"Bu durumda toplumun cultura düzeyinin derin veya sığ oluşu kişilerin cultura düzeyini de etkilemez mi?" "Namirek Usta tam da bunu savunuyor ve Alyattes zamanındaki Lidya ile Krezüs'ün Lidya'sını karşılaştırıp culturasın gitgide sığlaştığını ve insanların bu yüzden mutsuz hayatlar sürdüklerini söylüyor. Ben de buna katılıyorum, çünkü culturası toplum üretiyor ve kişiler istedikleri oranda sahipleniyorlar. Bu bakış açısı, Solon'un culturası bir milletin varoluş gayesi ve mutluluk vesilesi olarak göstermesini anlamamızı da sağlıyor."
Temel Sorular: Nereden Geldik? Nereye Gidiyoruz? Bizden Ne Bekleniyor?
İnsanın hürriyeti, nihai olarak, cinsellik alanında kendisini izhar eder. Cinsellik ve cinsel alanda ölçüsüzlük modern dünyanın putu hâline gelmiştir. Hâlbuki Müslümanlık söz konusu olduğunda, yeryüzünü imar etmek, burada bir "umran" oluşturmak, İnsanın buradaki varlığının gayesi ve bunu gerçekleştirirken ölçülü olmak, takdir ve kadere riayet etmek, bu çerçevede ilahî hidayete bağlı olmak, Müslümanlığın en genel ifadelerle ifadesi demektir. Evlilik, siyaset, ticaret hepsi, ölçülere riayet edildiğinde, ubudiyeti gerçekleştirmenin muhtelif ve birbirine denk yolları olarak tanınmış ve tanıtılmıştır. Bunları itidal içinde yapabilmek, İnsanın yeryüzündeki varoluş gayesini ifade eder.
Sayfa 105 - Endülüs Yayınları, Tahsin GörgünKitabı okudu
"Psikoterapi esasen çok latif bir sanattır. "Psikoterapi" tabiriy­le hafif mekanik bir yaklaşımı çağrıştıran bu ince sanatın gayesi, acı çeken insana sadece alt katların sakini olmadığını hatırlat­mak, Tin Suresi'nde "ahsen-i takvim" olarak tanımlanan yüceli­ğini, bir ayna gibi ona aksettirmektir. Psikoterapi her şeyden önce insan karşısında bir "duruş", asil bir varoluş tarzıdır. Sadece bu "duruş" bile bir şeyleri değiştirebilir."
Sayfa 241 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Her şeyin varoluş gayesi ve hayatının neticeleri üç kısımdır: Birincisi ve en yücesi, Yaratıcısına bakar. İkinci kısım, şuur sahibi varlıklara bakar. Üçüncü kısım, o şeyin nefsine bakar.
Biz siyaset yapabiliriz, para kazanabiliriz, evlenebiliriz, çoluk çocuk sahibi olabiliriz, apartmanlar, gökdelenler, atom bombaları yapabiliriz. İnsan, bunların hesabını da verecektir fakat insanın birinci derecede asli varoluş gayesi kendini bilmesidir; kendini bilmek suretiyle Rabbini bulmasıdır.
İnsanın varoluş gayesi muhakkak ki yeryüzünde Allah'ın halifesi olma görevidir.
_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir. _Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
Her varlığın mahiyetiyle, onu diğer varlıklardan ayıran fiilleri ve varoluş gayesi arasında bir bağ mevcuttur. İşte insanı diğer varlıklardan ayıran varoluş gayesi aklıdır ya da onun 'hayvan-ı natık' olmasıdır. 'Hayvan-ı natık olan insanın aklı, varoluş amacına sadık kalınarak teorik ve pratik felsefe yoluyla yetkinleştirilmek suretiyle insan diğer varlıklardan daha değerli hale gelir.
