Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1. BÖLÜM
1. Severim bir işe başlamadan önce altın sözler saçanı ver her zaman vaat ettiğinden daha fazlasını yerine getireni: çünkü kendi batışını ister o. (s. 9)
2. Severim yaralandığında bile ruhu derin kalanı ve küçük bir hadiseden yok olup gideni: böylece köprüden seve seve geçer o. (s. 10)
3. Bu
Anlaşılan bu adamı dobra konuşuyor diye övmüşler ki, Böyle küstahça açık sözlü havasına giriyor
Ve doğru konuşmanın anlamını saptırıyor.
Pek dürüst ve doğrucu ya, iltifat edemez,
Doğrudan başkasını asla söyleyemez!
Onu olduğu gibi kabul ederseniz ne âlâ,
Etmezseniz de umurunda değil.
Bu tipleri tanırım ben:
Açık konuşma kisvesi altında,
Her fırsatta aptalca eğilip bükülen,
Hep duymak istediğinizi söyleyen yirmi uşaktan çok daha kurnaz ve sinsidirler.
Felaket tellallığı yaptığımı sanan dünyadan bir haber, aklı karı-kızda, futbolda ve gereksiz kitapları okuyarak geçiren kimseler ne dediğimi anlayamazlar. Dünyadaki çoğu insanın geleceği göremeyeceklerini yazdığımda herkes zırvalama ya da sallama diyor. Doğru kaynağı bulursanız takip edecek siz de gerçek bilgiye ulaşırsınız fakat o takip ettiğiniz sözde gazeteciler, haber kanalları ya da kepaze siyasetçiler size gerçeği değil çoğunlukla duymak istediğinizi ya da inanmak istediğinizi size söylerler.
O kadarda çekingen olma çekingen insanların zaman zaman duymak zorunda kaldığı bir cümledir bunu söyleyenlerin çekingen olması mümkün değil aksi oldaydı bunun pek mümkün olmadığını bilirlerdi birisine spontene ol yada gül demek gibi birşeydir spontene olmak yada gülmek tek tuşla olmuyorsa çekingenlikte tek komutla kurtulunabilen bir davranış
Ne istediğimi biliyorum! Bu, hangi tarzda kitap okumak istediğimi, hangi türde bir sinema filmi izlemek istediğimi bilmek gibi bir şey. Ne okumak istemediğimi, ne duymak istemediğimi de biliyorum.
Cümlelerle ve kelimelerle arası iyi olanlar bilir bu durumu. Bazı davranışlar gibi bazı kelimeler de bizi bir yerden başka bir yere götürebilir. Kötü bir davranışın ardından hissettiğimiz o gitme, ortadan kaybolma hissini aynı şekilde sevmediğimiz bir kelimeye karşı da hissedebiliriz.
Ne istediğini ve neyi sevdiğini bilmek elbetteki maharet istediği gibi, bunun sonuçlarına katlanmak da pek tabii cesaret ister. Ne midir sonucu? Ne istediğinizi biliyorsanız büyük ihtimal sadeleşeceksiniz. Sevdiklerinizden, sevmediklerinizden uzaklaşacaksınız. Kelimelerin gücü adına! Yanlızlaşmak benim umurumda mıdır!? Sizi bilmem ama, benim gitgide umrumda olmamaya başladı...
Ne istediğinizi öğrenmeye çalışın ve istemediğiniz gibi olmaktan vazgeçmeyi zor da olsa başarın!