Hepimiz bir yolun yolcusuyuz bu hayatta sonsuz diye bir şey yok sevdiğimiz insanlar değer verdiğimiz ögeler veya o hepimizin hatırladığı bi pazar gecesi sobanın üstünde demlenen çay o çaydanlığın etrafına koku çıkarsın diye koyduğumuz portakal kabukları o kardeşimizle son kalan bisküvi için etiğimiz tatlı kavgalar hepsi son buldu şu an en son ne zaman bisküvi yedim onu bile hatırlamıyorum zaten tadı da pek eskisi gibi de değil çünkü bizim özlediğimiz o bi bisküvi değil o yaşanılan eski günlerdi çok insan kaybettik kimini yaşadığı halde kimini ağlayarak toprağa verdik her giden anı her giden insan bi yara bıraktı kalbimizde gün gelicek anemiz babamız dahi olmayacak yanımızda her geçen gün eskiyi hiraz daha özlüyorum eski aşklarımı eski anılarımı ama acımasızca geçerken zaman hayatın ne kadar boş olduğunu anlıyorum ve o yüzden yalan geliyor bana bu dünya işte o yüzfen hayattan zevk almuyorum biliyoröusun çünkü her yaşadığım mutluluğun geride bir anı olarak kalacak olmasını bilmek yoruyor yüreğimizi aslında ölmek çok güzel bir şey çünkü bütün dert ve tasalarımız bir anda yok olup gider insan oğlu doyumsuzdur ne kadar iyi olursa olsun hep bir parça daha koparmanın derdinde hepimiz öyleyiz ama artık bana giç bir şey eskisi gibi tad vermiyor okuldan kaçmakarımız lise anılarımızı çok özlüyoruz ama gün gelicek çoluğa çocuğa karşınca da bu günleri özleyeceğiz nasıl beraber iken doya doya eğlenip içimizden hiç bitmemesini istiyoruz ya o günlerde her şey gibi özlemlerin arasında kaybolacak özlemek kalbi çok yoruyor işte o yüzden bu kahır ve özlem dolu bu dünyanın bir an önce geçip gitmesi dileği ile
Öfkelenilen birine "O... çocuğu" diye hakaret etmek çok yaygın. Oysa bu ifade, Allah'ın gazabını gerektirebilecek kadar ağır. Eğer atıf yaptığınız anne gerçekten o... değilse, o zaman aşağıdaki ayet devreye giriyor. Ağız alışkanlığı bile olsa, Allah'ın şakası yok:
"Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azap vardır." (Nûr.23)
Dil âfettir. Sakınabilenlere ne mutlu...
"İnsanları birbiriyle kaynaştırmak için duygudan ve kamuoyu korkusundan daha güçlü bir şey vardır. Namussuzluk. Namussuzluğun bir hak olduğunu açık açık söylemek, vatandaşı baştan çıkararak peşinizden sürüklemek için en iyi yoldur."
Merhaba kitap dostlarım Yeni bir kitapla karşınızdayım. Kitabın arka kapağını okuduğumda konusu ilgimi çekmişti. Açıkçası bir yazarın nasıl bir başkasının hikayesini çalacağını merak edip başladım.Ben başladım ama Jake başına neler geleceğini bilseydi .Bu kitaba hiç başlarmıydı orası meçhul.
Ama Oscar Wilde`dan "alıntıladığı" gibi: İyi yazarlar ödünç alır, büyük yazarlar çalardı.
___Konusuna gelince; Jake ne kadar istesede ilk kitabında yakaladığı çıkışı ikinci kitabında yakalayamamıştı. Bu hayal kırıklığı ile yazar tıkanıklığına yakalanır. Ama ne varki geçimini sağlamak içinde çalışması gerekmekteydi. Yaratıcı yazarlık atölyesinde ders vermeye başlar.Yeni Öğrencilerinden Evan Parker 'ın harika bir roman fikri vardır.
Ve bu çok hoşuna gitmiştir yıllar sonra bu romanın basılıp basılmadığını öğrenmek için araştırma yapar ve Evan 'ın öldüğünü öğrenir. Bu güzel romanın ziyan olacağını düşünür ve romanı yazmaya başlar. Sırlarla dolu bu hikaye kimin hayatını çalmıştır.
Bu heyecanlı tempoya sizde ortak olmak istiyorsanız buyrun sıra
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024104 okunma
Deniz Tanrısı gelecek de o güzelim kızları
Öpüp okşayacakmış ...
Başka ve o yaşta
Niye beklesinler ki
Kayaların başında
O dallı giysileriyle
Kimi bekler ki onlar
Poseydon'dan başka
Bu kayalarda durmuş
Bu kızlar ne bekler ki
Bir aşk için boğulmaktan başka ...
Hepsi de karaya vurup
Zeytinlerle keçi boynuzlarına kendilerini dağıtıp verip
Kökten çıkan dallardan
Yapraklar olmaya ...
Rüyası bu Datça'nın
Kadınları okudukça
Okunacak bir güzel kadınlık ve güzellik
ÇOCUK-SEBASTIAN FİTZEK,376 sayfa
Tüm kitaplarını okuyup bitirdiğim yazara bir süre ara vermiştim.Yeni kitaplarının çıktığını görünce tabi ki sıkı bir hayranı olarak hemen aldım.Kitap aslında yeni değil,incelediğimde 2007 yılında basılmış ama bizde yeni çeviri yapıldığı için en geç biz okuyoruz.
