Sonundan başlamak istiyorum. Sonu çok hoş bitti bence. Herkes öldükten sonra Ali Bey'in delirmesi bence yerinde olmuş. Başka türlü yaşayamazdı bence.
Hacıbaba'nın o sıkı tutuculuğuna pek bir anlam veremedim ki bence bu hiçbir şeyin önüne geçemedi çünkü Talat o eve elini kolunu sallayarak girebildi. Ama bir üvey baba olarak alışık olduğumuzun fazlasını yapmış Fitnat'a karşı bunu da es geçemem.
Gelelim Ali Bey'e... Etrafımdakiler öz kızıyla evlenmesini çok yargılamışlardı ancak ben o döneme göre o kadar yaş farkını hoşgörebilirim ayrıca sonuçta herhangi bir kız olarak biliyordu ve yıllarca hasretini çektiği, aşık olduğu kadına tıpa tıp benzeyen bir kızdı Fitnat. Eve geldiğinde Fitnat'a olan o nezaketi, o hoşgörüsüne hayran olmamak elde değil.
Talat'ın annesi Saliha Hanım çok şeker bir kadındı. Onun da kocasıyla olan hikayesi etkileyiciydi. Özellikle o döneme göre çok yenilikçi bir hareket olmuş.
Değinmek istediğim bir diğer nokta da Talat'ın kılık değiştirmesi. Diyecek söz bulamıyorum. Ondan önce Talat'a karsı sempati beslerken o hareketinden sonra bende tüm karizması çizildi. "Ona ne gerek vardı?" diyorum ama kabul etmeliyim ki kılık değiştirmeseydi Fitnat'ın adını bile bilemeyecekti.
Daha çok konuşulabilir ama özetlemek gerekirse çarpıcı bir sonla biten sürükleyici bir kitaptı.