Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşam bi tercih meselesi bana göre nasıl yaşayacağını insan birazda kendi belirler. Yalnızlığı sevmeyen kendini sevmiyordur. Başkasıyla var'olma gayesi kendine yetemediğindendir. Elbet zaman zaman insan insana gerek duyar ama bunu ihtiyaç, varoluş çabası haline getirmesi kendi eksikliğindendir, kendine güvenmediğindendir. Zaten birini yada birseyi de hep kendimiz için severiz ya. Sende karşılık bulan şeyleri seni tatmin ediyordur iyi yada kötü. Sadece farkında değilizdir sorgulamıyoruzdur çünkü. Freud'a göre insanların bütün tipik davranışları, sorunları vs hep çocukluktan gelme! Hatta daha da bombası kuantum fiziğiyle geldi, bütün insanlığın bilgi birikimi anıları vs senin hücrelerinde kayıtlı! Evet evet bütün insanlık! Ne kadar ilginç dimi ? Enerjiden oluşan bizler sadece bugün değil tüm insanlık geçmişinden akış alıyoruz aslında. E o zaman sen hangi duyguna yada yaşadığın şeye BENİM diyebilirsin ? Kendini ara.. Bide OKU tabi mesela !
Peki insana neden sormaz Yaratıcı yaratılmak ister misin istemez misin, diye
Bu varoluşa bir isyan sorusu, bu isyan hali iki õnemli sorun barındırıyor kanaatimce Doktor. Birincisi, insan yoksa, bir hiçse ona var olmak isteyip istemediği nasıl sorulacak? Yok olan bir şeye soru sorulamaz. Yok olan bir şey ancak var edilir, var kılınır. Hastan y eksi 3 yılında bir embriyo bile değildi; sadece Yaratıcının (lminde, ilim cinsinden bir varlığı vardı. Yok olduğu için, var olmak nedir bilmiyordu. Yoktu ve var olmak gibi bir niyeti de yoktu. Sonra bir gün anne babasının cinsel birleşmesinin ardından yaratıldı. Varoluşunu annesine de, babasına da borçlu değildi. Anne ve babası, her kim iseler, sadece buna vesile oldular. Kısacası var edilip edilmeyeceğini sormak için önce onu var etmek gerekir. O zaman da insan za ten var olmuş olur ve bu soru gereksizleşir. İkincisi, bu sorunun altında yatan saik, benliğin Yaratıcı kar- şısında kendi varoluş konumunu ayarlayamamasıdır. Yok ve hiç iken insana varoluş imkânı tanınması, tüm sahip oldukla- rının Yaratıcı tarafından verildiğini, sunulduğunu gösterir. Yani insan mutlak ācizlik, mutlak fakirlik, noksanlık ve mutlak ek- siklik mertebesindedir. Varoluş kimliği hiçlik olan bir insanın, kendisine varoluş imkânı tanıyan Mutlak Varlığa 'Beni neden yarattın, yaratırken bana mı sordun?' demesi bir sınır sorunu- dur. Mutlak Varlık, varoluş kimliği hiç olan bir şeye, 'Seni var etmek istiyorum, ne dersin?' diye niye sorsun ki? Böyle bir so- runun sorulması gerektiğine hakkı varmış gibi iddia etmek, Yaratıcı karşısında bir konum elde etme çabası, Yaratıcıyı bir nevi hesaba çekme girişimidir ve ciddi bir sınır ihlalidir."
Sayfa 234Kitabı okudu
Reklam
İnsanın bu dünyada yapıp ettikleri, sa’y u gayreti, çabası ancak varoluş içinde anlamlı bir yere oturursa kendisine fayda verir.
Sayfa 111Kitabı okudu
İnsan ne çok istiyor gözlerinin içinde kendisini görmeyi...
Karşıda kendimi görsem kolundan tutar bir yüzünü yıkardım. Saçını sıfıra vurur, yüzüne bir tokat atardım, çorba yapar sırtına dökerdim, kirpiklerine iltifat eder yakmaya çalışırdım. Yolda ayağına çelme takar yüzü koyun yere düşmesini izlerdim. O haline hem güler, hem ağlardım... Sonra eline bir kaç kitap sokuşturup sokağa atardım. Niye yaptın diye sorarsa? _ "Hiç" derdim. Bunu sorduğun için mi varsın, var olduğun için mi sordun diye kızardım... Bir lamba düşleyin yanıyor, gitgide yaşlanıyor ve açılıp kapanmaya başlıyor. Durumu fark ediyor ve yanmak meselesi ile mücadele ediyor. Her kapanışta tekrar açılıyor ama sorunun kapandıktan sonra açılmak değil, bir defa kapanmak olduğunu anlamıyor. Yanmak için uğraşıyor ama gitgide yoruluyor. En sonun da patlıyor... Bu lamba, yansada yanmasada lamba mıdır? Lambalığı ışık saçmasından önce mi gelir? Lambayı lamba yapan saçtığı ışıksa tamamda, lamba ışıktan alakasızsa insan oğlunun onu değiştirme çabası niyedir? Varoluş "Öz" den önce mi gelmektedir, yoksa Yağmur yavaş yavaş analitikleşmekte midir??? Yağmur ERDEM youtu.be/O3QiRxP0U1E?si=...
