Koku saklama cihazının olmaması şaşırtıcı değil mi gerçekten? Aslında bir tane var, tek bir tane, teknoloji öncesinden, analog, en eski olan. Dil, tabii ki. Başkasına henüz sahip değiliz, bu yüzden kokuları kelimelerle yakalayıp sıradaki deftere eklemem gerekiyor. Sadece tarif ettiğimiz veya kıyasladığımız kokuları hatırlarız. Aslında kokular için adlara bile sahip olmamamız dikkate değer. Tanrı veya Âdem işini sonuna kadar yapmamış. Renklerde olduğu gibi değil örneğin, orada isimlendirebiliyorsun, kırmızı, mavi, sarı, mor... Kokulara doğrudan ad vermemiz sağlanmamış. Hep kıyaslayarak, hep tarif ederek. Menekşe, kızarmış ekmek, yosun, yağmur, ölü kedi kokuyor... Ama menekşe, ekmek, yosun, yağmur ve ölü kedi koku isimleri değil. Ne adaletsizlik. Ya da bu imkânsızlığın altında anlayamadığımız başka bir alamet gizleniyor...
“O fırtınalı gecede hamile kaldım” dedi Aomame. “Fakat ne o gün, ne öncesinde ve sonrasındaki birkaç ay boyunca herhangi birisiyle cinsel ilişkiye girdim.” Aomame, bu gerçeğin Tengo’nun bilincine nüfuz etmesini bekledi. Sonra konuşmasını sürdürdü: “Fakat bunun o gece olduğu kesin. Dahası benim karnımda taşıdığım çocuğun senden olduğuna eminim.
Reklam
Bir fırtınadan sonra asla nehre yakın yerlerde durmayın. Islak nehir kıyıları kimi zaman çökermiş. Ben bunu zor yoldan öğrendim. Buraya geldikten altı ay sonraydı. Yağmur ardından Miller Deresi'nin kenarında duruyordum ve ayağımın altındaki toprak birden....çöktü. Suya düştüm ve akıntıya kapılıp yüz metre kadar sürüklendim. Bir sene boyunca kabuslar görüp durdum ama yine de şanslıydım. Bazıları sudan hiç çıkamıyor. ... Paule geri gelmediğinde öyle hissettim işte.Hani sanki biz fark etmeden kayıp gitmiş gibi... Belkide hepimiz sandığımızdan cok daha kaygan bir zeminin üzerindeyiz.
Sayfa 139Kitabı okudu
"Sahip olunca güzelliği ele geçiriyorsun, sonra güzellik sıradanlaşıyor." 'Ama', dedi Baki yavaş yavaş konuşarak, "bu güzellik her gün başka bir yüz ediniyor. Bak bugün yağmur yağıyor. Sıradaki vapur kıyıya yakın yüzüyor. Yukarıdan kırmızı bir yük gemisi geliyor. Güzellik aynı kalmıyor, her an değişiyor. Geçen hafta bu pencereden baktığım güzellik ile şimdi baktığım güzellik hem aynı hem farklı.."
Sayfa 313Kitabı okudu
sıradaki sigaramı bu alıntıya yakıyorum:)
__ Bu gözyaşları hangi nedenle Yağmur gibi dökülüyorlar yanaklarından senin? Ağlıyorsan üzüntüme teselli sağlamak için, Bil ki, benim iyi kızım, bunun bana faydası az, Yaşlar yararlıysa kendi gözyaşım bile avutmaz. __
Sayfa 102 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI (PDF)Kitabı okudu
Üzülme gözüm! Ahreti var bir de bu işin... Say ki gördüğün herşey bir kadraj hatasıdır işte. İşimiz bu dünyada olmayıversin. Bu gökkuşağı ve sıradaki şarkı hepsi sana gelsin isterim. Yağmur söylüyorum artık durmadan; -Seccadesi ispatlanmış bir müslümanın gülüşüdür- Huzuruna başka bir boykot ateşleyemiyorum
Reklam
Bütün Alıntılar
“En az 18 ila 24 ay boyunca COVID-19 ile karşılaşmaya hazırlıklı olmalıyız. Zaman zaman farklı coğrafyalarda COVID-19 yoğunluğunun yüksek olduğu bölgeler ortaya çıkabilir.” 14 Beli ağrıyan adamda
İhtiyar Kemancı -kimse buna bir anlam verememese de- birdenbire elindeki kitabın arkasında yazan sözleri yüksek sesle okumaya başlamıştı; Sonra paltosunun altından makineli bir tüfek çıkardı. Ey insanlar dedi, çıplak insanlar; Öyle liberal oldu ki her şey... Öyle oruspu oldu ki. Şimdi, bir parça daha temiz bir dünya için kurşun dökeceğim üzerinize. Bedenlerinizden fışkıran kan akıllarınızı başlarınıza getirecek. Tanrım, diyeceksiniz, bunu tamamen unutmuştum. Sakarya çay ocağında akşam saatleri, Ezan okunuyor, Yağmur olanca şiddetiyle yağıyor. Bir gemi görünüyor uzaklarda, bir kez daha diyor sanki, haydi martıların hatrı için. Sakarya çay ocağında akşam saatleri. Saraybosna treninde yine yer kalmadı. Kral adına bir konuşma yapmak pekâlâ sıkıcı da olabilir bu kez. Uzaklardan bir yerden Selahattin Eyyubi'nin atının sesleri duyuluyor, Gazze'de yine akşam oldu. Kudüs radyosunda kan anonsları, sıradaki şarkılar ve silah sesleri...
Sayfa 66
ayet İstanbul Boğazından, son padişahla son şehzadesini alarak uzaklaştı.Hiçbir şey kalmadı geriye.Bir büyük boşluk kaldı geriye.Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyıya iyice yanaşan masal gemilerinin gölgelerine bakarak ve dahi o gölgeleri kendisi gibi görebilecek başkalarının varlığını da vehmederek dalgalara
Resim