Modern ve aydınlık bir ülke olabilmenin kendi özünden, kendi değerlerinden güç almak ve kendi kendine yetebilmekten geçtiği gerçeğinden hareketle kurulmuş devrinin çok ötesinde bir eğitim öğretim kurumuydu köy enstitüleri. Faaliyette bulunduğu kısacık sürede toplumun kendi değerlerine sahip çıkarak neler başarılabileceğini göstermiş oldu. Haliyle
Paşam çok içiyorsunuz. Halkın dedikodusu bitmiyor. Biraz azaltsanız mı? deyince, Mustafa Kemal gülümsemiş...
Başka bişey konuşuyorlar mı peki Salih? demiş.
Hayır Paşam. Varsa yoksa içkiniz
Elini Bozok'un omzuna koymuş; Biz yedi cephede savaştık Salih.. Bir Vatan var ettik, Cumhuriyet'i ilân ettik. Bak kendin söylüyorsun, çaldı çırptı, vatanı sattı diyemiyorlar ya, bırak konuştukları içkimiz olsun...
Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip
Öncelikle takipçi sayınızda “küçük” miktarda olumsuz dalgalanmalardan etkilenmek istemiyorsanız kitabı okumamanızı, paylaşmamanızı ve beğenmemenizi tavsiye ederim. Bu beni çokça kaygılandıran bir konu değil açıkçası, Sosyoloji okuduğum için yaptığım minik bir gözlem sadece.
Türkiye’de yerleşik bir motto olan, ”Herkes kendi işini yapmalı” cümlesini
"Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir."
bazen vatan…
bazen bir gaye-yi hayâl uğruna
kardeş kardeşi vurmuş,
insan insanı boğmuş insan kanında.
henüz bıyığı terlememiş bir oğul getirmişler bembeyaz kefeniyle,
elleri ayakları yok, kurşun yarası kızıl karanfil gibi açmış alnında
delikanlılara ölümü hiç yakıştıramadım…!
.
hiroşima ne ki, bütün gönderip
parçaları gelen oğlu yerine ölmek isteyen ana yüreğinin yanında
düşündüm, şu deniz hangi ananın gözyaşı, bu insan çölünün ortasında
.
hangi buluta baksam çığlık yağıyor
hangi ananın kapısını çalsam…
acı biriktiriyor, ölüm sağıyor
oysa hangi ana günahkârdır, cennet ayağının altında?
analara ölümü hiç yakıştıramadım…!
Eser, tarihi bir roman niteliğini taşıdığı ve konusunu Fransız Devrimi’ nden aldığı için öncelikle Fransız Devrimini özetlemek eserde anlatılan konuyu anlamak için daha faydalı olacaktır.
Not: İncelememde elimden geldiğince eser de geçen hikayenin gerçek olaylar ile bağlantısında açıklayacağım.
Fransız Devrimi
1700 yılların sonlarına
Ben hiçbir zaman sizin kirli ideolojinize bağlı olmayacağım bunu bilin. İstediğiniz kadar engelleyin, takipten çıkın. Kürtçe kitap okudum diye nasıl pkk olabilirim? Bu nasıl bir kıt zihniyettir.
Kürtçe okuduk diye pkk
Din okuyunca dindar
Sosyoloji ya da komünizm okuyunca sosyalist, komünist ya da solcu olmuyoruz.
Boy boy ayet atıyorsun da neden beni pkk diye anlayıp hakkıma giriyorsun?!
Ben Müslümanım, elbette öteki tarafta hesap var. Bakalım burada paylaşıp beğendirdiğin ayetler ve Türkçülük, ve yalan vatan sevgin seni kurtaracak mı?
BEN HİÇBİR İDEOLOJİYE BAĞLI DEĞİLİM ARTIK BUNU ANLAYIN..!