Soluk alan her şey teyit edilemeyenle beslenir; birazcık mantık ilavesi bile, varoluş -Sağduyusuzluk çabası- için uğursuz olurdu. Hayata sarih bir anlam verin: Hemen o an cazibesini yitirir.
Metis YayınlarıKitabı okudu
152 syf.
·
Puan vermedi
Sevgisizliğin ve şiddetin hakim olduğu bir aile ve bu ailede yetişen bir çocuk Pascual Duarte. Değersizlik duygusunu ve sevgisizligi yoğun bir şekilde hisseden bu çocuk ne yapacak ? Toplumum istediği insan olup ona biçilen rolleri benimseyecek mi? Yoksa bambaşka kendine özgü hayat mı seçecek? Içinden çıktığı şiddet dolu ailenin etkisini bütün ömrü boyunca mi hissedecek ?.Iste bu sorular ekseninde bir kitap Pascual Duarte. Susturulmuş, birey olamamış bir adamın kendini şiddetle var etme çabası. Insanoğlu doğuştan mi bazı suçlara eğimli yoksa toplum mu suça bireyi teşvik ediyor ? Yazar bu soruları soruyor okuyucuya. Hapishanede yazdığı mektuptan Duarte'nin çocukluk anılarını, ailesini ve varolma mücadelesini okuyoruz kitapta. Içindeki öfkeyi ve sevgisizligi dolaysız bir şekilde anlatan Duarte bunu yaparken metaforlar kullanıyor. Ben bu kullanımı cok sevdim . Şiddet, yozlaşma ahir metaforuyla okuyucuya anlatılmış.. Tam anlamıyla varoluş romanı. Franco rejiminin ve katolik kilise baskısının son bulmasıyla Ispanyol edebiyatına yeni bir soluk getirmiş yazar Camilo José Cela. Pascual Duarte ve Ailesi bu nedenle de varoluşçu gerçekciliğin onemli romanlarından. Cela , Marquez basta olmak üzere pek çok yazarı etkilemiş olduğu icin Ispanyol yazınında onemli bir yere sahip. Kitabın dilini, düşündürücü cümlelerini ben cok sevdim . Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar.
Pascual Duarte ve Ailesi
Pascual Duarte ve AilesiCamilo Jose Cela · Can Yayınları · 1990473 okunma
Reklam
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Herkese merhaba, Hanne, Almanya'ya göç eden, kavga ve şiddetin eksik olmadığı bir ailede yaşayan bir Türk kızı. Trajik bir olay sonrası annesi ölünce Alman bir aileye evlatlık veriliyor.Çok çalışma ve azimle akademisyen oluyor. Maddi durumu iyi, Alman bir eşi var. Ama geçmişi yakasını bırakmıyor. Bir türlü mutluluğu tam anlamıyla yakalayamıyor. Kitapta Hanne'nin kendi özünü bulabilmek için çıktığı yolculuğa şahit oluyoruz. Bunu da korkuları ve geçmişi ile yüzleşerek buluyor. Cinayet , şiddet, evlatlık olmak,aşk, kültür çatışması, intihar, varoluş çabası, tasavvuf anlatılıyor. Yazar Hanne'nin ruhsal durumunu çok güzel aksettirmiş. Hanne kendi hayatını renklendirebildi darısı tüm bu arayış içerisinde olanlara. Sonunun biraz aceleye geldiğini düşünüyorum , tasavvufun biraz daha fazla olmasını isterdim. İlk başlarda kitap biraz ağır gitse de sonradan açıldı ve ben beğenerek okudum.
Hanne
HanneBahadır Yenişehirlioğlu · Timaş Yayınları · 20201,355 okunma
Kierkegaard'ın tüm çabası insanı kendi içinde kendisi ile yüzleştirmek ve ona ben olma sorumluluğunu hatırlatmaktır. Kendi varoluş gerçekliği ile karşılaşmak insana mutluluk vermeyebilir. Kierkegaard'ın insanlara varoluş sorumluluğunu, ben olma ödevini hatırlatmasındaki amacı onları mutlu etmek olduğu kadar varoluş acısı ile tanıştırmak bu şekilde onlara yaşamlarının anlamlı olabileceği duygusunu vermektir.
