Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölürüm. Kıyamet mi kopar?
Sayfa 62 - Kapra YayıncılıkKitabı okuyor
Vatan ve millet, vatan ve millet olduklan için sevilir; bir din, din olarak münakaşa edilir, ret veya kabul edilir, yoksa hayatımıza getirecekleri kolaylıklar için değil...
Reklam
"...Özellikle yurtseverlik ve vatan sevgisi olarak bilinen şey, ışıl ışıl bir erdemdi."
Dünyada ne bulduk ki ölümden kaçılsın.
Sayfa 36 - Kapra YayıncılıkKitabı okuyor
Eski kralların saraylarında bile senin kadar gülünç bir dalkavuk bulunamazdı .Bana vatan haini diyen sen kimsin? Baban Lidyalı bir lağımcı, anan Mısırlı bir esirdi. Ananın anası da Amurru'dan gelmiş bir fahişe idi. Yüzde yüz yabancı bir adam olduğun halde benim gibi su katılmamış bi Hatti'ye vatan haini diyorsun. Hangi vatanın haini? Liddya'nın mı Mısır'ın mı Amurru'nun mu? Bu vatanın sahibi benim! Sen burada sığıntı olduğun halde bana vatan haini diyorsun. Sen vatanın ne olduğunu biliyor musun? Vatan suçlulardan alınan rüşvet değildir. Vatan ataların kılıcı ile alınan ve kanla korunan topraklardır. Senin atalarından bu toprak için ölmüş kimse var mı? Ben sana cevap vermeye mecbur değilim. Beni sorguya çekmek için Hatti kanı taşıyan bir hakim gelsin.
İstanbul’da İtilaf devletleriyle Türk milliyetçileri arasındaki ilişkiler kopma noktasına yaklaşıyordu. Ama Mustafa Kemal başkentteki milliyetçileri kontrol edemiyordu. Meclis başkanı seçilme umudu, 31 Ocak’ta, (Fransızlar tarafından kısa bir süre gözaltına alındığı için ünlenen) Reşat Hikmet adlı başka bir adayın seçilmesiyle suya düştü. Az sonra Reşat Hikmet ölünce, başkanlık görevi Mustafa Kemal’in çevresinden olmayan milliyetçi Celalettin Arif’e verildi. 3 Şubat’ta Mustafa Kemal’den daha kıdemli bir milliyetçi general olan Fevzi Paşa (Çakmak) Harbiye Nezareti’ne atandı. Ardından başka bakanlar da değiştirildi ve 9 Şubat’ta yeni düzenlenen kabine parlamento tarafından onaylandı. Birkaç gün önce de, parlamentodaki milliyetçi çoğunluk sonunda bir parti kurmuştu. Ne var ki, Mustafa Kemal’in politik bir araç olarak öngördüğü Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını almak yerine, mebuslar kurdukları partiye padişahın meclisi açış konuşmasında geçen ‘Felâh-ı Vatan İttifakı’ (Vatanın Kurtuluşu Grubu) adını verdiler. Mustafa Kemal bu isimle alay ederek parlamenterlerden ‘Fellâh-ı Vatan Grubu’ diye söz ediyordu.
Sayfa 318Kitabı okudu
Reklam
Doktor raporunu cebine koyan Mustafa Kemal, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin Selanik Şubesi için üye toplamaya başladı. Afet’e göre ilk üyeler eski okul arkadaşları ve öğretmenleriydi: ateşli hatip Ömer Naci ve arkadaşı topçu subayı Hüsrev Sami (Kızıldoğan), Askeri Rüştiye öğretmeni Hakkı Baha (Pars), aynı okulun müdürü Bursalı Tahir ve Askeri Öğretmen Okulu’nun müdürü Mahir Hoca. Selanik Şubesi resmî olarak Hakkı Baha’nın evinde kuruldu. Afet’in anlattığına göre kısa bir süre önce evlenmiş olan Hakkı Baha, üyeleri karşılarken üzerinde Japon pijaması vardı ama yine de toplantının ciddiyetini bozmamıştı. Üyeler Hüsrev Sami’nin tabancasına ellerini dayayıp devrim andı içtiler. Hüsrev Sami’nin anlattığına göre Mustafa Kemal, tek amaçlarının “bedbaht memleketi” kurtarmak olduğunu söylemiş ve “Bugün Makedonya’yı ve tekmil Rumeli Kıtasını vatan camiasından ayırmak istiyorlar. Memlekete ecnebi nüfuz ve hâkimiyeti kısmen ve fiilen girmiştir. Padişah zevk ve saltanatına düşkün her zilleti irtikâp edecek menfur (her aşağılığı yapacak, nefret edilesi) bir şahsiyettir. Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlâl (çöküş) vardır,” diye devam etmişti.
"ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan benim değil milletimin malıdır." Sultan Abdülhamid Han
...kendimde değilim. Aklım başımda yok.
Sayfa 30 - Kapra YayıncılıkKitabı okuyor
Çıldırıyorum. Aklım başımdan gidiyor. Kendimi öldüreceğim. Anladın mı? Sebep de sensin, hepsine sebep sensin. Hepsine...
Sayfa 28 - Kapra YayıncılıkKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.