Biz; yere, zamana, mevkideki militan sayısına, aydınlık ve karanlık durumuna, zirvede veya vadi tabanında, siste, derin kar ve aşırı soğukta, yurt içi ve yurt dışında oluşumuza göre yüzlerce karşı taktik ve teknikler geliştireceğiz. İlk defa duyacağınız, daha önce de hiçbir yerde rastlamadığınız sözcük ve tanımları söylüyorum. 'Kurt sürüsü taktiği ile tilki avı tekniği' kullanarak taarruz edeceğiz. Planlarda 'ağ içinde ağ' sistemi kullanacağız. Bu yöntemi uygularken herkesin vazgeçmeyi aklından hiç çıkarmayacağı ilk ilke ise şudur: 'Arkasında düşmanı hisseden önündekiyle savaşamaz.'
Bu son muhteşem söz Cengiz Han'a aittir. Her şeyi, ne yapılması gerektiğini bir cümlede söylemiştir. Bunu böyle söylemeyi beceremeyenler, nasıl taarruz edileceğini anlatmak için onlarca kitap yazar, herkes de darı çuvalında pirinç arayarak, barış koşullarında meslek hayatının sonuna gelir.
Geçmiş geleceği içinde saklayan sırlarla dolu bir aynadır. Eğer o aynaya yeterince bakarsan zamanın sırrını da görürsün, hayatın manasını da. Ve elbette çocuklar aynaya baktıklarında kendileriyle değil babalarıyla karşılaşırlar. Kendilerini gördüklerini sanmalarına rağmen o saydamlıkta duran babalarıdır aslında .Zaman aktıkça farkına varacaklardır bu hakikatin. Babalarımız, unuttuğumuzu zannettiğimiz ama hiçbir zaman silinmeyecek buruk bir anı olarak yaşayacaktır zihnimizde. Onlar kaşımızda, gözümüzde, boynumuzda bosumuzda, aklımızda ve yüreğimizdedir. Kudretleri güç verir bize, şefkatleri yüreğimizi yumuşatır, zalimlikleri korkak yapar bizi ya da acımasız, cesaretleri ruhumuzu yüceltir, ödleklikleri küçültür. Velhasıl iyilik ve kötülük ,bencillik ve fedakarlık, ne kadar karşıtlık varsa ruhumuzda,hangisinin galip geleceği babamızın şahsiyetiyle alakalıdır. Ve ister titan olsun ister dev, ister tanrı olsun ister insan ,fark etmez ,baba kötüyse korkaksa , sevgisizse , şefkatten yoksunsa ,bir çırpıda çıkarıveriyorsa evlatlarını gözden, hiç iyilik beklemeyin o çocuklardan.
Tanrıların kralı olarak bunu bilir, bunu söylerim.(Zeus)