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Evren kimsenin bilmediği cevaplar manzumesi, ...
Duygularıyla yüzleşmek ona hep zor gelmişti. Nasıl yaşayacağını bilemediği duy­gular, bir zaman sonra ilgisiz durumlarda saçma sapan bir şekilde saçılıverirlerdi ortalığa. Çok müstesna bir kitap okudum. Kişiler müstesna, adları müstesna, mekanlar ve olaylar müstesna, zaman müstesna..
Engin Geçtan
Engin Geçtan
hocamızın
Hayat
Hayat
ve
İnsan Olmak
İnsan Olmak
kitaplarını
Mesela Saat Onda
Mesela Saat OndaEngin Geçtan · Metis Yayınları · 2012172 okunma
517 syf.
·
Puan vermedi
Yok olmaya yüz tutmuş bir varoluş çabası
Harika ve sürükleyici bir kitap kesinlikle okumanız gereken bir eser üst sınıfta olduğu zannedilerken cahil bataklıklığında boğulup batmış olanların yeryüzüne çıkma hikayesi bu martın edenin hikayesi..
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,2bin okunma
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Aklın hayat mücadelesi için vazgeçtiği sırada bedenin refleks olarak hayatta kalma çabası tezatlığının hikayesi. Bu çelişkinin neden olduğu varoluş krizine sürüklenen bir bireyin her şeyi sorguladığı bölümleri beğendim.
Ceberut Martin
Ceberut MartinWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018461 okunma
Dedemin cenazesinden dönerken
El mürasele nısf'ul müvasele. Yazmak, yazışmak visalin yarısı. Kelimeyle! Kelimenin kifayeti ve insanın vekaleti. İnsan kelimelerin kifayetine devrediyor hasretin vekaletini. Kanatların altından şehirler ve insanlar, kanatların üstünden pıhtılaşan zaman akıyor. Seyahat insana ve zamana dair eşsiz bir tecrübe. Meşakkat ve adım, tefekkür ve dua. Yolun ve zamanın beraber aktığı bir varoluş, farkediş çabası. İçimizdeki ölünün, ölüme isyanı. Ey dağların denize uzanan büzüşmüş damarları! Ey gökyüzünün tercümesiz maviliği! Ey denizin dalgalarında boğulan pıhtılaşmış nazar! Ey renklerin simyacısı güneş! Seyahat bir hikaye. İki ucu kavuşturmak için. Kavuşmak fiilini visal olarak açıklıyor lügatler. Kavuşmakta bir araya gelmek manası var, ama sanki visalde birleşmek daha baskın gibi. Ama bir'leşmek! İbrahimin çağrısına uçan kuşların kanatları! Kanatların altından günahları taşıyan grostonluk gemiler geçiyor. Hangi deniz bir katre göz yaşından daha tuzlu olabilir? Hangi gemi, göz yaşındaki med-cezire karşı durabilir? Vuslat, lügatte bilindik bir kelime. Karşılığı tebessüme mi, yoksa göz yaşına mı tekabül ediyor? Hikâyenin vuslata denk gelen kelimesi hangi hissin perdesine bürünmüş? Visalin durakladığı yer kelime! Kelime güçlü ama âciz! O yüzden yarısına takat getirebiliyor visalin. Visalin yarısına kelimeyle ulaşan, kemaline göz yaşıyla ulaşabiliyor. "Handân ol gönül ki visâl ihtimâli var Firkat kemâle erdi kemâlin zevâli var" Hangi seyahatname bukadar veciz olabilir? Elbette bir kelime eksikle! Firkat ve visal lügatlerinin müşterek kelimesi: göz yaşı!
415 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
"Yüzü kızaran tek hayvan bizler değil miyiz?"
Merhabalaaaar! Irvin D. Yalom (1931-), Amerikalı bir psikiyatrist, psikoterapist, yazar ve eğitimcidir. Washington D.C.'de doğan Yalom, Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra psikiyatri dalında uzmanlaştı. Yalom, varoluşçu psikoterapi alanındaki öncü isimlerden biri olarak kabul edilir. Varoluşçu felsefenin
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
Kendinden önceki hikayelerin nesnesi olan insanın - ölümsüzlük duygusuyla - kalıcı özne olma çabası, onu yeni hikayeler kurmaya zorlar. İnsan özne olmayı ancak bir hikayesi olduğunda elde edebilecektir. İnsanın hikaye anlatma motivasyonun temeli buna dayanır. İnsanın özne olabilme gayreti onun hikayesini ve dolayısıyla yolculuğunu belirler...
550 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.