'Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine, arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!'
Münacaat
bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylâk büklümlerinin içten ve dışardan sarmaladığı günlerde bir zamandı heves ettim gölgemi enginde yatan o berrak sayfada gezindirsem diye ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende. vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi genç olmak yetmiyordu fayrap
Reklam
bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı  ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylâk  büklümlerinin içten ve dışardan  sarmaladığı günlerde  bir zamandı  heves ettim gölgemi enginde yatan  o berrak sayfada gezindirsem diye  ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.  vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi  genç olmak yetmiyordu fayrap
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık! Yola madem çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım hava bozar,yüzüm eğik giderdim yine yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar yola devam ederdim. İSMET ÖZEL-Münâcât
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine, arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini tanıdım Ademoğlu kimin nesiymiş ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi. Çeşme var, kurnası murdar
Reklam
Geri139
398 öğeden 391 ile 398 arasındakiler gösteriliyor.