Eğer yeryüzünde kötülük olmazsa yaratılışın gayesi kaybolur. Allah, iyiliği, adaleti, merhameti yeryüzüne egemen kılmayı; kötülüğü, zulmü, acımasızlığı ortadan kaldırmayı insanın varoluş gayesi olarak zikretmiştir.
"Ontolojik kemâlâtı bakımından insan, varoluşun gaye varlığıdır... İbnü'l-Arabi ve Mevlâna'ya göre insan, âlemdeki canlılar arasında en son zuhûra gelen tür olmasına rağmen varoluşun gayesi oluşu bakımından ilâhî ilmin temel maksadıdır. Tamamlanan her iş mühürlendiği gibi, varoluş süreci de insan ile mühürlenmiştir. Bu açıdan insan cinsi, insân-ı kâmildir ve varlığın mührüdür. Bu yönüyle ilâhî sıfat ve isimlere hilâfet edebilme özelligi bir başka varlığa değil insana verilmiştir. Hakk'ın, âleme kendisiyle baktığı gözbebeği mesabesindedir..."
Tek söylenecek söz, “La mevcûda illâllah”tır.
İbn Arabî Hazretleri diyor ki: “Varlık âlemi bir okuldur, mekteptir. Bu mektepte öğrencilere ders verenler resullerdir, velilerdir.” Bu kimselere öğrenci olanlar, ben günahkârım, demeyi bilmelidir. Biz günahkâr kullara, öğretilecek çok şey var. Bu dersleri dörde ayırabiliriz: Birincisinde karışıklıkları önlemek için lafızlar ve manası konusunda ders verilir. İkinci derste bazı bulaşıklardan temizlenme, akılların cilalanması gerçekleşir. Örneğin beldeki kemiği kaymış olan hastaya, doktor başka bir kemik vermez; kaymış olan kemiği yerine oturtur. Velilerin de yaptığı böyle bir şeydir. Bu mektebin gayesi onlara kendilerini tanıtmak; akıllarını cilalamak ve tashih etmektir. Üçüncü derste, ruh ve manadan kopuk olarak ele alınan şeylerin varoluş sebepleri öğretilir. Dördüncü derste marifete giden yolda yapılması gereken şeyler öğretilir. Bu mektepte beşinci bir ders yoktur. Sizde zaten varolmayan bir şey, tesir oluşturmaz. Sizde varolan bir şeyi hissettiğinizde o, aynıyla gerçekleşir. Bu da akıl ve nazarla değil keşf ve zevk ile olur. “Laf çoğaldıkça ifsad olur.” diyor Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri. Tek söylenecek söz, “La mevcûda illâllah”tır.
***** İnsanın birinci derecede asli varoluş gayesi kendini bilmesidir; kendini bilmek suretiyle Rabbini bulmasıdır. *****
Sayfa 454 - Sûfi KitapKitabı okudu
Birincisinde karışıklıkları önlemek için lafızlar ve manası konusunda ders verilir. İkinci derste bazı bulaşıklardan temizlenme, akılların cilalanması gerçekleşir. Örneğin beldeki kemiği kaymış olan hastaya, doktor başka bir kemik vermez; kaymış olan kemiği yerine oturtur. Velilerin de yaptığı böyle bir şeydir. Bu mektebin gayesi onlara kendilerini tanıtmak; akıllarını cilalamak ve tashih etmektir. Üçüncü derste, ruh ve manadan kopuk olarak ele alınan şeylerin varoluş sebepleri öğretilir. Dördüncü derste marifete giden yolda yapılması gereken şeyler öğretilir. Bu mektepte beşinci bir ders yoktur. Sizde zaten varolmayan bir şey, tesir oluşturmaz. Sizde varolan bir şeyi hissettiğinizde o, aynıyla gerçekleşir. Bu da akıl ve nazarla değil keşf ve zevk ile olur. “Laf çoğaldıkça ifsad olur.” diyor Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri. Tek söylenecek söz, “La mevcûda illâllah”tır.
Sayfa 70 - Sûfi KitapKitabı okudu
Resim