İnsanların her biri diğerinden
farklı olacak kadar genetik varyasyon
içerir, ama aynı zamanda büyük
oranda birbirlerine benzerler ...
Aramızdaki farkları kültürel veya biyolojik
sebeplerden dolayı abartmaya
meyilliyiz.
Şu satranç tahtasına bak. Şu an, oyun başlamadan önce ne kadar düzenli, güvenli ve huzurlu görünüyor. Ne kadar güzel. Ama sıkıcı. Cansız. Fakat o tahtada ilk hamleyi yaptığın anda durum değişiyor. Karmaşıklaşmaya başlıyor. Yaptığın her hamlede kaos daha da artıyor. Oynaması gayet basit. Ama ustalaşmak zor. Yaptığın her hamlede olasılıklarla dolu yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyorsun. Oyunun başında, hiç varyasyon yoktur. Taşları yerleştirmenin tek bir yolu vardır. İlk altı hamlenin ardından dokuz milyon varyasyon ortaya çıkar. Sekiz hamleden sonra 288 milyar farklı seçenek belirir. Olasılıklar gitgide artar. Satranç oynamanın evrendeki gözlemlenebilir atom sayısından daha çok yolu vardır. Yani işler bayağı bir karışır. Oynamanın tek bir doğru yolu yoktur, birçok yolu vardır. Satrançta olduğu gibi, hayatta da her şeyin temelinde olasılık yatar. Bütün umutların, bütün hayallerin, pişmanlıkların, yaşadığımız her bir anın.
Bazen varyasyon belli sınıflara ayrılır; bu, polimorfizm (çokbiçimlilik) denen fenomendir. İnsanlarda göz rengi, saç rengi, saçın düz ya da kıvırcık oluşu, farklı kan grupları ve türümüzün daha birçok genetik varyantında polimorfizm görülür.
haploit insan genomunda 3.2x10⁹ b.ç. (baz çifti) varsa ve mutasyon hızı her kuşakta baz başına 4.8x10-⁹ ise bir zigot ortalama 317 yeni mutasyon taşır. bu sayıyı görece büyük bir insan popülasyonuna oranlayacak olursak her kuşakta çıkabilecek olan potansiyel değişim oldukça etkili olacaktır. ve bu mutasyonun yararlı olması durumunda seçilme ihtimalini de düşünürsek elimizdeki mevcut hammadde değişimi oldukça büyük bir çeşitlilik meydana getirir.
mevcut transpozonlarla (hareketli genetik elementler) organizmanın genom profilinin ne kadar değiştiği ve değişikliklerin yarattığı mutasyonların ne ölçüde varyasyon yarattığını algılayabiliriz. kendiliğinden oluşan mutasyonlar zamanla kromozomlar arasında görece farklılıklar yaratır ve bu farklılıklar kromozomların farklı varyans profillerinde olmasına neden olur. biriken mutasyonlar yararlı olabileceği gibi çoğunlukla zararlı olup yaşayabilirliği düşürür. bu değişimlerin yeni bir varyasyon oluşturmaları oldukça zaman alır. ama dış etmenlerle sürekli ilişki hali göz önüne alınırsa, oldukça yüksek etkili ve farklı çevresel etkenler söz konusu olduğunda, mutasyonların frekansı ve fenotipik etkileri oldukça artabilir.
diptera familyasına uygulanan yüksek radyasyon sonucu oluşan homeotik mutasyonlar, sineklerin anten segmentlerinden bacak gelişimine neden olurlar. bu da bize mutasyonların aslında ciddi bir varyans-çeşitlilik yarattığı yargısını doğrular.
Korku tarihinin en korkunç karakterini barındıran kitap
Bu kitabı ilk okuyuşum değil,son okuyuşumda olacağını düşünmüyorum.Stephen King ile tanışmamı sağlayan kitap bu kitaptı.Komşumuzun 6.sınıfa giden kızı 3.sınıfa giden bana bu kitabı gizlice okutmuştu.Güzel günlerdi.
Kitabın konusunu herkes biliyor bu yüzden ben kitabın özel olarak incelemesine geçmek istiyorum.
Stephen King’in ilk kitabı bu.Bir
Tıpkı bir insan bebeğinin, anne babasından farklı özellikler taşıması; ancak onu andırıyor olması gibi, doğadaki hemen hemen bütün canlılarda bu şekilde bir varyasyon (çeşitlilik) oluşmaktadır. Bu çeşitlilik, canlıdan canlıya değişmekle birlikte, sayısız özelliği etkileyebilir: boy, ağırlık, uzunluk, genişlik, saç rengi, saç teli kalınlığı, kıllılık, göz rengi, yaprak genişliği, belli bir hormonu üretebilme miktarı, kas gelişimi, sinirsel bağlantıların tipi, köklerin sağlamlığı, köklerin saçaklık oranı, besin depolama kapasitesi, çiçek geliştirme kapasitesi, yaprak sayısı ve belki katrilyonlarca başka değişken…