlik ve çocukluk dönemlerinizde Ankarada daha çok seküler bir hayat sürdürülüyordu herhâlde. Türkiyede belli şehirler, meselâ Ankara, Istanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun son derece sekülerdi. Trabzon arada bir yerde. Rize Trabzondan, Giresun da Ordudan daha dindardı. Son derece dinin baskın olduğu bölge batı Anadoluydu. Manisa, Afyon, Aydın, Denizli, Antalya, Çanakkalenin iç kesimleri ve Bursa bayağı muhâfazakâr yörelerdi. Bunca sert tedbir alınmasına rağmen tam tesettürlü, ağır tesettürlü, baştan ayağa karaçarşaf altındaki kadınlara burada rastlardınız. Gelişmelere en açık görünen orta Anadoluydu. Nevşehir, Kırşehir taraflarında hatırısayılır bir Bektaşî nüfus vardı. Konya da ağır Müslümandı, Orta Anadoludan farklı bir yapıya sâhipti. Ankara o hafif tertipler arasındaydı. Büyük ihtimâlle Mustafa Kemâl’in orayı başşehir seçmesinin sebebi de bundandı. Erzurum, Van, Urfa, Batman ile Siirt de dindardı; Diyarbakır, Mardin pek öyle değildi. Bu Kürtlerlemi ilgili? Tam bir şey söyleyemesem de, Kürtler çok sıkı, salt Müslümandı. Türklük, Türkcülük veya Kürtcülük gibi ükirler varmıydı, bilmiyorum, en azından ben, bunlarla rastlaşmadım. Büyüklerime kulak misâfıri olduğumda şunu gördüm: Şeyh Said ve Dersim başkaldırmaları da Kürtcü değildi.
Babanızdan edindiğiniz bilgilerle İsmet Paşa dönemi deyince aklınıza ilk ne geliyor? Babam Menderes’i çok severdi, saymazdı. İsmet Paşayı tersine sevmez, çok sayardı. Babamiçin ölçü, matematik akıldır. “İsmet Paşanm matematik aklı var. Son derece çetreâl bir dönemi, İkinci dünya savaşını İsmet Paşayla geçirdik. Olağanüstü serinkanlıydı. Hataları varmıydı, vardı; ama bizi ölümden kurtardı” derdi. Menderes’i “duygu patlamalarından malül, tamamıyla edebî bir adam” şeklinde nitelerdi. Meselâ 1937de, İsmet Paşa ile Mustafa Kemâl Paşa fenâ münâkaşa ederler, araları açılır. “Bu memleket rakı sofrasından idâre ediliyor” diye haykırır İsmet Paşa. Mustafa Kemâl Paşa da “bu ülkeyi rakı sofrasından idâre eden sarhoş seni yarattı” diye cevap verir.
Bizde 1930dan itibâren gittikce yükselen bir millillik dalgası var. Almanyadaki nasyonal sosyalisme paralel giden bir olay bu. İtalyaya da 1922de faşism gelmiş. Bu ikisi biribirine çok karıştırılıyor. Meselâ nasyonal sosyalistlere faşist deniyor. Nazism ile faşism iki ayrı ideolojidir. Faşismde belirli bir milletin geçmişi, tarihi ululanır; kültür
Reklam
Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum? gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum. Diyorlar Bana, kalsın şiirde sözde yerde? Sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde. Anladım işi; San'at Allah'ı (celle celaluhu) aramakmış? Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış. Zehirle pişmiş aşı yemeye kimler gelir? Dilsizce, yalnız Allah (celle
260 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap 1944 yılında yani ikinci dünya savaşının sonlarında Mustafa Ural (Edebiyat öğretmeni) yayınladığı şiir kitabının ardından, hakkında solcu fişlemesi yapılıp tutuklama kararı çıkması ve Mustafanın sağlık şartları yüzünden hücreyi kaldıramayacağını düşünerek yakalanmamaya çalıştığı süreçten oluşuyor.. O zaman ki ağır koşullar ve Türkiye nin içinde bulunduğu savaşa katışmasa da sınırlarına kadar almanların gelmesi, olağanüstü hal ilan edilip sıkı yönetimle birlikte başlaya karartma geceleri.. Halkın geçim sıkıntısı ekmeğin, çayın, odunun karneyle verilmesi ve bunların lüks sayılması.. Türkiye de oluşan Faşist Hitler den yayılan arı ırkçılık dalgası.. solcu yazarlar ve şairler üzerinden ki baskılar Sabahattin Ali, Nazım Hikmet... Kahramanımız Mustafa kaçabilecekmiydi? Gerçekte dostları varmıydı, şans yanındamıydı? Ve gerçekten Polisten kaçmakta uzmanlaşmışmıydı? Karısı Şükran yanında duracakmıydı?.. Çok çok çok beğendim ve Rıfat Ilgaz yoksa kendinimi yazmıştı diye düşünmekten kendimi alamadım.. Bir solukta okunabilecek akıcı bir roman.. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.. Eleştireceğim nokta romanın sonu olabilir belki ama o da özellikle öyle oldu diye düşünüyorum(çok fazla da spoiler vermek istemiyorum) .. Filminin de çekildiğini öğrendim sanırım Tarık Akan oynamış onu da bir an önce izlemek istiyorum..
Karartma Geceleri
Karartma GeceleriRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 20174,418 okunma
Dertli miyim ? Bir sigara yaktım içmeyi becerebiliyor gibi , sigarayı mirraci abiden istedim. Kahve de öyle acı diğer şeyler gibi. Hava serin, esiyor ama şu aptal düğün sesleri huzurumu bozuyor. Sadece davul çalmak düğünün şani gibi durmadan vuruyorlar . Her neyse bağlantısız uçuşan düşüncelerle ordan burdan konuşuyorum . Bir kitapta, ki hangi
Okurken gözlerimin dolduğu bir aşk Vaktiyle çok tatlı, eğlenceli, birbirini çok seven iki sevgili vardı.. Genç kız ile genç oğlan yıllarca gezmeden gezmeye bir hayat yaşamakla birlikte, dünya zevkine dalmışlardı.. Dinden imandan uzak bir hayat sürdürüyorlardı.. Delikanlinin içkisi, gece gezmeleri vardı, "pislik" adına ne varsa,
Reklam
varmiydi oyle zaman.......
Bir zamanlar Dünya bildiğimizden daha tatlıydı Bizimdi her şey ve Ne mutluyduk Ama o bir zamanlar Gelmiyorlar bir daha geri......
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.