Öncelikle bu inceleme diğer incelemelerime nispeten biraz daha uzun olacak, şimdiden okuyacak olanları uyarmakta fayda görüyorum. Zira kitap dolu doluydu ve birçok şey üzerinde düşünmemi sağladı. Bu yüzden biraz edebiyata dair görüşlerimi de içerisine katarak sohbet havasında bir şeyler yazmak istiyorum. Ancak sohbet ederek ve üzerine konuşularak
Dürüst olmak gerekirse, yaşadığım birtakım olumsuz tecrübenin ardından kendime bir söz verdim; ikinci bir emre kadar özellikle yeni kuşak (2000 sonrası diyelim) muhafazakar / dinci / İslamcı / yeni tip milliyetçi vs. (sıfatlar arasında kaybolmak) yazarların ‘edebi’ eserlerine sakın bulaşma... Karşılaştığın zaman yolunu değiştir veya görmezden
"Bunlar çekingen bir haldeler, ancak kendi kendileri, çevreleri ve dar bakış açısına sıkışmış tez dertleri vasat ve sıradan olduğundan kimsenin hiçbir kadın ya da erkeğin vasat ve sıradan olanın üstüne çıkmaması için ısrar ediyorlar."
YouTube kitap kanalımda Marcel Proust'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
youtube.com/watch?v=n5e0iz7...
Dreyfus yanlısı, Dreyfus karşıtı, Yahudi yanlısı, Yahudi karşıtı, 15 Temmuz yanlısı, 15 Temmuz karşıtı, bilgi yanlısı, bilgi karşıtı...
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisinden okuduğum 22. kitap oldu. Arkadi ve Boris Strugatski kardeşlerden ise okuduğum 3. kitap olmasına karşın eserlerinin diline bir türlü alışamadım. Şu ana kadar okuduğum kitaplarında gördüğüm şu ki: Konu ve fikir muhteşem; ancak işleyiş biçimi ve dil vasat. Bir bilimkurgu eserden harika bir edebi dil
Önce bir 50 sayfa okudum, kitap başlamadı. Sonra 100, bekle ablası başlar. Sonra 150, kitap hala başlamadı. Hani olur ya, kitabın bir giriş bölümü olur, anlatmak istediği şeye varana kadar biraz oyalar sizi. Bu kitap sadece oyaladı arkadaşlar, mevzuya bağlanmadı. Ne anlatıyordu, niye anlatıyordu bilen beri gelsin. Ve bende geri kalan 40 sayfayı
Alain de Botton, 1969 İsviçre doğumlu, Londra'da yaşayan Yahudi asıllı yazar ve televizyon yapımcısı..
Aşk Üzerine
“Aşık olunan kişiyle henüz bir samimiyet kurmadan önce bile onu zaten tanıyormuşuz gibi tuhaf bir duyguya kapılabiliriz. Onunla daha önce bir yerde, bir önceki yaşamımızda ya da belki rüyalarımızda tanışmışızdır sanki.