Vatikan Türkiye'den 3 Kez Toprak İstedi
Aydınlık dergisi, 21 Mayıs 2000 tarihli 670'nci sayısın-da, Vatikan'ı son üç büyükelçi, Sebastiani, Celata ve Cen-ti'nin Dışişlerine başvurarak Türkiye'den üç kez toprak iste-diğini yazıyordu: "Vatikan'ın 2000 yılı kutlamaları komitesi genel sekre-teri olan Sebastiani'nin vedalaşırken dile getirdiği "toprak” talebi, başta Müsteşar olmak üzere Dışişleri yetkililerinde "Soğuk duş" etkisi yaptı. Müsteşar, Türkiye'yi yükümlülük al-tına sokacak bir ifade kullanmamaya özen göstererek, "ko-nunun inceleneceğini söylemekle yetindi. "Hıristiyan tarihine ait Kilise, vakıf ve eserlerin mülki-yet ve yönetiminin Vatikan'a devri ve Katolik Kilisesine huku-ki statü tanınması isteği, ikinci kez iki yıl sonra dile getirildi. Vatikan devleti Türkiye Cumhuriyeti devletinden son 6 yıl içinde üç kez "toprak" istedi. Hükümetler ve Dışişleri, bu istekleri açıkça reddetmediği gibi, 1994 yılında yapılan ilk "toprak" isteğinden sonra, Türkiye'nin bir "Vatikan" politi-kası olmadığı da ortaya çıktı.
Sözde Soykırımı Tanıyan Papalık Bildirisinin Mürekkebi Bile Kurumadan
Bunlar gibi sıralanabilecek binlerce örneğin oluşturdu-ğu kervana skandal sayılabilecek bir gelişmeye imza atmak suretiyle T.C. Kültür Bakanlığı da katılmış bulunuyor. Hıristiyanlığın doktrineri Aziz Pavlus'un tıpkıbasımı, misyoner, Anadolu'yu 1919'da yayınladığı bir haritada "Deutschland" olarak gösteren ve Alman idealerine hizmet eden " çok gizli" bir yeraltı örgütü "Thule Gesellchaft" üyesi Angelo Giuseppe Roncalli, nam-ı diğer Papa 23. Jean için 8-9-10 Aralık 2000 tarihlerinde, üç gün sürecek bir Anma Programı düzenliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi kurumu Kültür Bakan-lığı bu programı hem de Türkiye'ye 30 bin can ile 100 milyar dolar gibi çok ağır bir fatura ödeten bölücü terör örgütü PKK ve terörist başı Apo'ya Vatikan'ın açıktan destek vermiş
Reklam
Yirminci yüzyılın ikinci yarısı boyunca birçok hatta çoğu Latin Amerika devleti askerî diktatörlüklerle yönetiliyordu. 1989'da Panama diktatörü Manuel Noriega bu diktatörlerin en beterlerinin gülünç bir örneğiydi. Büyük çaplı bir uyuşturucu satıcısıydı. 1989 Aralık'ının sonunda Birleşik Devletler'e savaş açtı. Amerikan deniz piyadeleri Panama'ya girdi ve onu on gün içinde devirdiler. Önce Vatikan Temsilciliği'ne sığındı; Amerikan güçleri yakınlarda kulak tırmalayan rock müziği çalarak onun sinirlerini bozmaya çalıştılar ve bu zor olmadı. Noriega üç gün sonra pes etti ve onu Florida'ya götürüp yargılayarak kırk yıl hapis cezasına çarptırdılar. Bütün bunlar 1989'un son günlerinde, Soğuk Savaş biterken ve tarihi yirminci yüzyılın sonunda oldu.
Sayfa 202 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
1926'ya gelindiğinde Mussolini tek partili bir devleti yönetiyordu. Ama diğer otoriteryan diktatörlüklere göre daha ileri gitti. Planı eski burjuva parlamenter sistemi, seçilmişlerin farklı partileri temsil etmek yerine mesleki rütbelerine göre seçileceği birleşik milli bir meclisle değiştirmekti. Bu korporatif devlet idealiydi ve başka
Sayfa 85 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Vatikan arşivlerinde Osmanlı Devleti'yle ve Cumhuriyet Türkiye'siyle ilgili birçok belge ve sır vardır. Vatikan bunları açıklamamaktadır.
