Yönetici olan oydu, kadındı. Özel- likle Clay'in muhteşem suratındaki ifadeleri izlerken, onu okşarken gözlerinin yukarı doğru kaymasından bunu daha iyi anlayabiliyordu. Bu sırada Clay, Julia'nın avucunun içinde ileri geri gidip geliyordu. Julia boşta kalan elini süveterine sonra da sütyeninin kenarına daldırarak daha önce oraya
Sayfa 94
YÜKSEK BİR ÇALIŞMA TEMPOSUNUN MANİFESTOSU / MARTİN GİBİ ÇALIŞMAK
Uyku: Sağlıklı bir insan için bazen günde 4,5 saatlik bir uyku yeterli olabilir. Eğer ki çok fazla çalışıyorsanız kimi zaman bu şekilde yapabilirsiniz. Lakin uzun dönemli olarak düşünüyorsanız günde en azından 6 saat uyumanız gerekiyor. (Az uyumak, uykuya duyulan ihtiyacı arttırıyor ve bu da uyku verimliliğini zorunlu olarak yükseltiyor. Bu
Reklam
30 km/s, 60 km/s, 100, 150, 200 km/s... Zamanla motosikletler ve otomobiller bir yerden bir yere gitmek için daha az zaman harcıyorlar. Hep daha hızlı gitmek gerekiyor, kahve, espresso gibi yakında mutluluk da toz halinde çözünebilir olacak... İnsanlık her gün daha da ileriye gidiyor. Cioran hep daha kötüye gittigimizi söylüyor. Saatte 15 kilometreyle giden bir at arabasındansa saatte 100 kilometre hızla giden bir arabanın altında kalma riskimiz daha fazla. Peki insanların beyni de gelişti mi? Sanmam. Gençler için hazırladığım bir trafik kılavuza şöyle yazmıştım: "Bir otomobil şoförünün IQ'su hızıyla ters orantılıdır." Tabii, "Ne kadar hızlı gidersen o kadar aptalsındır!” yazmaya cesaret edemedim.
"Bir kötülük, dalgaya dönüşmüş bir kötülük, dile getirilemez, kavranılması imkansız bir kötülük dalgası alanda kaynamaktaydı; bu kötülük elli bin, yüz bin ağızdan kusuluyordu, bu kötülüğü herkes duymaksızın, hatta kötülük olduğunun bilincine bile varmaksızın birbirine haykırmaktaydı; buna rağmen yine herkes, cehennemi çağrıştıran bir
23 Nisan nasıl çocuk Bayramı oldu?
23 Nisan 1920! Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş ve açılış günü! 23 Nisan, o kadar önemli bir gündür ki, Meclis, o günün, her yıl milli bayram adıyla kutlanmasına karar verdi. Bir yıl sonra, 23 Nisan gününe yaklaşılırken bütün Ankara, Meclis'in açılış gününü en güzel şekilde kutlamak için yoğun bir hazırlık içine
Sayfa 34
İşte bu yüzden Yaşar Kemal okurken bazı bazı sıkılıyorum..
Köyü anlattığım romanlarda da köyün ve köylülerin uzun uzun anlatımı, betimlemesi yoktur bende. Yıllar önce Samim Kocagöz uyarmak istemişti bir mektubunda, betimleme niçin az? Çoğu zaman dünyaya roman kişisinin gözünden bakıyorum. O biliyor. Onun bildiklerini bilmeyen biri bakıyor gibi uzun uzun betimleyemem. Anar geçerim. Ya da okura yetecek kadar betimler geçerim.
Sayfa 70 - Evrensel Basım Yayın 1. Baskı 2000Kitabı okudu
Reklam
Reformist feministlerin (burjuvalar) feminizme verdiği zarar
Reformist feministlerin, özgürlüğü yalnızca kadınların güçlü ataer­kil erkekler gibi olma hakkı edinmesi olarak görmesi ne kadar yanlışsa (sınıf ayrıcalığına sahip feminist kadınlar hiçbir zaman yoksul ve işçi sınıfı erkekler gibi yaşamak istediklerini öne sürme­diler), özgürleşmiş erkeğin karşı cinsin kıyafetlerini giymiş bir kadına dönüşeceğini sanmak da konuyu o kadar basite indirgemek demekti. Yine de ana akım feminist düşüncenin erkeklere sunduğu özgürlük modeli buydu. Erkeklerin güçle ve başkalarını geçindir­mekle ilgili fikirlere tutunmaları bekleniyordu. Bunlar ataerkil düşüncenin parçasıydı. Aynı zamanda da hakimiyet kurmaya yap­tıkları yatırımı bırakıp duygusal gelişime yatırım yapmaları bekle­niyordu. Bu feminist erkeklik vizyonu o kadar çelişkiliydi ki ger­çekleşmesi imkansızdı. Bu durumda değişimi dert eden, değişime açık erkeklerin genelde vazgeçerek, gayet sorunlu buldukları ata­erkil erkekliğe dönmesine şaşırmamak gerekir. Erkeklerin kurtulu­şuyla ilgili feminist görüşü sahiplenen bazı erkeklerin eline geçen tek şey, pek az sayıda kadının bu dönüşüme saygı duyduğunu öğrenmek oldu.
