Süleyman bin Yesar, Hz. Allah'a karşı fevkalade saygılı, haramlar karşısında hassas, kılı kırk yararak yaşayan, defterlerin uçuştuğu hesap gününde mahcup olacağı şeyleri yapmamaya çalışan bir gençti.
Gerek dış görünümü, gerek zekâsı ve faziletleri ile dikkatleri çekiyordu. Hacca gitmek niyeti ile Medine'den Mekke'ye doğru yola çıkmıştı. Bir konak yerinde çadırında yalnız başına oturuyordu. İçeriye bir kadın girdi. Maksadını anladığında başını elleri arasına aldı, sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Kadın şaşkına dönmüştü.
Süleyman bin Yesar: “- Seni bana şeytan gönderdi. Fakat ben de Hz. Allah'a karşı böyle bir saygısızlığı yapacak nasıl bir zaaf gördün ki, bu teklifi yapacak cesareti buldun?” diyordu. Bunun üzerine kadın hemen çadırı terk etti.
Süleyman bin Yesar, Mekke'ye varıp tavafını yaptıktan sonra bir kenarda uykuya daldı. Rüyasında Hz. Yusuf (a.s)'ı gördü. Ona: “-Sen benim kardeşimsin.” diyordu.