— Bir kadın dayak yiyince neden rahatlar, hiç düşündün mü?
— Bilmem ki.
— Dayak bir çeşit ceza. Ceza kimi rahatlatır?
— Suçluyu.
— Kim demiş sana aptal diye. Zeki bir kadınsın. Evet ceza suçluyu rahatlatır. Demek sen kendini içinden hep suçladın. Suçluluk duygularından kurtulmak için de hayatın boyunca cezalandırdın kendini. Uyuşturucuların seni öldüreceğini biliyorsun. Onlar sana hem suçlarım unutturuyor hem de seni ölüme her geçen gün biraz daha yaklaştırarak cezalandırıyor.
— Geçimsiz, huysuz, lanet biri oldum. Sonra doktorun biri bu ilacı verdi bana. Üç-dört tane alınca biraz rahatlıyorum. Ama ilacı bulamazsam beter oluyorum. Sonunda İskenderun'daki işimden de attılar beni.
İşte şimdi Elmas Abla'nm yarımdayım. Halime acıdı da aldı beni. Ama çalışamıyorum. Bu sıkıntı beni öldürecek. Siz buna bir çare bulabilir misiniz?
— Senin şartların galiba bu sıkıntıyı artırıyor. Başka bir çare yok mu, başka bir iş yapamaz mısın?
— Yok be Doktor Hanım. Orospuluk yapamayan başka ne iş yapabilir ki?
— Hani zor iş diyordun?
— Hem zor hem kolay. Gururun, insanlığın yok olduysa kolay.
— Demek ki senin henüz yok olmamış.