Psikolojik-gerilim türünde benim için artık bir
Bil ki, ihlâs amelin Allah teâlâ'nın rızasını kazanmak için yapılması ve ne onun yapılması sırasında, ne de daha sonra kalpte bundan başka bir mulâhazanın bulunmamasıdır.
Bakara Sûresi’nin 273. âyet-i kerîmesinde buyuruluyor ki: “Verin o fakirlere ki Allah yolunda kapanmışlardır, şuraya buraya dolaşamazlar, istemekten çekindikleri için bilmeyen, onları zengin zanneder, onları simalarından tanırsın. İnsanlardan ısrarla bir şey istemezler. Artık hayır namına ne verirseniz, hiç şüphesiz Allah onu bilir.”
Bu âyet-i
"Üç hafta kadar önce, her zamanki berbat kahvaltımı etmeye hazırlanırken harika bir kadınla tanıştım. O sabahki her toplantımı iptal ettim ve telefonuma bakmadım; az kalsın ekibim benim için bir arama kurtarma ekibi yollayacaktı. Çünkü tek düşünebildiğim, o kadınla kuş pisliğiyle kaplı bir bankta oturup sohbet etmenin ne kadar eğlenceli olduğuydu. Ne konuştuğumuzun bile önemi yoktu. Onunla olmak yetiyordu."
Bir zamanlar ben de başka türlü düşünüyordum; her şeyi aklımla halletmeye kalkıyordum. Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum: O da tecrübe. Sana söylediğim şeyleri otuz seneye yaklaşan bir hayat bana öğretti. Sen de yavaş yavaş yola gelirsin. Benim şurada üç günlük ömrüm kaldı; aklında bulunsun diye bunları söylüyorum. Hayattan fazla şeyler
Bu kitapta tüm karakterler sinirimi bozdu. Tam her şeyi yoluna koydular derken puff! Her şey aslında yalanmış, kendi çıkarları için yapılmış! Evangeline de o kadar yordu ki beni çelişkileriyle kitabı uzattıkça uzattım bir türlü bitiremdim. Jacks soğuk davranıyor ama sanki suç kızdaymış gibi kızıyor, git diyor ama gitti diye kızıyor! Evangeline off kimi istiyorsun bir karar mı versen artık? Bencilce Jacks sana iyi davransın istiyorsun ama sonunda Apollo mutlu sonumuz olsun diyorsun. Şaka mısın?
Yinede ne kadar sinirimi de bozsa çok merak ediyorum sonunu ve bundan sonra olacakları. Sonu öyle bir yerde bitti ki çok üzüldüm ama hâlâ umut var... Var değil mi Jacks?
Konusu ve fansatik evreni çok güzel. Bu yazardan okuduğum ilk kitap ama son olmayacak gibi. Beni kızdırsalarda onları seviyorum ama Apollo yaptığın... neyse. Üçüncü kitapta toparlayın artık!
"Her günahkâr kişinin vay haline!"
"O kimse Allah'ın kendisine okunan âyetlerini işitir de, sonra sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder. İşte sen onu, can yakıcı bir azabla müjdele!"
"Âyetlerimizden birşey öğrendiği zaman, onu alaya alıyor. İşte onlar için rezil ve rüsvay edici bir azap vardır."
"Ötelerinde cehennem var. Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah'tan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir şeyi (azabı) kaldıramaz. Onlar için büyük bir azab vardır."
“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah’ın üzerinedir. Allah, o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir. (Bunların) hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da)dır.”
(Hûd, 11/6)
Bilgi:
İnsanın ve diğer bütün canlıların en temel kaygısı hiç şüphesiz rızıktır. Rızkımızı veren (er-Rezzâk) Allah’tır. O’ndan başkasından rızık beklemek yanlıştır. Rabbimiz rızkını elde etmesi için insana akıl ve irade; hayvanlara ise içgüdü vermiştir. Bizlere düşen, helal çerçevede kalmak şartıyla Allah’ın bize verdiği kabiliyetleri en güzel şekilde kullanarak rızkımızı aramaktır. Ayrıca ayet, Allah’ın ilminin ezelî ve ebedî olduğunu yani kâinatta gizli açık, olmuş olacak ne varsa her şeyi bildiğini haber vermektedir.
Gerçekten hayatımda okuduğup bana bildiğim halde yine de bir çok şey öğreten bir kitap oldu. Hikmet Anıl Öztekin’in YouTube kanalını takip eder ordan güzel bilgiler öğrenirdim ama bu kitap tam bir başyapıt bence!
Altını çizdiğim ve postit yerleştirdiğim onlarca sayfalar dönüp dönüp tekrar bakacağım bir kitap oldu. Tek kelimeyle harika bir kitap. Herkese tavsiye ederim, umarım okur ve beğenirsiniz.
Yılın en güzel ayları Nisan ve Mayıs'tır. Evren enerjisini yeryüzünün yeniden doğumu için dağıtır. Ne sıcaktır ne soğuk. Kuşların en cıvıltılı olduğu, kelebeklerin sanatını sergilediği, lalelerin, papatyaların, yaseminlerin rengarenk giyindiği, akarsuların sesinin işitildiği aylardır.
Çalışmayı azaltın o aylarda
Doğayla irtibatı artırın
Uzun yürüyüşler yapın
İçinizdeki şenlik kanat çırpsın mavi göklere doğru.
Yoksa hayat çekilmez, renklenmez.
Doğayla uyumlu yaşanmalı.
Mevsim yeniden doğuşundur.
Günaydın.
🧚♀️🏵🌺🥀🌹🍀🌵☘🌿