“Küçük kızımın avuçlarını kanattı,” dedi ruhsuz bir sesle. İrkildim. “Dizlerini de.” Derin bir nefes aldığında, göğsü havalandı ve beni de havaya taşıdı. “Ruhuna da.”
Sayfa 202 - Karan AliKitabı okudu
Yaşamak ve Çalışmak
Kendini göstermek ve iş görmek için büyük fırsatlara ihtiyaç yoktur; hangi mevkide olursa olsun, perde arkasında da, perde önünde de insan kendini gösterir.
Reklam
Onuncu Bürhan (Onuncu delil,hüccet)
Gel, ey bir parça insafa gelmiş arkadaş! On beş gündür biz buradayız. Eğer şu âlemin nizamlarını bilmezsek, padişahını tanımazsak cezaya müstahak oluruz. Özrümüz kalmadı. Zira on beş gün güya bize mühlet verilmiş gibi bize ilişmiyorlar. Elbette biz başıboş değiliz. Bu derece nazik sanatlı, mizanlı, letafetli, ibretli masnular içinde hayvan gibi
Haset insandaki niteliklerinden ve hayvani niteliklerden bir tanesidir ve insanın kalbindeki her iyiliği yer bitirir. Haset iki arkadaş arasında öyle bir perde ki! Dün tek bir ruh gibiydiler, bugünse iki inatçı kurt gibiler.
Ne iş?.. Perde ve perde içinde perde, Hemen şuracıkta ve her yerde, Derinizde, yüreğinizde, Hayat dediğimiz muamma!..
Sayfa 110 - 6.Levha, Rapor İçinde Oyun -Aktör Âdem- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Tesettüre hakkı ile bürünmelidir!!
Şeklen tesettüre riayet ediyormuş gibi gözüküp de **kendini teşhir etmek ve dikkat çekmek için işveli**, cilveli tavırlar ortaya koyanlar; **ince ve transparan elbiseleri tercih edip vücut hatlarını belli edecek derecede giyinenler** ve Âkif ’in ‘ne çirkin yüzler örtermiş meğer o incecik perde’ dediği gibi zahiren tesettüre riayet ediyor gibi gözüküp de iç dünyaları ve kalpleri itibarıyla üryan bulunanlar, hadisin ifadesiyle giyinik çıplaklar veya giyinmiş ama örtünmemiş kadınlar.
Reklam
"Bana kalırsa insanlar tiyatroda daha medeni davranıyor. Perde kapanana dek açlıktan ya da susuzluktan ölebilirlermiş gibi elleri kolları yiyecek ve içecekle dolu şekilde salona girmiyorlar."
Papa Eftim'in Sosyal Aktiviteleri
Sevgi Erenerol'un anlatımına göre Papa Eftim Galatasaray taraftarı olmakla beraber, Şükrü Saraçoğlu ile birlikte Fenerbahçe maçlarına da gitmektedir. Çünkü o hiçbir takımın fanatiği değil, yalnız insanın fanatiğidir. Sinemayı çok seven Papa Eftim zaman zaman kiliseden çıkıp sinemaya gitmektedir. Bu konuda "Bir din adamının hayatın ilerleyişini takip etmesi lazımdır. Bunun için her zaman sinemaya giderim, hatta mümkün olsa kiliselerde ayinden sonra sinema göstermek taraftarıyım" diyen ve "Sinemadan aldığım zevk, kaptığım hisse çok büyüktür. Sinemanın rahat koltuklarından birine gömüldüm mü, ooohh... Bütün âlem bütün insaniyet gözlerimin önünde perde perde canlanır, her vakadan bir mana çıkarırım, her hadisenin bir ibret alınacak noktasını bulurum" sözleriyle sinemanın hayatındaki yerinin büyük olduğuna vurgu yapan Papa Eftim, aynı zamanda şiir ve edebiyatlada ilgilenmektedir. Abdulhak Hamid'i okuduğunu ve çok sevdiğini, onun Avrupai şair olduğunu söyleyen Papa Eftim, Tevfik Fikret, Halit Ziya, Hüseyin Rahmi ve Reşat Nuri'yi beğenerek okuduğunu ifade etmektedir. Papa Eftim'in çok az uyuduğundan, ona birkaç saatlik uykunun yeterli geldiğinden ve en büyük hobisinin de okumak olduğundan bahseden Sevgi Erenerol'a göre Papa Eftim yalnız din, edebiyat veya şiir kitapları değil bütün dünya siyasetine dair kitaplar okumaktadır. Papa Eftim buna bir yerde mecburdur, çünkü böyle bir mücadelenij içibde olmak çok okumayı ve çok bilgi sahibi olmayı gerektirmektedir.
Önemli Mesele
***** Avam halka eşyanın hepsi de cansız ve ölü görünmede… Ben bundan daha ziyâde şaşılacak bir perde görmedim.. *****
Sekizinci Bürhan (Sekizinci delil,hüccet)
Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş! Şu saray-ı muhteşemin sahibini tanımak istemiyorsun! Halbuki her şey onu gösteriyor, ona işaret ediyor, ona şehadet ediyor. Bütün bu şeylerin şehadetini nasıl tekzip ediyorsun? Öyle ise bu sarayı da inkâr et ve "Âlem yok, memleket yok." de ve kendini de inkâr et, ortadan çık.
Reklam
İnsanın kalbi , parlak bir ayna gibidir. Kötü ahlak ise , duman (is)ve zulmet (karanlık) gibidir. O aynayı karartıp Allahü Teâlâ'yı görmekten alıkoyar, arada perde olur . Güzel ahlak ise , kalben erişip o aynayı günah zulmetinden temizleyen nurdur, ışıktır.
Sayfa 22
Güneş ışığında ve ilim nurunda fitne yoktur, fitne varsa erkeklerin gözlerinde, kalplerinde ve dillerinde vardır. Tedbir gerekiyorsa erkeklerin gözlerine perde, kalplerine edep, dillerine ceza gerekir.
Sayfa 148
Kadeh gibi ellerde dolaşmaktan sakm; nağme gibi perde arasında yer tut!
Alıntı
"Sevgi gücü, hiçbir zaman perde gerisinde kalplere hükmederek varlığını sürdürmemiştir. İstediği kadar gözlerden ve kulaklardan uzakta gizliliğini sürdürsün, mutlaka sonunda kendisini kuşatan perdeler yırtılacak, bütün gücüyle insanlara görünecektir. İster kabul etsinler, ister kızsınlar, sonunda gücünü insanlara ilan edeceği gün gelecektir."
Bozkır Türk halkı arasında mâhir marangozlar, tahta oymacılar da vardı. Asya Hunları masa, sandalye, koltuk, dolap yapıyorlar, karyola ve perde kullanıyorlardı. Bu ev eşyasından çoğunu Çinliler Hunlardan öğrenmişlerdi. Debbağlık san'atı da Ruslara Bulgarlardan geçmişti. Eski Türkler elbiseleri için ütü bile kullanmakta idiler.
Sayfa 308 - DLT, I, s. 348.Kitabı okuyor
Resim