Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Onun için 'yeryüzünde Tanrı'dan sonra en çok insan yaratmış kudret' derler; gerçekten de, onun romanlarında yazdığı insanları, fedakarı, nankörü, hırslısı, hesaplısı, aşığı, köylüsü, şehirlisi, tüccarı, fahişesi, noteri, kadını, erkeği ile canlandırıp bir yere toplasanız, adıyla anılacak bir kasabayı doldurabilecek kadar insan çıkar
Sayfa 123Kitabı okudu
160 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Kısa ama kısalığının ötesinde de başarılı ve çok derin bir kitap. Adından da anlaşılacağı üzere kadınların çektiklerini ve kadınların erkeklerine ne şekilde bağlılık gösterdiğini ve onları ne şekilde ilahlaştırdığını anlatıyor. Yazar Hamdi Kalyoncu’nun da uzman bir psikiyatir olmasından dolayı da kadınların çektiklerini ve yaşadıklarını anlatmakta
Erkeğini İlahlaştıran Kadınlar
Erkeğini İlahlaştıran KadınlarHamdi Kalyoncu · Yediveren · 202118 okunma
Reklam
Orta Çağ'da Kadın ve Kitab-ı Mukaddes'te Kadın
Kadının nasıl bir kışkırtma kaynağı olduğu konusunda, İncil'de yeterince söz söylenmiştir. Eski Ahit, kadınlara ilişkin olarak der ki, kadının konuşması ateş gibidir; atasözleri de kadının, erkeğin değerli ruhuna egemen olduğunu, en güçlüleri bile yıkıma uğratabileceğini söyler. Eski Ahit, bundan başka der ki: Kadının ölümden daha acı olduğunu anladım; avcıların kırbacı gibidir o; yüreği bir ağ gibidir, elleri bağdır. Başkaları da, kadının Şeytan'ın barınağı olduğunu söylemişlerdir. Yine de, sevgili Adso, Tanrı'nın böyle kötü varlığı ona bazı erdemler bağışlamaksızın yaratmış olabileceğine kendimi inandıramıyorum. Tanrı'nın ona birçok ayrıcalık ve ayrıcalık nedeni bağışladığını düşünüyorum elimde olmaksızın; bunların en azından üçü çok iyi ayrıcalıklar. Gerçekten de, Tanrı, erkeği bu aşağılık dünyada çamurdan yarattı; kadınıysa daha sonra, yeryüzü cennetinde ve daha soylu bir insan maddesinden yarattı. Onu Âdem'in ayağından ya da bağırsağından değil, kaburga kemiğinden yarattı. Sonra, her şeye gücü yeten Tanrı, bir mucizeyle doğrudan doğruya insan biçimine girebilirdi, ama bunu yapmadı; bir kadının karnında canlandı; bu kadının öyle pek de kötü olmadığının belirtisidir. Sonra, Diriliş'in ardından göründüğü zaman bir kadına göründü. Son olarak da, göklerin egemenliğinde hiçbir erkek o ülkede kral olmayacak, ama hiç günah işlememiş bir kadın kraliçe olacak.
