...
Gözler yangın şimdi ufuklar duman
Dünya değişiyor masalı koca bir yalan
Çocuklar ölürken bütün ülkelerde
Ey koca Nazım
Ey ustamın ustam dediği
Milyonlar içindeki vatansız yalnızım
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüanka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama saldırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Vorontsovlar, muazzam bir hayat sürüyordu. Çar ailesinden sonra ülkenin en önde gelen ailesiydiler. Her zaman sevilmeseler de daima konumlarına yaraşır bir muamele görüyorlardı. Aristokratların birçoğu bu aileyi kıskanıyordu. Ailenin üstünlüğünü kabul eden halk, Vorontsovları seviyordu. Soyluların aksine halk, Vorontsovların huzurunda ayakta
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
_Lev Tolstoy_
_Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için, güneşin doğduğunu sanırlar.
_İnsanları yalan söylеdiklеrindе dinlеmеyi sеvеrim. Çünkü, olmak istеdiklеri ama olamadıkları insanları anlatırlar.
_Hayat bizi dört işlеmlе sınar. Gеrçеklеrlе çarpar, ayrılıklarla bölеr, insanlıktan çıkarır vе sonunda topla kеndini dеr.
_Bozuk para, insanın
Gözlüğün kırık,
Bir tarafta katil sopa,
Bir tarafta Puşkin,
Artık o kitap bir şey söylemez sana,
O rüzgar esmez artık
Ve kan içinde bembeyaz saçların ...
Byron farklı biri, çok farklı. Şiirlerinin birçoğunda garipseyerek kendimi buldum. Hayatımız birbirinden daha farklı ama... Çok daha farklı. Gerçi o Türk-Yunan savaşında Yunan tarafını ezilen taraf gördüğü için Yunanlara destek için gitmiş ve cephede bir sonla ölümüne bir anlam katmak istemiş. Uzun yıllar tuhaf bir şekilde ben de bunun hayalini
Gözlüğün kırık,
Bir tarafta katil bir sopa,
Bir tarafta Puşkin;
Artık o kitap bir şey söylemez sana.
O rüzgar esmez artık,
Ve kan içinde bembeyaz saçların..
(...)
Yağmur yağdı, kar yağdı,
Sen kalkamadın bir türlü yattığın yerden.
Bir türlü Ankara Caddesi'ne inkılâp edemeyen Babıâli, Erzincan felaketini kıskanmış olacak ki, onu kağıttan maketlere taklit ettirmek istedi.
Yüreğinde, hesabını ve kitabını bilmediği, haklı ve büyük ihtibaslar taşıyan bir gencin, birkaç sözü üzerine, gazete yazı müdürlerinden ziyade idare müdürlerinin taktikasiyle nasıl bir dövüş
Yatıyordu devinimsiz ve tuhaftı
Süzgün bir dinginlik onun alnında.
Göğsünün altından kurşun delip geçmişti;
Buğulanarak, yarasından akıyordu kan.
Bundan sadece bir an öncesine değin
İçinde bu yüreğin atmaktaydı esin,
Düşmanlık, umut ve aşk,
Kaynamaktaydı kan, oynaşmaktaydı yaşam, -
Şimdi boşalmış bir hanedeki gibi,
Her şey içinde onun sessiz ve karanlık; Sonsuza dek susmuş bu yürek artık.
Pencere kapakları örtülmüş, kireçle pencereleri
Beyaza boyanmış. Yok ev sahibesi de. Nerededir, Tanrı bilir. Yok izi bile.
Huzursuz ediyor bu düşgörüsü onu. Bilmeden nasıl gerektiğini yorumlamak, Korkunç düşlemlemenin anlamını Tatyana çok istiyor araştırmak.
Tatyana tarıyor içindekiler listesindekileri,
Buluyor abc düzeninde şu sözcükleri:
Ayı, cadı, çamlık, dalköprü, kar fırtınası, Karanlık, kirpi, tipi, yılbaşı ağacı
Ve diğerleri. Gençkızın kuşkularına Martın Zadeka bir çözüm bulamıyor; Fakat bu uğursuz düş haber veriyor
Pek çok ıstıraplı maceraları ona.
Kan ter içinde birkaç gün boyu
Tatyana unutamadı bu konuyu.
« Gözlüğün kırık,
Bir tarafta katil bir sopa,
Bir tarafta Puşkin,
Artık o kitap bir şey söyleyemez sana,
O rüzgâr esmez artık
Ve kan içinde bembeyaz saçların...
...
Bir varmış bir yokmuş sanki dünya,
Sahipsiz gibi hikâyelerin
Ama dostlar var arkada
vefalı dostlar
seni düşünecekler
karın ve kızın kadar.»
Sayfa 54 - Gözlem Yayınları, İkinci Baskı: Ekim 1979Kitabı okudu