Sokakta yürüyorsunuz ve yanınıza elinde mikrofonu, yanında kameramanı ile televizyoncu olduğu belli bir bayan yaklaşıyor, önce affınızı istirham ediyor ve ardından soruyor size:
"Endop lazmik retikulum hakkında ne düşünüyorsunuz?" Sonra da mikrofonu o eşsiz görüşleri ortaya serecek olan ağzınıza doğru uzatıyor.
Şimdi ne
“Kendimi nereye ait hissediyorum?” sorusuna verebileceğiniz bir cevabınız varsa şanslısınız demektir. Çünkü ait hissetmek en büyük ihtiyaç… Bazen bir amaca, bazen de bir kişiye ya da bir tutkuya… Çoğu ruhsal sıkıntının kökeninde bu ihtiyacın eksikliğini görürüz.
Bazı kitaplar vardır içinde bilgi barındırır yolunuzu aydınlatmak için, bazı kitaplar vardır içinde yaşam barındırır aydınlatılacak yol olmadığında size yol açmak için.
Yollar bilgiyle açılmaz her zaman, yaşanarak da açılır. Yolunuz bakir dağlara düştüyse mutlaka fark etmişsinizdir patikaları. Eğer bir yerde patika varsa o yerde yaşam vardır. Patikaların üstünde ot bitmez, bitse de sürgün vermez. Çünkü patikadaki otlar, ormanın diğer taraflarındaki otlar için kendini feda etmiştir yaşanmışlık uğruna.
Kitabın kapağını açtığınızda bir patikaya gireceksiniz. Yusuf'un patikasına... Ama şanslısınız ki Yusuf'un babası demans hastalığı olan, doğaya aşık bir adam ve yollarınıza çeşit çeşit ağaçlar ve renk renk çiçeklerle bezemiş. Girdiğiniz her yolda karşılaştığınız her ağaçta yaşamdan bir tat bulacaksınız hayat gibi. Bazen umut bazen kırgınlık bazen fedakarlık ama çokça sevgi... Sakın yolumu kaybederim diye korkmayın! Çünkü yolculuğunuz boyunca size kaplumbağalar eşlik edecek yolunuzu kaybettiğinizde size doğru yolu göstermek için tıpkı Yusuf'a yaptıkları gibi. Sadece kaplumbağalara değil karşınıza çıkacak olan Metin Abi, köyün sağlık ocağı doktoru Kerem Amca ve Kudret gibi güzel insanlara da hazırlayın kendinizi bazen de onlar yol göstericiniz olacak.
Yolculuğa çıkmadan önce eğer babanıza karşı bir hassasiyetiniz varsa yanınıza mutlaka bir peçete de almanızı tavsiye ederim veya boş verin gözyaşlarınız patika üzerindeki çiçekleri sulasın...
Kesinlikle yatırım tavsiyesidir.
- Sokakları görüyor musun?
- Ya caddeleri!
- Her yer cümbüş yeri.
- Herkes pencerelerde.
- Ve binaların tepelerinde.
- Çatılarda, teraslarda ve balkonlarda.
- Sürekli atlıyorlar dar ve bazen geniş fakat hep aynı ölümcül kaldırımlara.
- Issız ya da kalabalık yollara.
- İnsanların üzerine hatta.
- Kanatları olmadığını unutmuş gibiler.
-
Romanımız "Hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum." cümlesiyle başlar.
İtiraf etmeliyim ki ilk cümleyi okuduğum anda güzel bir aşk serüvenine başlayacağımı anlamıştım ve tam anlamıyla olmasa da bir şekilde oldu :)
Yazar akıcı bir şekilde anlatmış diyebilirim ama kitabın ortalarında çok fazla detay vermiş biraz sıkıcı bulmuştum orayı.(hatta baya bir süre okumadım :p ) Genel anlamda iyi diyebilirim.
Eğer İstanbul'da yaşıyorsanız şanslısınız çünkü yazarın kitap ile ilgili yaptığı,kitapta geçen çeşit çeşit nesneyi bir araya getirip,oluşturduğu bir müze var.
Vaktiniz varsa bir gidip bakın derim.(tabi kitabı okuyup gidin) :D
İyi okumalar dilerim.
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202240,9bin okunma
#SPOILER
"Sudan ÇIKIIIN !!!!!!! :)
"Bir çoğunuzun çocukluk travmasına böyle bir sesleniş tabii değildir yüksek ihtimalle .. şanslısınız
Ama benim gibi Amity kadar küçük bir sahil kasabası çocuğuysaniz iş değişir .. üstelik yedi yaşında sandalınız ile balığa çıkıyor (tabiiki kıyıda ) dokuz yaşınızda babanızla sürat motoru
Siz kızgın veya üzgünken başınızı çevirdiğinizde ve bir tür kayboluşla kaybolmak istediğinizde yanınızda hala yüzünüzü görmeye çalışan bir kadın varsa çok şanslısınız demektir.