Reklam
İlginç bilgiler var
Vatikan Devleti'nin gece yerleşik nüfusu 600 kişidir. Gündüz nüfusu ise 3599'a yükselir. Bunlar Vatikan'da görev yapan işçiler ve diğer memurlardır.
Vatikan, İtalya Devleti'nin tüm haklarından yararlanabilen fakat kendi bayrağına ve egemenliğe sahip ayrı bir devlettir.
"Bir Yahudi devleti­nin ya da İngiliz mandası altında Yahudiler tarafından yönetilen bir siyasi yapının oluşturulması, bir Filistin devleti, bütün dünya Yahudiliğini kendi bünyesinde toplayamayacağı, aksine uluslara­rası Yahudilik için, bir ölçüde Vatikan devletinin siyasi katoliklik veya Moskova'nın Komintem için sağladığına benzer bir uluslara­rası hukuk süjesi olma durumu sağlayacağı için Almanya'nın çıka­rına değildir."
Avrupalılar dinlerini öğrensin diye Osmanlı Devleti zamanındaki medreselere Vatikan'dan öğrenci gönderip, 'Gidin medresede Hristiyanlığı öğrenin!" demiş mi? Bu nasıl bir anlayış ki, biz gayesi İslâm etrafında şüpheler oluşturmak olan Kilise'nin yan kolu şarkiyatçılığa Müslüman evladını gönderiyor, 'Bu gence İslam'ı öğretin. diyoruz. Kilise'nin anlattığı din Allah'ın indirdiği din olur mu?
Sayfa 220 - Hüküm KitapKitabı okudu
Reklam
Eski Yugoslavya'daki iç savaş, bir savaş suçu olarak tecavüz meselesinin ortaya çıkmasına yol açtı. Pek çok yerde kadınlar sokağa döküldü ve savaş zamanlarında tecavüz suçunun hâlâ neden bu kadar hafif cezalarla geçiştirildiğini sorgulayan ve buna karşı olduklarını belirten yürüyüşler düzenledi. 1993'te Viyana'da toplanan Birleşmiş Milletler Insan Hakları Konferansı'nda, tecavüz ve her çeşit cinsel şiddet savaş suçu olarak kabul edildi. Bazı Müslüman ülkelerle Vatikan Devleti'nin bazı maddelerine muhalefet şerhi koymalarına karşın, Pekin ve Kahire'de toplanan İnsan Hakları Komisyonu toplantılarında bu karar bir kere daha onaylandı. İlke olarak bu gerçekten bir ahlakî ilerlemeydi, ancak anlaşmanın pratik sonuçları herhalde sınırlı olacak.
Sayfa 243 - PdfKitabı okudu
_Bütün bu aşağılık asalakların tek kaygısı, yüz karası bir dalkavuklukla, kralın desteğini kazanmaktır. _Sizin ilkelerinizin tam karşıtlarıyla yetişmiş insanlar karşısındasınız. Bütün düşündüklerinin saçma ve haksız olduğunu yüzlerine vurursanız elbet dinlemezler sizi. Dikine değil, yanlamasına gideceksiniz. Doğruyu yerinde ve ustalıkla
Katolik Macar ya da Alman göçmenlerin soyundan gelenler kendilerini Hırvat olarak tanımlıyor. Koca Alman devleti kendi ırkından gelen Hırvatları Sırplara kırdırmaz. Zaten Vatikan, Avusturya ve Almanya söz birliği etmişçesine Hırvatları ve Slovenleri Yugoslavya'dan ayırmak istiyor. Ortodoks Rumen Çingenelerin soyundan gelenler ise kendilerini Sırp olarak tanımlıyor. Koca Sovyetler Birliği de Ortodoks inancına sahip Sırpları, Hırvatlara ezdirmez. Yani sizin anlayacağınız Sırpların ve Hırvatların başlarında birer hamisi var.
Sayfa 52 - alfa yayınlarıKitabı okudu
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.