Vatikan, İtalya Devleti'nin tüm haklarından yararlanabilen fakat kendi bayrağına ve egemenliğe sahip ayrı bir devlettir.
İlginç bilgiler var
Vatikan Devleti'nin gece yerleşik nüfusu 600 kişidir. Gündüz nüfusu ise 3599'a yükselir. Bunlar Vatikan'da görev yapan işçiler ve diğer memurlardır.
Reklam
Vatikan arşivlerinde Osmanlı Devleti'yle ve Cumhuriyet Türkiye'siyle ilgili birçok belge ve sır vardır. Vatikan bunları açıklamamaktadır.
Laik devletler, kilisenin müminlerden bekledikleri itaati yurttaşlardan beklediğinde, dinsel kurumların yerine hikmet-i hükümet aygıtını geçirmiş olurlar. Sonuçta, papalık, “Vatikan mı? Kaç tane zırhlı tümeni var?” diye alaya alan Stalin’i haksız çıkardı. Tanklar Stalinci papalığı çözülmeden kurtaramazken, Vatikan bugün Avrupa’nın utanç verici bir şekilde müsamaha gösterilen tek totaliter devleti olarak kalmıştır.
Ünlü Devlet kuramcısı Macıvelli, aynı zamanda “prens” olan Papaların kendilerini paralı asker olan İsviçrelilere korutmasını sert bir dille eleştirmişti. Ona göre bu paralı askerler, kendilerine daha fazla para veren düşmanlara Papa’yı satabilirlerdi. Macıvelli’nin dediği doğruydu. Nitekim bir kaç kez Papalar, İsviçreli askerlerin ihanetine uğramışlardı. Ama yine de Papalar kendilerini İsviçreli paralı askerlere korutmaktan vazgeçmemişlerdi. Nedeni de çok ilginçti. İsviçreli paralı askerler ihanet etseler bile Vatikan’ın hiç bir sırrını açıklamıyorlardı. Vatikan’ı gizemli bir Kilise-Devleti yapan budur işte. Öğretiye göre “Vatikan’da öğrenilen sırlar öbür dünyada bile açıklanmaz.” Vatikan’ın sırlarını açıklayanların ve nesiller boyunca ailelerinin canları ve malları güvenlikte olmaz. Çünkü Vatikan gerçekten de inanılması güç sırları barındıran, gizli geçitleri, şifreleri ve yeraltı yollarıyla tam anlamıyla “esrarengiz” sayılan bir yerdir ve bu şöhretini de yüzlerce yıldır sadece kendisine sakladığı sırlarının başkalarınca öğrenilebilmesini önleyerek edinmiştir.
Roma İçinde Bir Merkez: Vatikan
Garibaldi Kuvvetleri Roma'yı işgal edene kadar papalık, Venedik sınırlarına, güneyde de Napoli Krallığı'na kadar İtalya'nın ortasına hâkimdi ve buna Papalık Devleti deniyordu. İtalyan Birliği'ni isteyen milliyetçilerin başlıca hedefleri papalıktı.
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
ancak çirkin politikacılar ve en önemlisi Yeni Dünya Düzeninde Tek Dünya Devleti talep eden esasen dine karşı dünya derin devletinin buzdağı üstünde gözüken kısmı - New Age Akımı'nın bilinçli olarak Yuz Asaf'ı İsa olarak pazarlaması samımı bir niyetten kaynaklanmıyor. Vatikan ve Kilise'yi sarsmayı tasarlayan New Ageciler, önce Da Vinci'nin Şifresi ile kutsalları sorgulamaya başlattılar. Hristiyanlığı Yahudi soslu, Müslüman ve Budist katkılı yeni formatında tek dünya dini yapıp politik olarak kullanmayı planlıyorlar.
18.yüzyılın Fransız Laisizm’i, Jacob’ın geleneğine uyarak, egemenliği hem Kral’dan hem de Kilise’den alıp, devleti yönetmekte görevlendirilmiş olan Bürokrasi’nin denetimine verilmiştir, Anglosakson kökenli Sekülarizm ise Kilise ile Devlet’in ayrı ayrı bağımsız birimler olarak bir arada var olmalarını öngörmüş ve Fransız Laisizm’de önemli rol oynayan Devletçi müdahelecilik anlayışını dışlamıştır.
Sayfa 57 - destek yayınlarıKitabı okudu
1994'te Avrupa Birliği, Fener Rum Patrikhanesi Patriği Bartholomeos'u "Bizans devlet başkanı" olarak seçtiğini duyurdu. Avrupa Birliği'nden devlet başkanı unvanı edinen Fener Patriği, basına verdiği demeçlerde "Lozan'ı tanımıyoruz" diyecekti! Avrupa Birliği, Fener Patrik'ine İstanbul merkezli Bizans Devleti başkanı unvanını verirken, Fener Patrikliğinin tıpkı Vatikan devleti gibi bir statüye kavuşturulması ve Türkiye toprakları üzerinde bir tür "devlet içinde devlet" olup çıkacağı düşünülüyordu.
