Çünkü güzellik, meçhule açıldığını görür gibi olduğumuz yolun çirkinlik tarafından tıkanmasıyla daralan bir varsayımlar dizisidir.
"Geleneksel Japon toplumu, tatmine ulaşmak için insanların koşullarını değiştirmek yerine bireyin özünü değiştirmeyi hedefler. Batı ile Japonya arasındaki esas fark, Japon medeniyetinin, bir bireyin dışsal koşullarının önemli ölçüde değişime uğrayamayacağı görüşünü temel alan varsayımlar üzerine kurulmuş olmasıdır."
Hayat varsayımlar üzerine değil eylemlerimiz üzerine kuruludur. Hayat için senin nasıl olduğunun, ne düşündüğünün, ne istediğinin, nelere kadir olduğunun, "iyi insan" olup olmadığının önemi yoktur. Hayat yalnızca senin ne yaptığına bakar.
Sözlere inanmak, içlerinde gizli savlara inanmak demektir. Bir şeyin doğru ya da yanlış, gerçek ya da yalan olduğuna inanıyorsanız, bunu savunan sözlerdeki varsayımlara inanıyorsunuzdur. Böyle varsayımlar çoğunlukla temelsiz olsa da, ikna olmuşlar için son derece değerli olmayı daima sürdürür.
