Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Garipti insanlar, sürekli üstlerine vazife olmayan şeyler yapıyorlardı.Sürekli birbirlerinin işine karışıyorlardı.Her konuda fikir yürütüyorlar,en iyiyi kendilerinin bildiğini sanıyorlar,her zaman kendi söyledikleri yapılsın istiyorlardı.
Osmanlı Devleti'nin en zor döneminde maddi olarak Osmanlı'yı kalkındıracak tekliflerde bulunan Siyonist heyeti, huzurundan kovan ve her ne pahasına olursa olsun Filistin'den toprak sattırmayan
Sultan Abdülhamid
Sultan Abdülhamid
Han için Filistin Dışişleri Bakanlığı yapmış Refik Şakir En-Nedşe " Sultan Abdülhamid Filistin için tahtını kaybeden hükümdardır ." ifadesini kullanmaktadır. Siyonistler karşısında Abdülhamidi bir duruş sergileyen Sultan Abdülhamid Han için bugün Filistinliler,
Sultan Abdülhamid
Sultan Abdülhamid
ismini zikrettiklerinde sonunda (radıyallahu anh) Allah ondan razı olsun demektedirler. Ve bizler Sultan Abdülhamid Han'ın torunları olarak Filistin davasının ilk mazlumu olan Sultan Abdülhamid'in yolunu sürdürüp, Filistin Meselesini benimseyip, tüm gücümüzle Filistin'in özgürleşmesi için çalışmayı tarihi bir vazife olarak görmeli ve bu hususta gereken gayreti göstermeliyiz.
Sayfa 39
Reklam
ihlas
Medar-ı necat ve halas, yalnız ihlastır. İhlası kazanmak çok mühimdir. Bir zerre ihlaslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır. İhlası kazandıran harekâtındaki sebebi, sırf bir emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı İlahî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlahiyeye karışmamalı.
Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife; imanını kurtarmaktır, başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır. Emirdağ-1 - 62
Faşizm özgürlük yerine otorite ve disiplini, eşitlik yerine ise eşitsizliği ve hiyerarşiyi koyar. Faşist devlette "hak yok vazife vardır"
Muharebeden evvel ve hatta çoğunlukla muharebeden sonra bile düşman kuvveti hakkında nadiren kesin bilgi elde edilir. Arıburnu ve Anafartalar'da yapılan muharebelerin hiçbirinde aldığım raporlarda düşmanın kuvvetinin doğru olarak takdir edilebilmiş olduğuna tesadüf etmedim. Bu sebeple; Taarruz mu etmek lazımdır? Müdafaaya mı karar vermek uygundur? Muharebeden kaçınmak mı gerekmektedir? Bu hususlara, düşmanın varsayılan kuvvetinden çok, vazife ve vaziyet karar verdirir. Düşmanın maksadını anlamaya, hiç olmazsa vazifemizin yerine getirilmesini zorlaştıran niyetlerini takdir etmeye çok büyük bir dikkatle çalışmak lazımdır.
Sayfa 27 - Taktik Meselesinin Çözümüne Dair Bazı NasihatlerKitabı okuyor
Reklam
Sorunları Atatürk gibi çöz,
Bir taktik meselesini çözmek için, her şeyden evvel, mesele sakin bir kafayla, baştan sona kadar birkaç defa okunmalıdır. Buna harcanacak birkaç dakikalık zaman sayesinde, önemli noktaları unutmak tehlikesi bertaraf edilmiş olur. Meseleyi bu şekilde okuduktan sonra, iki tarafın vaziyeti salim bir şekilde zihne yerleşir. Önemli bilgilerin altı
Sayfa 27 - Taktik Meselesinin Çözümüne Dair Bazı NasihatlerKitabı okuyor
"Yüzer milyon başların feda oldukları bir kudsî hakikata, başımız dahi feda olsun. Dünyayı başımıza ateş yapsanız, hakikat-i Kur'aniyeye feda olan başlar, zındıkaya teslim-i silâh etmeyecek ve vazife-i kudsiyesinden vazgeçmeyecekler inşâallah!"
"Dünyanın bütün gelgitlerine hükmetmek üstümüze vazife değildir ama bildiğimiz tarlalardaki şeytanların köklerini çıkarmak ve bizden sonra geleceklere ekmek için temiz tarlalar bırakmak görevimizdir. Ama onlar temiz bıraktığımız toprağı ekerlerken havanın nasıl olacağı bizim hükmümüzde değildir."
Sayfa 36
Garipti insanlar, sürekli üstlerine vazife olmayan şeyler yapıyorlardı. Sürekli birbirlerinin işine karışıyorlardı. Sürekli birbirlerinin arkasından konuşuyorlardı. Her konuda fikir yürütüyorlar, en iyiyi kendilerinin bildiğini sanıyorlar, her zaman kendi söyledikleri yapılsın istiyorlardı. Ama bunlar kötülük sayılmazdı, gerçi iyilik de sayılmazdı.
Reklam
"Bekâyı hak tanıyan, sa'yı vazîfe bilir: Çalış, çalış ki bekâ sa'y olursa hakedilir." (Safahat, Fatih Kürsüsünden (sh. 253))
Sayfa 86
Günah
Büyük günahlarla ilgili yasaklama şekli daha şiddetli ve serttir. Büyük günah işleyenlerin tövbe etmeleri gereklidir. Büyük günahları iradelerini kullanarak terk edenler küçük günahlardan tövbe etmiş sayılırlar. Büyük günah işleyenler fâsık sıfatını alır ve birçok vazife ve ehliyet için gerekli bulunan “adalet” vasfını kaybetmiş olurlar. Büyük günaha bulaşmış hâkimin hükmü bozulur. Açıktan açığa büyük günah işleyenlerle sosyal ilişkiler kesilebilir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.