Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Homongolos.
Güzel kurgu, güzel üslup ve etkileyici bir son. İnsanın hallerinin güzel bir anlatımını yapmış Reşat Nuri. Özellikle de burada değinmek istediği “ön yargı” konusu olmuş sanırım. Sara’nın mektuplarından sonra Homongolos’un da mektuplarını okuyunca aslında görünenin ardında çok başka şeyler olabileceğini çok net bir şekilde göstermiş. Bir solukta okunabilecek bir eser, tavsiye edilir.
Her sayfası çok dolu dolu bir kitaptı benim için. Ne kadar zevk alarak okusam da kendini çok tekrar eden cümleler de vardı. Kitapta İlber Ortaylı'nın hayat tecrübelerini, nasıl bir eğitimden geçtiğini bize aktarıyor. Bana farklı bir bakış açısı sunmasının yanında kitabın eleştirilecek bir çok yanı da var. Mesela, birçok yerde hep aynı şekilde kendini tekrar eden cümleler vardı, bu da kitabı okumamı zorlaştırdı diyebilirim. Başta çok güzel ilerlerken sonlarında çok sıkıldım diyebilirim. Toparlamak gerekirse ortalama bir kitaptı. İnsanlara yeni ve farklı bakış açıları kazandırabilecek tadında bir kitap benim için.
Linwood Barclay'den 3. kitabımı okudum. Vedaya Zaman Yok, okuduğum diğer Barclay kitaplarına göre sadece bir tık arkadan geliyor diyebilirim.
Yazar, psikolojik gerilim (PG) türünün en azından kendi kulvarında kullandığı klişelerini burada da önümüze sürüyor. Kaza, Issız Ev ve Vedaya Zaman Yok kitaplarında muamma belki bir çok PG
Kitap 'Güzel ve Çirkin' uyarlaması. Açıkçası Güzel ve Çirkin'e çok hakim olmadığım için konu olarak beni içine çekti. Ancak uzun zamandır fantastik okumadığım için seride yer alan yaratıkları kavramakta biraz zorlandım. Buna rağmen hoşuma giden, olaylı geçen bir kitap oldu benim için. Serinin ikinci kitabı ile olaylar biraz daha yerine oturacaktır. Serinin üçüncü kitabı ise henüz çıkmamış. Tamamlanmayan bir seri olduğunu bilsem henüz başlamazdım. Çünkü araya zaman girince serilere olan ilgim kaçıyor. Umarım bir an önce seri tamamlanır. Ben de uzun zamandır uzak kaldığım fantastik serüvenine geri dönebilirim.
Kitabın konusuna gelecek olursak Finley, yaşadığı kasabada hüküm süren lanet yüzünden birçok akrabasını kaybetmiştir. Lanetin etkisi ile insanlar hastalanmakta ve ölmektedir. Henüz 14 yaşındaki Finley Yasak Orman'daki güllerle gizli bir iksir yaparak insanların acılarını azaltmayı başarır. Bu durum dokuz yıl boyunca böyle sürer. Ormanın hakimi olan Canavar ise yıllarca Finley'in gülleri çalmasına göz yummuştur ancak bedel ödeme vakti gelmiştir...
160 syf.
9/10 puan verdi
insanların daha çok neler okuduğunu izleyen bir kişiliğim vardır ,birini tanımadan once okuduğu kitapları göz gezdirir incelerim, hatta alır okurum, çünkü bir insanı okuduğu kitaplardan altını çizdiği ve paylaştığı alıntılardan tanırsınız, yani benim düşüncem böyle, çünkü negatif bir kişiliğe sahip olan biri kişisel gelişim ve bilgi içerikli şeyler asla okumaz , merak ederek alıp okudum güzel bir içeriğe sahip, Bakış açımızı değiştirerek hikayelerle yol göstermeye çalışıyor, Bir solukta da okuyabilirsiniz ama ben sindire sindire okumaya çalıştım ,. Aynı zamanda baş ucunuzdan da eksik etmeyeceğiniz kişisel gelişimimize oldukça katkı sağlayacak kitaplardandır, herkese tavsiye ederim,
Yazarın Emeklerine, yüreğine sağlık...