Sayfa 120 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
"Kendini nasıl bir şeyin içine soktuğunun farkında mısın Angelina?" diye sordu. Baldırındaki kılıftan bir bıçağa uzandı- ğında kocaman gözlerle izledim. Göğsüme doğru yönelttiği kocaman bıçağı takip ettim ve bıçağın hafif kıvrımlı ucunu gömleğimin ilk düğmesinin altına taktı. Pürüzsüz metal yüzeyinin üstünde kurumuş kana benze- yen
Sayfa 158
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!
şunu hiç unutmayın n'olur sayın uygulama kullanıcıları; bu ülkenin, asil türkiye cumhuriyeti devletinin, sahibi biziz.. biz! hangi posta bürünüp gelirse gelsin bize, yüce türk milletine, ahkam kesen kim olursa olsun bir hiçtir. koca bir hiç! ta ki yüce türk milletine ve dahi onun onurlu isteklerine tarafınca
Yaşadığımız stres, zekamızın kısıtlanmasına, ve bilinçli algılarımızda bir azalma olmasına neden olur. Stres altında net düşünemez ve bilinçli kararlar veremeyiz. Doğal olarak da, endişemizin oluşturduğu enerjiden sıyrılıp, olumlu bir rezonans alanı oluşturmakta da oldukça zorlanırız. Hepsi bu kadar da değil. Korku ve stres duyguları ile uykuya daldığımız zaman, bu enerji sadece uykumuzu etkilemekle kalmaz, aynı zamanda hafızamıza da kaydedilir. Beyin üzerinde yapılan incelemeler, hafıza içeriklerinin gece kaydedildiğini ortaya çıkarmıştır. Demek ki herhangi bir yaşantı ile uyku arasındaki zaman aralığı ne kadar az ise, bu yaşantı o kadar kuvvetli kaydedilir. Yani, korku enerjisi gitgide tek gerçeğimiz halini alacaktır. İlk bakışta oldukça masum görünen bu durum, devasa sonuçlar doğurur. Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkılır? Cevap oldukça basit; seni olumsuz etkileyen etkenlere dur demelisin! Bir hafta boyunca, haberleri dinlemeden yatıp kendi olumlu enerjini bulmak için zaman ayırmanın sende nasıl bir etki bırakacağını gözlemle. Politikacıların, seçimlerden kısa bir süre önce halkın korkularını alevlendirdikten sonra, en uygun çözümlerin ellerinin altında halihazırda beklediğini ve endişelenmememiz gerektiğini söyledikleri dikkatini çekti mi hiç? Bu bana, dünyanın en dehşet verici manzaralarını yayınladıktan sonra iyi geceler dileyen sunucuyu hatırlatıyor. Belki kendine iyi bir geceyi kendin hediye edersin. Hayatının akışı senin elinde ve ait olduğu tek yer de orası.
Reklam
"Emin misin? Çünkü içini kendi aletime saklıyo- rum. Kendimi tutmam zor olacak, ama yapabilirim. Peki ya sen?" diye sordu bacaklarının arasına ateşli ve ıslak bir öpücük kondurarak. Julia inleyerek ileri geri hareket etmeye başladı. "Evet, dilin muhteşem şeyler yapıyor bana." "Benim yöntemimle yapmalısın Julia."
Sayfa 39
Onu dudaklarından sertçe öperek, başka bir şey söylemesine engel oldu. Sonra birden uzaklaşarak, "Az önce yaptığın Mor Kar Küresi nerede?" diye sordu. Yanlarındaki masayı işaret eden Julia, o içkiye elini sürmeyeceğine yemin eden Clay'in, ne planladığını çok merak ediyordu. İçinde mor içeceğin durduğu bardağa uzanan Clay, bardağı
Sayfa 35
Dünyayı hiç böyle hayal etmemiştik biz! İyiydik, yoksul değildik bu kadar değildik hiç; adam çoktu, zaman çoktu, hayal çok daha çoktuk dünyanın az olduğu zamanlar yeni bir hayal çıkıncaya kadar şehirde yine aynı gözlerle dolup taşardı sinemalar filme gitmezdik ki biz bir hayal seyrederdik! Uçaklar üstümüzden uçuyordu, o kadar Vapurlar dalgacı, trenler kederli oluyordu, hiç kanatlanmazdık ki biz ulaşmak için Ayrılanlar filmin sonunda nasılsa kavuşuyordu! Ulaşmak kolay şimdi kavuşmaksa zor dünya yollara düşmüş herkes gidiyor Nereye? Bir hayal arasa bile vermeden bir filmden diğerine koşturur gibi böyle? Bir şehre gitmezdik ki biz bir hayale giderdik! Gözlerim dolup taşıyorsa yeniden, ne filmin sonu acıklı ne de geri dönüyor şehirlerini ruhu, gözlerinde bir şehrin çocukluğunu gördüm ben, adam gibi biri kadının hayalini paylaşıyordu.
Sayfa 32 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
384 syf.
5/10 puan verdi
Kitabın beğenmediğim yerlerini maddeler halinde sıralamaya karar verdim. Çünkü okuduğumda gerçekten çok gözüme çarpan ve okudukça rahatsız eden unsurlar vardı ve bu şekilde daha özet halinde aktarabileceğimi düşündüm. 1)Gerçekçilikten uzak: Kitabın içindeki bazı diyaloglar ve olaylar çok KİTAPtı. Yani gerçekten gerçek hayatta yaşandığında çok
Gölge ve Kan
Gölge ve KanKerri Maniscalco · Ephesus Yayınları · 20191,087 okunma
Resim