Sahile indim. İsmail abi yine uzaklara dalmış sessizce bekliyordu. Seslenmek istedim ama yapamadım. Ona veda etmek en zoruydu. Umudun ete kemiğe bürünmüş haliydi İsmail abi. İnsan umutlarına nasıl veda edebilir ki? İçimden “İsmail abiiiii” diye seslendim. Dönüp baktı, sanki beni duymuş gibiydi. Gözlerine iyiden iyiye hüzün çökmüştü. Gideceğimi bildiği için hiçbir şey sormadı. Yalnız bir ara “ben de geleyim” der gibi baktı. Olmaz da diyemedim, gel de diyemedim. Uzun uzun bakıştık. Derken denizden gelen bir ses böldü bu bakışmamızı. Heyecanla dönüp baktı denize. Beklediği gemi değildi. Yine de el salladı arkasından, bu değilse belki bir sonrakine umuduyla baktı denize. O denize bakarken dönüp arkamı gittim. Arkamdan baktığının farkındaydım. Hatta kesin el sallıyordur şimdi arkamdan. Ama dönüp bakmadım. Bakamazdım. Benimle gelmek isterse gelme diyemezdim. Oysa onun burda kalması gerek çünkü bir beklediği var. Benimse dönüp arkama bakmadan gitmem gerek çünkü bir bekleyenim var. Gözümdeki yaşı silmek için bile durmadım. Hızlı adımlarla uzaklaştım sahilden. İçimden tek bir şey söylüyordum sadece. “O gemi bir gün gelecek İsmail abi, bir gün o gemi gelecek!”
Hele İzmir'den ayrılmak,bu güzel kente veda etmek ölümden daha kötüydü onlar için.
Reklam
Bugün deliler ülkesinde geri kalan az sayıdaki akıllının aklın artık hiçbir hükümünün kalmadığını gördükleri için ülke insanlarını vaktiyle akıllarından etmiş olan akılsızlık suyunu kendi elleriyle içerek akla veda etmek zorunda kaldıkları gündür.
Sayfa 14 - say yayıncılıkKitabı okudu
Rıza Şah ve Cumhuriyet Meselesi
Ulema, Rıza Han'ın Şah olması ve Pehlevi hanedanını kurmasında da yardımcı oldu. Sonuç olarak ulemanın bu tutumu hem tüccarların hem toprak aristokrasisinin istekleriyle uyum içindeydi, ulemanın sıkı bağları bulunan iki sınıf bunlardı. Böylece hükümetin biçimiyle ilgili cumhuriyet veya kraliyet kurulması tartışması çıktığı zaman ulema oybirliğiyle kraliyeti destekledi. Rıza Han'ın cumhuriyet önerisinin Kaçar hanedanına son verme amacı mı güttüğü yoksa cidden cumhuriyet mi istediği tartışmamızın dışındadır. Önemli olan ulema içinde cumhuriyete karşı güçlü muhalefetin bulunuşudur. Dolayısıyla Kum ziyaretinden sonra Rıza Han aşağıdaki demeci yayın- ladı: "... kişisel amacım ve yöntemim başından beri İslamın yüceliğini ve İran'ın bağımsızlığını korumak ve savunmak ve ülkenin ve ulusun çıkarlarını gözetmek olduğu için... Veda etmek üzere Kum'a gittiğimde önde gelen ulemayla görüştüm, ulu kişilerle mevcut koşullar hakkında görüş alışverişinde bulundum. Sonunda halka cumhuriyet düşüncesinden vazgeçmesi öğüdünde bulunmayı zorunlu gördük..."
Sayfa 179 - Rasoul Mehraban, Gousheh-ha-i az Tarikhi Moaser-i İran (Çağdaş İran Tarihinden Görünümler)Kitabı okudu
Ey Rabb-i Rahîm'im ve ey Hâlık-ı Kerim'im! Benim sû'-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi' olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalalet verici vesveseler kalmıştır. Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacaletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşahede göre göre gayet
İnsanların veda etmek için her zaman keşke orada olsaydım dediklerini bilirsin, değil mi?
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.