Kişisel Gelişim kitaplarını her seferinde “Ah şimdi yine aynı şeyleri en baştan okuyup, yine çözümsüz kalacağım” önyargısıyla okurum ama okumaktan da bir türlü vazgeçemem. Sonuçta her bir günümüz bir bakıma bir önceki günümüzün çok benzeri olsa da yaşamaktan ve umut etmekten vezgeçmiyoruz. Bu tür kitaplardaki motivasyonum tam olarak bu.
Yalnızca
Ülkenin en önemli entellektüellerinden birisi olan Ahmet Arslan ile merhaba!
Kütüphanede felsefe raflarına bakındığınız zaman, gerek çevirileri ile, gerekse anlatımlarıyla felsefeyi bize sevdiren Ahmet Arslan’ı çoğumuz biliyoruz. Felsefeyi sevmek önemli değil, sadece bir temennim. Düşünmenin sebebini ve amacı için yola çıkan herkes, benim bu
Herşey düşüncelerimizin güzelliği ile yoluna girer
O an içinde bulunulan durumda, duygu kimdeyse sınav ondadır. (s:34)
Başkasının enerji alanına girmek ruhumuzda var bizim. Kimi zaman haksızlığa uğrayan bir yakınımız savunamamışsa hakkını, yahut evladımız bir şekilde ikili ilişkilerinde problem yaşamış ve konuşamamışsa, kısacası başkasının sınavı olup halledemediği durumlara müdahale ederek o işi
Ermiş
Halil Cibran’dan okuduğum ilk kitap oldu. Neredeyse bir asır önce yazılmış, manevi mesajları olan bu küçük kitap, ister ateist ister inançlı olun, çok sayıda insan için hala referans olabilecek bir eser niteliğindedir.
1895'te, 12 yaşındayken Halil Cibran, babasının iflasından kaçmak için memleketi Lübnan'ı terk etmiş.