Sayfa 356 - Can YayınlarıKitabı okudu
600 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
kitap yorumu
Çisem °Melek... Onun için ne diyebilirim ki. Narin, zarif ve iyi kalpli. Kendisi için kimsenin üzülmesini istemeyen. {İnsan dışı bir varlıl çünkü o melek} Çağın Aşık, fazlasıyla aşık. Sevdiği kadın için yapamayacağı şey yok. Takıntılı bir adama bile... Sabretti, sevdasını içinde yaşadı ve zafer onun oldu. Mustafa Onun aşkımı demeliyim yoksa takıntısı mı? Bilemiyorum. Sevdi ve bu sevgi bazı insanları dokunuyorbazılarına özlem çektirdi. Onun açısından hiçte iyi bitmedi. Çınar Ahhh o Çınar yok mu! İnsanı her daim güldüren bir karakter. Hep muzurluk peşinde ya Efe'ye yada Çağın'a sarıyor. Efe Sayduyulu bir insan. Çisem'i kardeşi olarak benimseyen, evin hamarat erkeği ve onun da kalbini çalan bir 'ruh ikizi' var Sonbahar ayında içimizi ısıtan. Okurken Çağın ile Çisem'in dünyasına ışınlayan Aşk'ı farklı bir konuda, yeni bir bakış açısı yarattı. Okurlara 'vay be nasıl aşk'LAR varmış' dedirten Yazar'ımızın sade, yalın, sürükleyici ve aşkı muhteşem bir şekilde kaleme alması biz okurları kendine hayran bırakıyor. Özellikle kardeşlik bağları Dikkat! Bu kitabı okurken Çınar'ın bütün hallerine özellikle 'küçük yengesi'ni deli edişlerine bağımlı olursunuz. Çağın ve Çisem'in aşkını okurken bol bol dua edersiniz. Çağın-Çınar-Efe benim deyimim ile üç silahşörlere aşık olursunuz. Tabi ki Demiralp ve Turaç'ı unutamam. Onların ayrı bir havası var. Bölüm başlarındaki şiirler ise gün içinde aklımızdan çıkmayan ve yüreğimize dokunuyor Mutlu olabilmek için her gün rastgele bir bölüm açın ve okuyun. Tavsiyemdir
Yüreğimde Saklı Sevdan
Yüreğimde Saklı SevdanNevra Karataş · Büyükada Yayıncılık · 202066 okunma
244 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Amerikan tarzında öğütler içeren, zaman zaman başarılı tavsiyeleri olan, zaman zaman da kelime kalabalığından öteye gidemeyen kitap; erkeği yaramaz bir çocuk gibi düşünüp, onu yola getirmenin yollarını anlatıyor. Tabi bu işin merkezine de cinselliği koyarak yapıyor bunu. Yazarlara göre, erkek; zaman zaman "mağara adamı" zaman zaman da bir "çocuk". Kitabın yazarları kadın olsalar da ancak bir erkeğin elinden çıkabilecek tavsiyeleri var. Yöntemlerine "Erkeğe Fısıldama Sanatı" adını vermişler. Bu sanat öz olarak şöyle diyor: Erkeğe emretmeyin ya da ondan bir şeyi direkt istemeyin. Ona öyle şeyler söyleyin (fısıldayın) ki o, ilgili şeyi kendisinin istediğini sansın. Özellikle, kadının bir şeyi ısrarla istemesinin fayda getirmeyeceğini söylüyorlar. Yöntemlerinde bir aldatmaca yok. Her iki tarafın da mutluluğu için bu yöntemin gerekli olduğundan bahsediyorlar. Kitapta, gerçek kimselerin görüşlerine de yer verilmiş. Her bölüm başında kadın-erkek ilişkisine dair bir söz ve bu söze karşıt kendi sözlerine yer vermişler. Ben yazarların sözleri yerine, diğer sözleri beğendim. Kitapta erkeğe ve düşünüşüne dair önemli ipuçları var. Yine de her ilişkinin kendine özel olduğunu, bir ilişkide işleyen bir kuralın başka bir ilişkide işlemeyeceğini düşünüyorum. Dahası, insanlar her farklı ilişkide partnerinin kişiliğine göre farklı bir kimliğe bürünebilirler. İlişkiler ve duygular kitaplardan okunabilir ama anlamak için yaşamak gerektiği kanısındayım.
