Amerikalı iki araştırmacı (Zimmerman ve West, 1975), kadınlar, erkekler ve çiftler arasında geçen on sohbet üzerinde çalışır. Analiz edilen kayıtlar bir üniversite topluluğunun kamusal mekânlarda geçen tartışmaları sırasında kaydedilir. İki yazar söz kesintilerinin %98'inin ve aynı anda konuşmaların tamamının erkekler tarafından gerçekleştirildiğini not ederler. Erkek-erkek ve kadın-kadın çiftlerinde yalnızca 7 kez söz kesilir. Karışık çiftlerde bu sayı 48'dir ve kesintilerin tamamına erkekler neden olmuştur. Ve kadınlar buna ne bir tepki gösterirler ne de yeniden söz almak için bir çaba sarf ederler, bunun yerine duruma uyum sağlarlar (Bkz. West, 1983). Yetişkin-çocuk çiftleriyle yürütülen benzer bir çalışma da aynı sonucu verir ve çocuk genellikle kadına yapılan muameleye benzer bir tutumla karşılaşır. Zimmerman ve West, erkek ve kadın olma durumu arasındaki farkın söze dair bir eşitsizliği beslediği sonucuna varırlar. M. Yaguello da liseli kızlar ve erkekler ya da üniversite bölüm toplantılarında kadın ve erkek meslektaşları arasında gözlemlediği üzere, farklı kurumsal çerçevelerde de aynı bilinçdışı davranış örüntüleriyle karşılaşır (Ya- guello, 1992, 49). Sözlü etkileşim prosedürleri genelde erkeğe, bilinçli olsun ya da olmasın, daha fazla hareket imkânı sağlar. Kadının konuşmasına ise daha az izin verilir ve kadın genellikle sessizliğe mahkûm edilir.