Politika
Siyaset dünyası temelde içgüdüsel seviyededir. Orman yasalarına aittir: Güçlü olan haklıdır. Politikaya ilgi duyan insanlar da en vasat olanlardır. Siyasetin sadece tek bir özelliğe ihtiyacı vardır. Bu da çok derin bir aşağılık duygusu. Politika neredeyse tek bir matematiksel formüle indirgenebilir: Politika güç arzusudur.
Örneğin, bir ulusun az etkin olan çoğunluğu orta bölümdedir. Fakat ulusu, gerek şehir hayatında gerekse tarım alanında çalışan vasat insanlar değil, her iki uçtaki azınlıklar -yani, en iyi ve en kötü olanlar- biçimlendirir. Üstün yetenekli olan kişi; politika, edebiyat, bilim, ticaret, sanayi ve benzeri alanlardan hangisinde olursa olsun bir ulusun biçimlendirilmesinde büyük rol oynar; yani, başarısızlar, topluma uyamayanlar, başıboşlar, yasa dışı davrananlar ve konumlarını kaybetmiş veya saygıdeğer insanlar arasında hiçbir zaman yer sahibi olamamış kişiler gibi. Tarih oyunu, genellikle orta bölüm çoğunluğun başlarının tepesinde, işte, bu en iyilerle en kötüler arasında oynanır.
Reklam
Vasat politikacı rekabetten korkar. Etrafına, kendinden daha az beceri sahibi olan insanları toplar. Daha iyiyi arama yerine, vasatları tercih eder. Vasatlar, vasat altı insanlar arasında kendilerine güvence ararlar. Devlet adamı ise rekabetten korkmaz. Ölümsüzlüğü, eserinin devamında bulacağını bilir. Kendi yerine geçecek insanları, önce- den seçer. Hedeflerini açıkça ortaya koyar ve yardımcılarını bu yolda motive eder. Uzun vadeli bir program geliştirerek, yeni kuşağı eğitir. Zamanı gelince bayrağı devreder ve çekilir. Ölmeden önce ölümsüzlüğe kavuşur.
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
112 syf.
2/10 puan verdi
Your Honor
Yourcenar'ın okuduğum ve kendi okur kıstaslarıma ve zevkime göre vasat bulduğum ikinci kitabı. Halk hikâyelerinin derlenmiş olarak karşımıza çıkması bu hazır malzemenin işlenişini daha da yavan kılıyor. Lezzet yok. Uyandırılan bir merak duygusu, olay örgüsü yok. Din var mesela ama doğaüstüne, fantastiğe uzanmamış (Buzzati'yi andıran bir Grim Reaper öyküsü eklenmiş yenilenmiş bu baskıya). Politika var ama entrika yok. Hitchcock "halk sinemada politika ile ilgilenmez." der. In the Name of the Father veya The Day of the Jackal gibi filmleri hariç tutarsak bu söylem doğrudur. Aynısı din için de geçerli. Karakterin tanrıyla ilişkisi veya azizlerin sayfa sayfa anılması, eğer kutsal kitap özlemi çekmiyorsanız ve ortada bir anlatı yoksa, gerçekten sıkıyor. Buzzati'de "peki biz ne olacağız?" diye kıyamet günü herkese istavroz çıkartırken kendilerinin derdine düşen, bir başka hikayede de hiç günah işlememiş uzaylılarla girdikleri diyalogla hayran bırakan papazlar vardı mesela. Ne şaşırdım ne heyecanlandım ne de akıp gidebildi ve beni sürükleyebildi bu kitap. Dağ fare doğurdu, yazardan beklentilerim adına. Tek tesellim kütüphanemde başka kitaplara yer açılmasıdır. Son olarak, çok övülen çevirmenimiz Hür Hanım'ın alıntılarda paylaştığım bir cümlede ikili hatası da bulunuyor - bunu da belirtmek isterim ("ne ne" bağlacının geçtiği cümlede olumsuz çatı ve virgül kullanımı, S.49).
Doğu Öyküleri
Doğu ÖyküleriMarguerite Yourcenar · Helikopter Yayınları · 2010321 okunma
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.