Artık bir sürgün gibi yaşıyordum. Bir acıdan daha büyük bir acıya iltica etmiştim ve artık yorgun, kırık, güvensiz bir mülteci olarak yaşıyordum.
Tutuyorum kendimi, saklıyorum. Seni saklıyorum, parmaklarını, ellerini saklıyorum, gülümserken kıvrılan dudaklarını saklıyorum, hoşçakal'larını saklıyorum, bembeyaz yüzüne bir anda dolan şaşkınlıklarını saklıyorum. Sırf bu yüzden kalbim bir gün paramparça olacak.
Reklam
"Gerçek, elinde uzun süre saklarsan eriyip gidecek bir ziynettir."
Doğrunun ne olduğunu biliyorsan, onu taşımanın zorluklarını da göze almalısın.
Hiç geldim hiç oldum hiç gidiyorum...
Yürüdükçe kalabalığa karışıyorum ve kalabalığa karıştıkça küçülüyorum. Bir otobüse binmeye çalışırken artık hiçleşiyorum.
Gözlerimde yuva yapan kırlangıçlar uzun zaman önce uçup bir daha da geri dönmemişlerdi. Onların kanat çırpmaları olmayınca, gözlerim ölü evinin sessizliğine bürünüyordu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.