Her türlü düşüncenin açıklanmasını insanlığın ilerlemesi için gerekli olduğunu anlatan bir makale aslında ama kitap olacak kadar iyi ifade edilmiş. Küçük bir kitap ve de meramını çok güzel anlatmış. farklı bir bakış açısı size ters bir düşüncenin sizi nasıl etkileyeceğini tam bam telinden yakalamış diyebilirim. tavsiye ederim
·
Not rated
Blogumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. İkinci kez okuduğum bir kitap. Yazarın daha önce Bütün Çocuklar İyidir, İyi Aile Yoktur, İyi Toplum Yoktur gibi birçok kitabını okumuştum. Yazarınız iki farklı kişi (Feraye ve Cem) üzerinden anlatıyor, her şeyi. Feraye ile başlayayım. Feraye ve ikizi Feryal güzel bir ailede büyüyorlardır,baba kendi işi ile çok meşgul olduğu için silik bir yeri var ve anne ise arkeolog,üniversitede sanat tarihi dersi veriyor. İkizi Feryal bir anda sebebi bilinmeyen şekilde ölüyor. Cem ise saygın bir ailenin oğlu. Babasının adı Cemil ve babasının ismini kısaltıp Cem koyuyorlar,adını. Cemil Bey 39 yaşında iken yayımladığı makaleler ile Nobel'e adını yazdırıyor ve rahatsızlanıp ölüyor. Cem, babası hasta iken bir kağıda "Sevgili Tanrım, lütfen artık babamın acılarını dindir ve onu yeniden sağlığına kavuştur." yazar. Yıllar sonra, Feraye ile Cem Galatasaray Lisesinde beraber okurlar,üniversite de başka yerleri kazanınca ayrılırlar. Ta ki yıllar sonra iş için karşılaşıncaya kadar. Ve karşılaşmalarından sonda yakınlık kurarak bir ilişki içinde olurlar. İkisi de birbirine zıt karakterlerdir. Feraye ile Cem'in içime geçmiş hikayesini geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman kipleri ile okuyoruz. Dikkatli ve yavaş okunması gerektiğini düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Selamlar
Kalemini çok beğendiğim yazarın okumadığım bir kitabını daha okumak bana keyif verdi, bu güzel kitap öyküler den oluşuyor ama bu öyküler gerçek yaşanmış yazarın dergi ve gazeteler için hazırladığı söyleşiler"den oluşturulmuş. Yaşanmış olmaları ve insanların hayatlarına dokunan öykülerdir olması ayrıca güzellik katmış
Bu öyküler de kimler yok ki Yusuf Atılgan, Mina Urgan, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Zeki Müren var :)) yani bu keyifli kitap okunmaz mı ? kesinlikle okunur ve ve
tavsiyedir efenim .Okumalısınız
"Bitmez tükenmez bu dert, ömür diyorlar buna.."#alıntı
Bir cinayet kitabı daha beni reading slumptan çıkarmayı başardı çok sevdim baya kaliteli ve çok güzel yazılmış gerilim filmi izliyormuşum gibi hissettirdi ki gerilim filmleri benim favorimdir diğer kitapları okumayı dört gözle bekliyorum tek sıkıntım asla içinde ilgimi çekecek alıntısının olmaması maalesef kitaplarda güzel satırlar okumayı seviyorum ama yinede Agatha kitabından çok daha fazla beğendim
480 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Herkese merhabalar...
Bugün Miles Hıgh Kulübü serisinin üçüncü kitabında Elliot Miles'ın hayatını okuyoruz. Elliot Medya Grubunun CEO'su olarak çalışmakta ve kadere fazlasıyla inanıyor. Hayatının aşkını ilk gördüğü anda o kişiyi bulduğunu anlayacağına olan inancı tam. Beraber çalıştığı Kathryn ise onun hiç anlaşamadığı ve aynı ortamda