Ve Kadın Erkeği Yarattı
Ve Kadın Erkeği YarattıSamantha Brett · Geoturka · 201516 okunma
Kadın-erkek
"Kadınlar, sadece konuşmak istedikleri için konuşur. Oysa bir erkek, kendisi dışında bir sebep onu konuşmaya yönelttiği zaman konuşur. Örneğin, temiz çorap bulamadığı zaman." Jean Kerr
Sayfa 76 - GeoturkaKitabı okudu
Reklam
Nineveh, İÖ Kasım 485
Zerdüşt kadın erkek eşitliğini savunurken şunları söylüyor: Tanrı kadın ve erkeği arkadaş olsunlar diye yarattı. Arkadaşlar birbirlerine boyunduruk takmaya kalkabilir mi? İntihar ile ilgili olarak şu soruyu soruyor: Eğer bizi Tanrı'nın yarattığına inanıyorsak, kendi canımızı bile almış olsak, bu ona karşı durmamız anlamına gelmez mi?
Sayfa 257Kitabı okudu
"Kadının nasıl bir kışkırtma kaynağı olduğu konusunda, İncil'de yeterince söz söylenmiştir. Eski Ahit, kadınlara ilişkin olarak der ki, kadının konuşması ateş gibidir; atasözleri de kadının, erkeğin değerli ruhuna egemen olduğunu, en güçlüleri bile yıkıma uğratabileceğini söyler. Eski Ahit, bundan başka der ki: Kadının ölümden daha acı olduğunu anladım; avcıların kırbacı gibidir o; yüreği bir ağ gibidir, elleri bağdır. Başkaları da, kadının Şeytan'ın barınağı olduğunu söylemişlerdir. Bunu böylece doğruladıktan sonra, sevgili Adso, Tanrı'nın böyle kötü bir varlığı ona bazı erdemler bağışlamaksızın yaratmış olabileceğine kendimi inandıramıyorum. Tanrı'nın ona birçok ayrıcalık ve ayrıcalık nedeni bağışladığını düşünüyorum elimde olmaksızın; bunların en azından üçü çok iyi ayrıcalıklar. Gerçekten de, Tanrı, erkeği bu aşağılık dünyada çamurdan yarattı; kadınıysa daha sonra, cennette ve daha soylu bir insan maddesinden yarattı. Onu Adem'in ayağından ya da barsağından değil, kaburga kemiğinden yarattı. Sonra her şeye gücü yeten Tanrı, bir mucizeyle doğrudan doğruya insan biçimine girebilirdi, ama bunu yapmadı; bir kadının rahmine yerleşti; bu da kadının öyle pek de kötü olmadığının bir belirtisidir. Sonra, Diriliş'in ardından göründüğü zaman bir kadına göründü. Son olarak da, göklerin egemenliğinde hiçbir erkek o ülkede kral olmayacak, ama hiç günah işlememiş bir kadın kraliçe olacak. Öyleyse Tanrı Havva'yı ve onun kızlarını böylesine kayırdığına göre bizim de o cinsin çekiciliğine ve soyluluğuna kapılmamız çok mu anormal?"
Sayfa 291 - Can yayınları, 8. Basım, Ekim 1997Kitabı okudu
Kadın!
Eski ahit, kadınlara ilişkin olarak der ki, kadının konuşması ateş gibidir; atasözleri de kadının, erkeğin değerli ruhuna egemen olduğunu, en güçlüleri bile yıkıma Uğratabileceğini söyler. eski ahit Bundan başka der ki; kadının ölümden daha acı olduğunu anladım; Avcılar'ın kırbacı gibidir O ;yüreği bir ağ gibidir, elleri bağdır başkaları da,kadının şeytanın barınağı olduğunu söylemişlerdir yine de, sevgili adso, tanrının böyle kötü bir varlığı ona bazı Erdemler bağışlamaksızın yaratmış olabileceğine kendimi inandıramıyorum tanrının ona birçok ayrıcalık ve ayrıcalık nedeni bağışladığını düşünüyorum elimde olmaksızın; bunların en azından üçü çok iyi ayrıcalıklar. gerçekten de, Tanrı, erkeği bu aşağılık dünyada çamurdan yarattı; kadını ise daha sonra ,yeryüzü cennetinde ve daha Soylu bir insan maddesinden yarattı. onu Adem'in ayağından ya da bağırsağından değil, Kaburga kemiğinden yarattı Sonra, her şeye gücü yeten Tanrı, bir mucize ile doğrudan doğruya insan biçimine girebilirdi, ama bunu yapmadı; bir kadının karnında canlandı; Bu da kadının öyle pek de kötü olmadığının bir belirtisidir Sonra, Diriliş'in ardından göründüğü zaman bir kadına göründü son olarak da, göklerin egemenliğinde hiçbir erkek o ülkede Kral olmayacak, ama hiç günah işlememiş bir kadın kraliçe olacak.Öyleyse Tanrı Havva'yı ve onun kızlarını böylesine kayırdığına göre, bizim de o cinsin çekiciliğine ve soyluluğuna kapılmamız çok mu anormal??
