Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu” - Ya benden sıkılırsa? - Ya beni aldatırsa? - Ya beni eskisi kadar sevmiyosa? Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
İnsan doğabilmek mi, insan kalabilmek mi? Oysa insan sayılabilmek için insan doğabilmek yetmez ki. İnsan olabilmek merhameti, vefayı, adaleti içinde barındırabilmekle mümkün. Kime sorsan herkes adil, herkes merhametli, herkes vefalı, herkes insan. Ta ki gerçekten adaletini, vefasını, merhametini göstereceği bir olay vuku bulana kadar. Sonra?
Reklam
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
132 günde okudu
YOK EDİLEMEZ SÖZCÜKLERİN BAHÇESİNDE... Orwell, “Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla!” repliğini adeta diri diri mezara gömdüğü kitabında, iktidarın bırakın ruhları ele geçirmeyi, hipnoza uğramış toplumun her bir bireyinin her bir hücre deliğine bile zorla girip sahip olduğu bir zamanda okuyucunun gözlerini açmasını sağlıyor. Değiştirilemez
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,2bin okunma
Stefan Zweig'in anlatımıyla Michel de Montaigne biyografisi
Montaigne’in yapıtının bütünü içinde yalnızca tek bir formüle ve tek bir katı sava rastladım: “Dünyanın en önemli şeyi, insanın kendi kendisi olmayı bilmesidir.” İnsanı soylu kılan, makam, kanın ayrıcalığı, yeteneği değil, kişiliğini korumayı ve kendine özgü biçimde yaşamayı başarma ölçüsüdür. Bu nedenle Montaigne’e göre sanatların en yüce olanı,
Avcı toplayıcılık devrinden beri insan beyninin küçüldüğüne dair kanıtlar var. O dönemde hayatta kalabilmek, herkesin muhteşem zihinsel becerilere sahip olmasını gerektirirdi. Tarım ve sanayi ortaya çıkınca, insanlar hayatta kalabilmek için giderek diğer insanların becerilerine daha fazla güvendiler ve ''embesiller için yeni fırsatlar'' ortaya çıktı. Üretim bandında çalışan bir işçi olarak, sıradışı olmayan genlerinizle hayatta kalabilir ve bunları bir sonraki nesle aktarabilirsiniz.
Aziz Nesin
"Altı ay kaçak olarak yaşamıştım İstanbul'da. Bir evin alt katında kiracıydım. Üst kattaki ev sahibi kim olduğumu bilmiyordu. Ali Karcı, haftada bir gün bana para ve yiyecek getirirdi. İki hafta gelmedi, görünmedi. Üç gün o evde aç kaldım. Dördüncü gün, üst kattakilerin çöp tenekesine attığı pırasa kabuklarını yedim. Ve o günlerde dostum olması gerekenler, hatta arkadaşım görünenler benim polis, ajan, hain olduğumu söylüyor ve yayıyorlardı. Açlıktan çöp tenekesindeki pırasa kabuklarını yemek zorunda kalmış bir insan, elbet kazandığının değerini bilir ve ziyan olmasını istemez. Şükrediyorum, iyi ki o günleri yaşadım. İnsan olmak kolay değil, hele bu toplumda namuslu kalabilmek..."
Sayfa 16 - Milliyet Yayınları
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Klasik zamanlarından tutun da modern ve günümüz post-modern anlatılarına kadar, ne çok kılıklara sokulmuştur roman. Ne türü olursa olsun yazarının aktarmayı hedeflediği bir gerçekliği vardır hep. Bir roman yazarı gerçekliğe nasıl yaklaşmalı, nasıl aktarmalı? İlk elden, ne kadar objektif olmaya çalışırsa çalışsın, kullandığı dil daha mükemmel,
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159bin okunma
Kolektif insan bugün eski grupların bildiğinden çok daha fazlasını biliyor. Ama birey olarak bakıldığında, eski avcı toplayıcılar tarihteki en becerikli ve bilgili insanlardı. Avcı toplayıcılık devrinden beri insan beyninin küçüldüğüne dair kanıtlar var. O dönemde hayatta kalabilmek, herkesin muhteşem zihinsel becerilere sahip olmasını gerektirirdi. Tarım ve sanayi ortaya çıkınca, insanlar hayatta kalabilmek için giderek diğer insanların becerilerine daha fazla güvendiler ve "embesiller için yeni fırsatlar" ortaya çıktı.
376 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap için karmaşık düşüncelerim var. Wolf Larsen ile çok dominant, acımasız bir karakter çizmiş bize Jack London. Gemi kazası sonucu kendisini Wolf Larsen'in gemisinde bulan Humphrey Van Weyden'in manevi değişimini gözlemliyoruz kitap boyunca. "Hayalet" isimli gemide zorla alıkonulan karakterimiz; dengesiz, vahşi, kafasına estiğini
Deniz Kurdu
Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20145,9bin okunma
399 syf.
10/10 puan verdi
Yazarımız Nurhan Hanım ile gerçek hayatta hiç karşılaşmadığımız halde, düşünce yapısını o kadar iyi anlıyorum ki... Çünkü kalpten kalbe giden bir yolun, her daim var olduğuna inanmışımdır. Bu yol da ister edebiyat olsun, isterse de başka bir yol! Ama bir yol mutlaka vardır. Tıpkı Mehmet Uzun adlı yazarımızın " Nar Çiçekleri " adlı
Geçmişten Gelen Cellat
Geçmişten Gelen CellatNurhan Işkın · Karina Yayınları · 201790 okunma
1.220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.