Verdiğine boyun eğmektir. Vav
olmaktır. Sabretmektir o kapının eşiğinde.
Sıkıntı da, acı da böyledir…Allah sana sıkıntı veriyorsa, senin rahatlığın içindir. Ne garip değil mi? İnsan sıkıntı çekerek rahatlar mı? eğer o Allah’ın çok kıymet verdiği bir kul ise rahatlar.Allah sevdiği kullarını sıkıntıya koyar. Erdemlik, kapıyı bir kez çalıp beklemek değil! Asıl erdem, o kapının önüne gitmek, bağdaş kurup hiç kapıyı çalmadan oturmak, umut beslemek ve açılacağını bilmektir. Canın yanıyorsa, kül ol diye değil, kul ol diye yanar.Zira yanan odundur…
“Herşeyin manasız olduğunu söylediğimiz anda manalı bir söz söylemiş oluruz.”
Albert Camus
Merhabalar;
Kitap bitti, ben uzay boşluğuna bırakılan terlik gibi yerçekimsiz ortamda savruluyorum. Öncelikle size Murat Menteş'i tanıtmalıyım. Kendisiyle yollarımız 2005 yılında Afilifilintalar adlı internet sitesinde kesişti. Bir kaç blog yazısı hoşuma
Canınız mı sıkkın? Sıcaklar sizi de benim gibi bunalttı mı? Kitap okuma hevesiniz mi kaçtı?
Ee başka bir tarz deneme konusunda da katı kurallarınız yoksa, bu kitabı size rahatlıkla önerebilirim...:)
Gelelim kitabın konusuna; aşk, savaş,aksiyon, dövüş, polisiye, din, felsefe ve tabiki güzel kadınlar. Yani yok yok!
Tabii yazarımız bunların hepsini
¶¶Mezar taşlarındaki ölüm tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir.¶¶
¶¶Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Çünkü hiçbir şey görüntüden ibaret değildir.¶¶
Kitabımız Coca-Cola ve Pepsi gemisinin çarpmasıyla başlıyor... Evet yanlış okumadınız :)) Deniz yanıyor ve her yer kan revan içinde...
Murat Menteş'in kelime, kurgu ve