Doktora için batıya gitmek !
Bir genç hendesede, başka biri tıbbiye de Batı'ya gidebilir. Lakin ilahiyat alanındaki birinin yüksek lisans ve doktorada Batı ülkelerine gitmesinin mânası nedir ?! Avrupalılar dinlerini öğrensin diye Osmanlı Devleti zamanındaki medreselere Vatikan'dan öğrenci gönderip, 'Gidin medresede Hristiyanlığı öğrenin!' demiş mi? Bu nasıl bir anlayış ki, biz gayesi İslâm etrafında şüpheler oluşturmak olan Kilise'nin yan kolu şarkiyatçılığa Müslüman evladını gönderiyor, 'Bu gence İslâm'ı öğretin. diyoruz. Kilise'nin anlattığı din Allah'ın indirdiği din olur mu?
Sayfa 220 - Hüküm kitapKitabı okudu
Reklam
İsviçreli paralı askerler ihanet etseler bile Vatikan’ın hiç bir sırrını açıklamıyorlardı. Vatikan’ı gizemli bir Kilise-Devleti yapan budur işte. Öğretiye göre “Vatikan’da öğrenilen sırlar öbür dünyada bile açıklanmaz.”
Avrupalılar dinlerini öğrensin diye Osmanlı Devleti zamanındaki medreselere Vatikan'dan öğrenci gönderip, 'Gidin medresede Hristiyanlığı öğrenin!" demiş mi? Bu nasıl bir anlayış ki, biz gayesi İslâm etrafında şüpheler oluşturmak olan Kilise'nin yan kolu şarkiyatçılığa Müslüman evladını gönderiyor, 'Bu gence İslam'ı öğretin. diyoruz. Kilise'nin anlattığı din Allah'ın indirdiği din olur mu?
Sayfa 220 - Hüküm KitapKitabı okudu
Vatikan şu anda dünyanın en zengin devletlerinden biridir. Ünlü Vatikan uzmanı Peter Hebblethwaite’nin dediğine göre de bu devlet hiç bir özel girişimcinin ya da kapitalistin baş edemeyeceği kadar katı “Sosyalistce” kurallarla yönetilmektedir. Aynı uzmana göre bu nedenle Vatikan yeryüzündeki tek Sosyalist Tanrı-Devleti sayılmalıdır. Gerçekten de Vatikan’da hiç bir devletin yapamayacağı bir “sistem” ve yönetim anlayışı yürürlüktedir. Gördükleri işe göre dünyada en az maaş ve ücret alan insanlar buradadır. Buna rağmen toplam 1000 kişiyi geçmeyen Vatikan bürokrasisi, 2500 işçisiyle dünyanın en kalabalık dinsel topluluğunu (yaklaşık 900 milyon) hiç bir aksama olmadan yönetmektedirler. Bu gerçeği yeni öğrenen bir Amerikalı zengin kendini tutamamış ve “Aman Tanrım! Meğer dünyanın en kârlı şirketi Vatikan’mış” deyivermişti. 600 kişinin yönlendirdiği 900 milyon insan koşulsuz olarak Vatikan’a bağlıdırlar ve onun emirlerine tabidirler. Dahası, onu korumak, geliştirmek ve gerçekte daha da zenginleştirmekle yükümlüdürler. Bu emeklerine karşılık Papa’dan alabilecekleri tek “gelir” her Pazar günü Papa’nın onlar adına yaptığı şükran “Duası”dır, o kadar.
...İtalya Birliği teşekkül edip, Garibaldi Kuvvetleri Roma'yı işgal edene kadar papalık, Venedik sınırlarına, güneyde de Napoli Krallığı'na kadar İtalya'nın ortasına hakimdi ve buna Papalık Devleti deniyordu. italyan Birliği'ni isteyen milliyetçilerin başlıca hedefi papalıktı. Nitekim Roma işgal edildikten sonra yeni kurulan krallığın merkezi de Torino'dan buraya taşınmıştır. Papa dünyevi hakimiyetini kaybettiği için bu yeni tasarrufa kızarak Vatikan'ı terk etmiş, şehrin içindeki Lateran Kilisesi'ne çekilmiştir... 1924-1929 arasında Mussolini, hiç de o kadar Katolik olmamasına, hatta oldukça ateist olmasına rağmen İtalyan halkının sesine kulak vermiş ve Lateran'da yapılan Lateran Antlaşması(1929) ile Papa'ya ve devletine bugünkü statüsünü vermiştir.
Sayfa 190 - Kronik
Tanklar Stalinci papalığı çözülmeden kurtaramazken, Vatikan bugün Avrupa’nın utanç verici bir şekilde müsamaha gösterilen tek totaliter devleti olarak kalmıştır.
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.