Sayfa 356 - CanKitabı okudu
Hint Mitolojisine Göre Kadın Ve Erkeğin Yaradılışı
Erkek : Tanrı, kaplumbağanın yavaşlığını, boğanın bakışını, fırtına bulutlarının kasvetini, tilkinin kurnazlığını, boranın dehşetini aldı; sülüğün yapışkanlığını, kedinin nankörlüğünü, hindinin kabarışını, gergedan derisinin sertliğini onlara ekledi. Bunların üzerine ayının kabalığını, bukalemunun şıpsevdiliğini, sivrisineğin vızıltısını kattı ve erkeği yarattı. Yarattığı erkeği ıslah etsin diye kadına verdi. Kadın : Tanrı, yaprağın hafifliğini, ceylanın bakışını, güneş ışığının kıvancını, sisin gözyaşını aldı; rüzgarın kararsızlığını, tavşanın ürkekliğini buna ekledi. Onların üzerine, kıymetli taşların sertliğini, balın tadını, kaplanın yırtıcılığını, ateşin yakıcılığını, kışın soğuğunu, saksağanın gevezeliğini, kumrunun sevgisini kattı. Bütün bunları karıştırdı, eritti ve kadın yaptı. Yarattığı kadını erkeğe armağan etti.
Reklam
Hint mitolojisine göre kadın ve erkeğin yaratılışı
Tanrı, yaprağın hafifliğini, ceylanın bakışını, güneş ışığının kıvancını, sisin gözyaşını aldı; rüzgarın kararsızlığını, tavşanın ürkekliğini buna ekledi. Onların üzerine kıymetli taşların sertliğini, balın tadını, kaplanın yırtıcılığını, ateşin yakıcılığını, kışın soğuğunu, saksağanın gevezeliğini, kumrunun sevgisini kattı. Bütün bunları karıştırdı, eritti ve kadın yaptı. Yarattığı kadını erkeğe armağan etti. Tanrı, kaplumbağanın yavaşlığını, boğanın bakışını, fırtına bulutlarının kasvetini, tilkinin kurnazlığını, boranın dehşetini aldı; sülüğün yapışkanlığını, kedinin nankörlüğünü, hindinin kabarışını, gergedan derisinin sertliğini onlara ekledi. Bunların üzerine ayının kabalığını, bukalemunun şıpsevdiliğini, sivrisineğin vızıltısını kattı ve erkeği yarattı. Yarattığı erkeği, adam etsin diye, kadına verdi.
Emma GOLDMAN - Kadının Kurtuluşunun Trajedisi
Bir kabulle başlıyorum: İnsan soyu içinde yer alan çeşitli gruplar arasındaki temel ayrımları inceleyen bütün politik ve ekonomik teorilere rağmen, sınıf ve ırk ayrımlarına rağmen, kadın hakları ve erkek hakları arasına çekilen bütün suni sınır çizgilerine rağmen, bu farklılıkların buluşabileceği ve uyumlu bir bütünlük oluşturabileceği bir nokta
155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.