Daha önce hiç intikam aldınız mı? Ya da yüreğinizin derinliklerinde sizin hayatınızı sırf kendi şahsi çıkarları ve hırsları için harcayanlardan öç almayı arzuladınız mı? Yoksa intikam hissinin boş bir olgu olduğunu düşünenlerden misiniz? O zaman bütün düşüncelerinizi alt üst edecek kitapla tanışın.
Hikayemiz Fransa'nın restorasyon döneminde politik anlamda oldukça çalkantılı bir zamanda yaşam süren naif, genç bir denizci ve aşık Edmond Dantes'in saf bir çocuktan bir ölüm meleğine dönüşümünü, yaşadığı dönemin çalkantılı siyasi yapısının birey ve toplum üzerindeki etkilerini çarpıcı bir şekilde anlatıyor.
Kitabı okurken bir yandan Alexandre Dumas'ın sınır tanımaz hayal gücünün etkisiyle Fransa sokaklarında gezinirken diğer yandan da suikastları, entrikaları, savaşları adeta bir parçasıymış gibi yaşıyoruz. Dönemine ışık tutan, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir adamın ne kadar tehlikeli olabileceğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyan, bunu yaparken diğer karakterlerin de geçmişlerini ve ruh hallerini muntazam bir şekilde yansıtmayı ihmal etmeyen okunmaya değer bir eser.
O zaman şimdi bana soracaksınız. O kadar övmüş olmama rağmen neden 8 puan verdim? Kitabı her ne kadar sevsem ve tavsiye etsem de kurgusu yönünden biraz eksik bulduğumu söyleyebilirim. Yaşanan olaylar biraz fazla tesadüflere bağlanmış gibi geldi bana. Ayrıca kitap uzun olduğundan ve çok fazla karakter geçtiğinden bazı zamanlarda kimin kim olduğunu ve kimin nesi olduğunu hatırlamakta zorlanıyorsunuz. Buna rağmen okumaya değer mi? Kesinlikle değer.