Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Güzel bir Sam Durell romanı. Cyclops adında bir füze atılacaktır, üzerinde atom silahları bulunmaktadır. Ancak projenin içindeki adamlardan biri olan Calvin Padgett kaçar, Rus ajanı olduğunu düşündüklerinden görevi Sam'e verirler. Bu arada kız kardeşi olan Deirdre ile tanışır. Acaba her şey yolunda gidecek ve rokete yapılan sabotaj engellenebilecek mi? Macera romanı sevenler için güzel bir kitap.
112 syf.
10/10 puan verdi
Yusuf Akçura döneminin en büyük düşünürlerinden. Araştırmaları ve fikirleri gerçekten çok kıymetli. Kendisi rol model alınabilecek kadar entelektüel bir insan. Bu kitabında Türk Ocağı konuşmaları, durum değerlendirmeleri yer alıyor. Okunmalı. Tespitlerinin çoğu sosyolojiktir.
Yazarın okuduğum ilk kitabı idi:) Okuduğuma memnunum ki geç bile kaldım hereks okudu neredeyse.Kitabın ilk 50 sayfası bana sakin geldi ve benim meraklanmalarım 50. Sayfada başladı.Maya karakterinin gerçek mi kurgu mu olduğunu bilmiyorum birçok yorum var:) Maya karakterine bence hiç gerek yoktu . Profesör ve aşkının anlatıldığı bölüm çok akıcıydı bir çırpıda okudum. Enfesdi o kısım:) Sonunun daha farklı bitmesini beklerdim Maya ile profesörün biraz daha vakit geçirmesini birbirlerine hislerini alenen açmalarını beklerdim:) Bunun dışında kitabı okudukça üzüldüm keşke o zaman ki profesörler şimdi de olsa idi , onlardan ders alabilseydik.Tarihe ışık tuttuğu, bilmediğimiz bilgileri öğrettiği veya hatırlattığı için teşekkür ediyorum yazarımıza.Toplumumuzun zihniyetine ışık tutması,yeri geldiğinde eleştirmesi de güzeldi ama gerek yoktu çünkü insan hikayenin ve edebi hazzın içinde kaybolmak istiyor. Gerçeklik tohumu zaten tarihten alıntı ve kullanılan kaynaklarla da harmanlanmış. Toplumun sorunlarına değinilmesine gerek yoktu bana kalırsa... Biyografi-tarih sevenlere şiddetle tavsiye ediyorum..Üstüme vazife mi bilmiyorum ama birşey daha eklemek istiyorum. Livaneli bir röportajında romanını biraz da polisiye tarzda yazdığını söylemiş. Şahsi kanaatime göre o kısımlar hoş değildi , aksine laf kalabalığı idi. Şu ajan kısımları, arabanın takibi vs yerler olmasa da olurdu
Birinci mektub mektubat 1. mektub
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَ بِهِ نَسْتَعِينُ
Birinci Mektub
Bu kitap 850 yıl önce; Endülüs(ispanya) yetisen en önemli Islam düşünürlerinden İbn Tufeyl tarafindan yazilmistir.
Ibn Tufeyl; 1105 yilinda Girnata'da dogdu. Muvahhidî hüķümdarı Ebu Yakup Yusuf'un özel danismani ve sarayinda başhekim olarak vazife yapti. Tip,felsefe ve astronomi sahalarinda calismalar yapti.
➡➡yazar bu romanda, insan eli degmemis tabiatin bagrinda, herhangi bir egitim gormemis, sosyo-kültürel muhitten uzak bir insanin tek basina bir adada tecrübe ettigi fikir ve ruh gelisimini anlatir.
Insanin; kendini, tabiati ve hakikati kesfinin hikayesi olan bu eser,edebi degerin yani sira,hikmete dayali alegorik anlatiminin zenginligiylede dikkat cekiyor.
Bu roman yazildiktan sonra dönemin bircok eserinede ilham olmus örnegin Daniel Defoe'nin Robinson Crusoe kitabi uzun lafin kisasi;127 sayfa ama kisa ve öz olan bu kitabin okunmasi gereken bir kitap oldugunu düsunuyorum ve tavsiye ediyorum.
Şartlara ve ortama bağlı olarak insanın, çocuk bile olsa, kendinden uzaklaşarak doğuştan var olan kötülüğün ortaya çıkması anlatılıyor. Golding'in amacı çocukları tümüyle kötü oldukları göstermek değil, çocuk da olsa insanın kötülük tohumlarının da olduğu bir potansiyel taşıdığıdır. Konu olarak güzel olsa da, açıkçası beklentimi karşılamadı. Betimlemelerle sizi boğuyor adeta, betimlemelerden sıkılıp konuya geçsek artık diyeceğiniz çok yer olacaktır. Anlatımı da karışık geldi cümleler birbirine giriyor, hangi cümle kime ait olduğunu karıştırıyorsunuz. Bu negatif düşüncelerimin sebebi kitabın çevirisini yapan Mina URGAN'da olabilir. Mina URGAN'ın yazmış olduğu kitabın başına yerleştirilen önsözden sonra kitabı okumak adeta işkence oluyor. Sanki kitabın içeriğinde anlaşılması zor düşünsel ve felsefi öğeler var da çevirmenin üstüne vazife ben şunun önsözünde kitabın özetini(geniş özet: spoillerin Allah'ı var) yazayımda herkes anlasın demiş. Önsözü okuduktan sonra belki atladığı bir şey vardır her şeyi anlatmamıştır diyerek okuyorsunuz ama nerdeeeee... Merakla izlediğiniz dizide size zorla diziyi anlatmak gibi. Kitabı okuyacaklar bence önsözü kitabı bitirmeden okumayın.
