Politika
Siyaset dünyası temelde içgüdüsel seviyededir. Orman yasalarına aittir: Güçlü olan haklıdır. Politikaya ilgi duyan insanlar da en vasat olanlardır. Siyasetin sadece tek bir özelliğe ihtiyacı vardır. Bu da çok derin bir aşağılık duygusu. Politika neredeyse tek bir matematiksel formüle indirgenebilir: Politika güç arzusudur.
Öğretmenden sadece öğretmen olabiliyor. Başka hiçbir şeyi düzgün yapamıyorlar. Sıfata bak!.. Seni iki kadehle bile kandırdlar aq. “Adam kazandı” deyip bir kadeh daha içtin vasat herif!
Reklam
Örneğin, bir ulusun az etkin olan çoğunluğu orta bölümdedir. Fakat ulusu, gerek şehir hayatında gerekse tarım alanında çalışan vasat insanlar değil, her iki uçtaki azınlıklar -yani, en iyi ve en kötü olanlar- biçimlendirir. Üstün yetenekli olan kişi; politika, edebiyat, bilim, ticaret, sanayi ve benzeri alanlardan hangisinde olursa olsun bir ulusun biçimlendirilmesinde büyük rol oynar; yani, başarısızlar, topluma uyamayanlar, başıboşlar, yasa dışı davrananlar ve konumlarını kaybetmiş veya saygıdeğer insanlar arasında hiçbir zaman yer sahibi olamamış kişiler gibi. Tarih oyunu, genellikle orta bölüm çoğunluğun başlarının tepesinde, işte, bu en iyilerle en kötüler arasında oynanır.
Vasat politikacı rekabetten korkar. Etrafına, kendinden daha az beceri sahibi olan insanları toplar. Daha iyiyi arama yerine, vasatları tercih eder. Vasatlar, vasat altı insanlar arasında kendilerine güvence ararlar. Devlet adamı ise rekabetten korkmaz. Ölümsüzlüğü, eserinin devamında bulacağını bilir. Kendi yerine geçecek insanları, önce- den seçer. Hedeflerini açıkça ortaya koyar ve yardımcılarını bu yolda motive eder. Uzun vadeli bir program geliştirerek, yeni kuşağı eğitir. Zamanı gelince bayrağı devreder ve çekilir. Ölmeden önce ölümsüzlüğe kavuşur.
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
Reklam
112 syf.
2/10 puan verdi
Your Honor
Yourcenar'ın okuduğum ve kendi okur kıstaslarıma ve zevkime göre vasat bulduğum ikinci kitabı. Halk hikâyelerinin derlenmiş olarak karşımıza çıkması bu hazır malzemenin işlenişini daha da yavan kılıyor. Lezzet yok. Uyandırılan bir merak duygusu, olay örgüsü yok. Din var mesela ama doğaüstüne, fantastiğe uzanmamış (Buzzati'yi andıran bir Grim Reaper öyküsü eklenmiş yenilenmiş bu baskıya). Politika var ama entrika yok. Hitchcock "halk sinemada politika ile ilgilenmez." der. In the Name of the Father veya The Day of the Jackal gibi filmleri hariç tutarsak bu söylem doğrudur. Aynısı din için de geçerli. Karakterin tanrıyla ilişkisi veya azizlerin sayfa sayfa anılması, eğer kutsal kitap özlemi çekmiyorsanız ve ortada bir anlatı yoksa, gerçekten sıkıyor. Buzzati'de "peki biz ne olacağız?" diye kıyamet günü herkese istavroz çıkartırken kendilerinin derdine düşen, bir başka hikayede de hiç günah işlememiş uzaylılarla girdikleri diyalogla hayran bırakan papazlar vardı mesela. Ne şaşırdım ne heyecanlandım ne de akıp gidebildi ve beni sürükleyebildi bu kitap. Dağ fare doğurdu, yazardan beklentilerim adına. Tek tesellim kütüphanemde başka kitaplara yer açılmasıdır. Son olarak, çok övülen çevirmenimiz Hür Hanım'ın alıntılarda paylaştığım bir cümlede ikili hatası da bulunuyor - bunu da belirtmek isterim ("ne ne" bağlacının geçtiği cümlede olumsuz çatı ve virgül kullanımı, S.49).
Doğu Öyküleri
Doğu ÖyküleriMarguerite Yourcenar · Helikopter Yayınları · 2010313 okunma
Ulusun geleceği azınlıkların gücü
Bir ulusun az etkin olan çoğunluğu orta bölümdedir.Fakat ulusu, gerek şehir hayatında gerekse tarım alanında çalışan vasat insanlar değil ,her iki uçtaki azınlıklar yani ,en iyi ve en kötü olanlar biçimlendirir..
Sayfa 32 - Plato yayınlarıKitabı okudu
Medeniyet; insanları el, ayak ve çıktılar, doğayı sermaye olarak algılayan, tüm ilişkiselliği ekonomik ve sanal terimlerle açıklayan, varoluşu istatistikle okuyan, daha fazlası için her yolu mubah gören sosyopat bir azınlık ve onlara yamanmaya çalışan dalkavuklar ordusu tarafından yönetiliyor. Dibine kadar plütokratik olan bu düzende hoşgörü, merhamet, paylaşım ve empatinin karşıtları metastaz biçiminde yayılıyor; anti-sosyal kişilik bozuklukları, tükenmişlik, anksiyete ve depresyon dört yanda insan soyunun psikolojik altyapısını oluşturuyor; gösteriye kapılan yetişkin kitleler topyekun çocuklaşıyor; bir yandan iklim krizi yakıcı nefesini üflüyor ve şiddetlenmesindeki gerekçeler sürüyor; salgın hastalıklar ve iş kazaları sebebiyle her gün binlerce insan hayatını kaybediyor; sadist erkekler nesneleri olarak gördükleri kadınlar üzerinde efendilik taslıyor; öte yanda tarikat liderlerini takip edenler ve asırlar öncesinin vaazlarını verenler, uzaylı ırklardan veya kuantum hurafelerden bahsedenler, vasat komplo teorisyenleri ve din hocalarına para dökenler... Elimizde nevrotik kahkahalar yükselen teknolojik yeni-ortaçağ distopyası dışında hiçbir şey yok.
Sayfa 183 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
Bir kitap bir harita, bir kaçış planıdır. Amacı, sıradan bir insanın önceden çizilmiş ve geçmişten derin izler taşıyan kader yolunu değiştirmek için dünyanın insanı uyutarak ona da yaptığı kurgusundan, varoluşun serzeniş ve suçlama dolu tanımlamalarından kaçarken izlediği yolu size göstermektir. Dreamer’la ve onun öğretisi ile tanışmamış
Sayfa 14 - Sinedie YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Neymiş; küçük şahsiyetler, kişilerle uğraşır; vasat şahsiyetler, olaylarla/şekillerle uğraşır; büyük şahsiyetler, fikirlerle uğraşır..
Sayfa 88 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Alman birliğinin övünülen çimentosu "Kan ve demir"di; bencil ulusal amaçlar haricindeki her türlü sonu reddedip neredeyse aleni bir sinizm savunusuna girişerek ülkenin kaderini bu çatışmaya yönlendiren küçük,vasat,saldırgan devlet adamları ile profesörler âdeta bir din gibi beninsediler bunu.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.